Mirasta Saklı Paylar ve Ölüme Bağlı Tasarruflar

Hepinize iyi haftalar sevgili okurlarımız. Bu hafta sizlere mirasta saklı paylardan bahsedeceğim.
Kişiler yaşarken dilediği tasarrufları hür iradesiyle yapabilirler. Ancak miras bırakanın malvarlığı üzerinde yaptığı hukuki muameleler sonuçlarını ölümünden sonra doğuracağından Medeni Kanunumuz bazı kanuni mirasçıları korumuştur.
Medeni Kanunumuz 505. maddesinde saklı pay sahibi mirasçıları düzenlemiştir. Bu maddeye göre miras bırakanın altsoyu (çocuğu, torunu gibi), annesi, babası ve eşi saklı paya sahip mirasçılardır. 2007 yılında yapılan bir değişiklikle miras bırakanın kardeşleri saklı pay sahibi mirasçı olmaktan çıkarılmıştır. Medeni Kanunumuzda geçen altsoy terimi içerisinde evlatlıklar da dahildir.
Medeni Kanunumuz 506. maddesinde saklı payların oranlarını belirlemiştir:
?Altsoy için yasal miras payının yarısı,
Anne ve baba için yasal miras payının dörtte biri,
?Sağ kalan eş anne ve baba ya da altsoy ile birlikte kalmışsa yasal miras payının tamamı,
?Sağ kalan eş bu sayılanların dışında başka mirasçılarla kalmışsa (örneğin kardeşler, yeğenler, amca, hala, vs.) yasal miras payının dörtte üçü saklı payı olacaktır.
Miras bırakan, Medeni Kanunumuzun 505. maddesinde mirasçıların belirtilen saklı payları dışında kalan malvarlığı üzerinde dilediği gibi ölüme bağlı tasarrufta bulunabilecektir.
Miras bırakan bu paylar üzerinde herhangi bir ölüme bağlı tasarrufta bulunursa, ölümünden önce yapmış olduğu bu tasarruflar kendiliğinden hükümsüz olmayacaktır. Ancak diğer mirasçılar payları oranında haklarını talep ederlerse bu ölüme bağlı tasarruflar geçersiz hale gelecektir.

Ölüme Bağlı Tasarruflar :
Medeni Kanunumuzun tanımladığı (şekli) ölüme bağlı tasarruflar vasiyet ve miras sözleşmesidir.
1. Vasiyet : Medeni Kanunumuzun 531. ve devamı maddeleriyle düzenlenmiştir. Vasiyet tek taraflı bir hukuki işlemdir. Yani miras bırakanın bu yönde bir irade beyanının bulunması yeterlidir. Vasiyetin kendinden beklenen sonuçları doğurabilmesi için miras bırakan on beş yaşını doldurmuş olmalı ve ayırt etme gücüne sahip olmalıdır. Vasiyetin çeşitleri şunlardır:

?Resmi Vasiyetname : Kanunun öngördüğü şekillerde gerçekleşen vasiyettir. Medeni Kanuna göre bir vasiyetin resmi vasiyetname olabilmesi için iki tanığın katılımıyla resmi memur önünde düzenlenmesi gerekir. Resmi memur, sulh hakimi, noter ya da kanunla kendisine bu yetki verilmiş kişiler olacaktır.
?El Yazılı Vasiyetname : Resmi memurun katılımı olmaksızın miras bırakanın tek başına el yazısıyla yaptığı ve imzaladığı vasiyettir. Bu vasiyetnamenin tamamının miras bırakanın el yazısıyla yazılması ve imzalanması gerekmektedir. Vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün mutlaka belirtilmelidir. Miras bırakan bu vasiyetin üzerinde daha sonra değişiklikler yapmışsa bunların da tarihini belirtmeli ve imzalamalıdır. Medeni Kanunumuzun 538. maddesine göre bu vasiyetname saklanmak üzere açık ya da kapalı olarak notere, sulh hakimine ya da yetkili memura bırakılabilecektir.
?Sözlü Vasiyetname : Sözlü vasiyetnamenin geçerli olabilmesi için olağanüstü bir halin mevcut olması gerekir. Miras bırakan bu olağanüstü hal sebebiyle başka bir vasiyetname hazırlayamamalıdır. Bu vasiyetnamede miras bırakan son arzularını aynı anda iki tanığa anlatır ve onlara beyanına uygun vasiyetname yazma görevini yükler. Tanıklar bu vasiyetnameyi kaleme döktükten sonra imzalarlar. Vakit geçirmeksizin ikisi birlikte durumu asliye ya da sulh hakimine beyan ederler. Miras bırakan için sonradan diğer şekillerde vasiyetname yapma imkanı doğarsa bu tarihin üzerinden bir ay geçmekle sözlü vasiyet kendiliğinden hükümsüz olacaktır.?2. Miras Sözleşmesi : Miras sözleşmesi, miras bırakanın başka bir kimseyle yaptığı ölüme bağlı tasarrufu içeren bir sözleşmedir. Yani miras sözleşmesi iki taraflı bir hukuki işlemdir. Geçerli bir miras sözleşmesi ancak iki tarafın karşılıklı anlaşmaları halinde ortadan kaldırılabilir.
Sevgili okurlarımız bu haftalık da yazımızın sonuna geldik. Önümüzdeki hafta aynı köşede buluşmak ümidiyle iyi haftalar dilerim. Esen kalın?