Son dönem romanlarında sıklıkla işlenen bir konu “Mevlana” ve “tasavvuf”. Elif Şafak Aşk romanıyla Ahmet Ümit Bab-ı Esrar romanıyla Mevlana ve Şems-i Tebrizi’yi anlattılar.
Yaşamını”hamdım, piştim, yandım”diye özetliyor evrensel insan sevgisinin mimarı ve barış dünyasının kahramanı Mevlana.
Ayrılıktan ibaret olan bu nedenle de kavuşulabilen bir sevgili değildir Mevlana’daki aşk. Eskilerin söyleyişiyle “arzu-yı muhal”dir, yani erişilemeyecek sevgilidir. Çünkü divan şairlerinde olduğu gibi kavuşulabilen bir sevgili aşkta aşığı geliştirmez, aşığın yolculuğunu tamamlatmaz, Aşk ayrılıktan ibarettir. Ayrılığın çokluğu ölçüsünde olgunlaşma söz konusudur. Bu yüzden 17 Aralık Şeb-i Arus, düğün gecesi kavuşma gecesidir onun için.
Aşk ve doğruluğu kendine yol gösterici edinmiş, bu doğrultuda yaşamıştır İslam ve tasavvuf dünyasında bir şair ve düşünce adamı olan Mevlana.
1997 yılından beri Amerika'da en çok okunan şair olan Mevlana’nın eserleriyle Batı’nın buluşması, yapıtlarının 1900'lerde İngilizceye çevrilmesiyle olmuştur. 1980 yılında Mevlana eserlerinin Batılı okuyucu tarafından daha rahat biçimde anlaşılabilmesi amacıyla tercümelerdeki dil sadeleştirilerek okurun Mevlana'yı daha yakından tanıması sağlanmıştır. Amerika genelinde 3 milyonluk bir satış rakamı elde eden Mevlana’nın eserleri, Batı dünyasının manevi boşluğuna, ayrılıklarına, acılarına, aşklarına ve ölüm acılarına çözümler sunmaktadır.
Birçok sözüyle yol gösterici olmuştur, büyük tasavvuf şairi ve düşünürü:
"Ne Arıyorsan Kendinde Ara"…
Kişinin değeri nedir?
— Aradığı şeydir!
Eğer sen, can konağını arıyorsan, bil ki sen cansın.
Eğer bir lokma ekmek peşinde koşuyorsan, sen bir ekmeksin.
Bu gizli, bu nükteli sözün manasına akıl erdirirsen, anlarsın ki
Aradığın ancak sensin, sen.
Madendeki inciyi aradıkça madensin.
Ekmek lokmasına heves ettikçe ekmeksin.
Şu kapalı sözü anlarsan, anlarsın her şeyi;
Neyi arıyorsun, sen osun.
Senin canın içinde bir can var, o canı ara!
Beden dağının içinde mücevher var, o mücevherin madenini ara!
A yürüyüp giden sufi, gücün yeterse ara;
Ama dışarıda değil, aradığını kendinde ara.
Mevlana şöyle seslenmiştir insanlığa:
"Yine gel, yine gel, her ne olursan ol yine gel
İster kâfir, ateşe tapan, putperest ol yine gel
Bizim bu dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir
Yüz defa tövbeni bozmuş olsun da yine gel."
Mevlana, yeni bir durumsayış ve yeni bir anlayış ile:
"Kendine gel, yepyeni bir söz söyle de dünya yenilensin! Sözün öylesine bir söz olmalı ki dünyanın da sınırını aşmalı. Sınır nedir, ölçü ne? Bilmemeli!"der.
Mevlana'nın kendi bakış açılarını yansıttığı ve amaçlarını açıkladığı sözü:
"Biz birleştirmek için geldik, ayırmak için değil."
Mevlana'nın ölümünün 736'ncı yıl dönümü nedeniyle düzenlenen 'Hz. Mevlana'nın 736'ncı Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Etkinlikleri' ile geçtiğimiz hafta anıldı.