LUVİLER ANADOLU'NUN YERLİ HALKI * Haydar Aksakal

25.08.2014 / 00:00

Anadolu'da oluşan medeniyet, uygarlık ve zenginlikler binlerce yıldan beri çeşitli kavimlerin, ulusların ilgisini çekti. Anadolu'ya yerleşenler, yerli halkla uyum içinde yaşayarak, bu toprakları vatan saydılar.

Anadolu'da Hint-Avrupa dil gurubunu konuşan kavimler vardı (Hititler, Luviler, Palaikolar).

Luvi kralları, Doğuda Babilliler, Hurriler, Orta Anadolu'da Hititler ve Batı Anadolu kıyılarında Mikenler ve Ahhiyawalılar ile ticari ve kültürel ilişki içindeydiler.

Miken uygarlığı ise Kral Tantalos'un soyundan gelenler tarafından kurulmuştu. Tantalos'un eşi, Atlantis medeniyetini kuran Kral Atlas'ın kızıdır. Luvi halkının, Batı Anadolu'da unutulan Atlantis uygarlığı ile ilişkisi olması mümkündür.

Luvi krallığının MÖ 2.300-1.400 yılları arasında Batı Anadolu'da kurulduğu, başkentlerinin Apasa (Bugünkü Selçuk İlçesi) olduğu söyleniyor.

Hititçe'den farklı, sembolik bir dil ile yazılmış kil tabletlerine göre, en eski yerleşim yerlerinde Luviler yaşamıştır. Günümüzden, 9 bin yıl önceye uzanan tarihleri olduğu söylenmektedir. Luvi sözcüğü bu halkın dilinde “Işık İnsanları” anlamına gelmektedir.

Luviler, Anadolu'nun en eski ana tanrıçası “MA” ya inanmış, yerleştikleri bölgede en yüksek dağa “Maya” adını vermişlerdir. En önemli tanrıları da Apollon'dur.

17. yüzyılda, Luvi Kralı Tarhuntadaru, Arzawalılar'a karşı mücadele etmiş, Luvi tarihinin en büyük kralı olarak belgelerde yer almıştır. Luvili heykeltıraşlar, kralın bir rölyefini Mira ülkesinin sınırı olarak Kemalpaşa yakınındaki kayalıklara oymuşlardır.

MÖ 1.900 yıllarında Luvi Krallığı'nın merkezi, Güney Anadolu'da Çukurova Bölgesi'ne taşınmış, dinsel bir krallık olarak tarihte ki yerini almıştır. Başkentleri Komana ismiyle anıldı. MÖ II. binli yıllarda nüfus Luvi ve Hurriler'den oluşuyordu, Adana ve çevresi Luvilerin yeni yurdu olmuştur.

MÖ 1.500 yılında Hititlerin hâkimiyetlerini kaybettiği bir dönemde bağımsızlıklarını kazandılar. Luvi Krallığı'nın ne zaman yıkıldığı bilinmiyor.

Güney Anadolu'da Luvi hâkimiyetinin sona ermesiyle, MÖ 1.400'lerde Kızzuvatna Devleti kuruldu ve halkın büyük bir bölümünü Luviler oluşturuyordu.

Hitit İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra, Hitit çivi yazısı unutuldu. Luvice Anadolu'da varlığını 700 yıl daha sürdürmüştür. Arkeolojik veriler ve bilimsel araştırmalar, Luvilerin Anadolu'da bilinen ilk uygarlığı kurduklarını göstermektedir.

Luvilerin Anadolu kültürüne yaptığı en büyük katkı, hiyeroglif yazısıdır. Arkeolojik kazılarda Luvi hiyeroglifi ile yazılmış Hitit tabletleri bulunmuştur.

1906 yılında Hititlerin Başkenti Hattuşa'da bulunan çivi yazılı tabletlerin okunmasıyla, MÖ 2.000'li yıllarda Anadolu'nun yerli halkı Luvilerin bu topraklarda yaşadığı ortaya çıkmıştır. Hititler bu halktan Luvian/Luvili olarak söz etmektedir.

Hititler, bütün belge ve yazıtlarda “Nasili” denilen kendi dillerini, dini ve idari bazı yazıtlarda farklı bir dil kullanmışlardır.

Helenler, bu ırkı Pelasgos diye anmıştır. Pelasgosların dilinden kalma tarihsel isimlerin de Luvi diline dayandığı ortaya çıkarılmıştır. Truvalıların da Luvi dili konuştuğu söylenmektedir.

Luvi dili dillerin anası, insanlığın en eski dillerinden birisidir. Söylenmesi kolay, sade bir müziğe ve örgüye sahiptir.

Prof. Dr. Bilge Umar'a göre:”Tarih bilimi Güney ve Batı Anadolu'da Luviler'den önce yaşamış ve uluslaşmış bir halkın ve Luvi dilinden daha önce konuşulmuş bir dilin varlığını asla saptayamamıştır.”

Anadolu'da, annelerin bebekleriyle iletişimde kullandıkları ilk kelime Luvi kökenlidir. Luvi dili Anadolu uygarlığının bir kültür mirası, Anadolu topraklarında dikilmiş sözlü anıtlardan birisidir. Luvi dilinden birkaç sözcüğün Türkçe'de karşılıkları görülmektedir (Anni=Anne, Pati=Adım, Atti=Dışarısı, Tatış=Baba). “Luvi kelimesi” de Hitit ve Luvi dilinde “ışık insanı” anlamına gelmektedir.

Luvi dili ve lehçelerinin çözülmesi, kültürel gelişimin ve medeniyetin Anadolu'dan Mezopotamya'ya ve Yunan Yarımadası'na da götürüldüğü tezini güçlendirmiştir.

Likya uygarlığı tarih sahnesine Hitit-Mısır savaşında ortaya çıkmıştır. Hititler ve Mısırlılar arasında yapılmış Kadeş Antlaşmasında, kil tabletlerde adı Hititçe “Lukka” olarak yazılmıştır. Likya uygarlığının da Luvilerle bağlantı içinde olduğu görülmektedir. Likçe henüz çözülmemiştir. Luvi diliyle benzerlik göstermektedir.

Patara Antik Kenti'nde bulunan büyük Patara Yol Kılavuzu Anıtının (Miliarium Lyciae) dört dille yazıldığı ve bu dillerden birisinin Luvi dili olduğu tespit edilmiştir.

Likya dilinin, Luvi dilinin devamı ve bir türevi olduğu uzmanlarca kabul edilmiştir. Likya dili ve alfabesi Büyük İskender'in Anadolu seferinden sonra unutulmuştur.

Luvi diliyle yazılan Hitit hiyeroglif yazısı 1946'da H. T. Bossert'in katkılarıyla çözülmeye başlandı, 1960 yılında Emmanuel Laroche tarafından tamamlandı. 1973 yılında, Anadolu'nun konuştuğu dili “Luvi dili” olarak kabul edip tanıtan araştırmacılar arasında David Hawkıngs, Piero Meriggi ve A. M. Dinçol de vardır

İskender döneminde, Anadolu'da kullanılan Luvi ve Hitit kökenli isimler, Helenleştirilmeye çalışılmış, buna rağmen Luvice'nin esas yapısı korunmuştur.

Güney Anadolu'da Helen asıllı olduğu söylenen isimlerin çoğunun kökeni Luvice dilinden kaynaklanmaktadır. Kibele, Afrodit, Apollon ve Artemis gibi… Tanrıça adlarının bir çoğu da Luvicedir.

Kaynakça:
1. “Apasa, Ephesos, Ayasuluk, Selçuk”, Selçuk Belediyesi.
2. Luviler: Anadolu'nun Gizemli Halkı, Kalkedon Yayınları, H. Craig Melehert, Ç:Barış Baysal, Çiğdem Çidamlı.
3. Encyclopedia Dünya Tarihi Ansiklopedisi. (İngilizce). S. 37, Peter N. Stearns ve William Leonard Langer tarafından.