Lale Devrinde Manisa * Bedriye Aksakal

15.03.2013 / 00:00
İki gün önce Belediye Başkanımız ve yardımcıları Manisa?nın simgesi olan laleleri Manisalılara dağıttılar.Tüm Manisalıların elinde laleleri görünce bende sıraya girip lale aldım. Başkanımıza teşekkürler. Manisa?yı bahara çevirdiği için.
Binlerce insanın elinde laleler görülmeğe değerdi. Eve geldiğimde lale saksılarını balkona yerleştirerek, laleyi inceledim. Ne güzel bir çiçek. Daha sonra odama çıkarak arşivlerimin arasında yolculuk yapmaya başladım.
Manisa ile ilgili çıkan tüm yazıları, belgeleri elimden geldiğince topluyorum. Topladıklarımı da arada sırada tekrar tekrar okurum. . Şu an sağımda solumda dergiler, gazete küpürleri … Okuduklarımdan ilgimi çeken ?Lale Devrinde Manisa ?yazısı. Bu yazıyı okuyunca kendimi Spil Dağında yetişen rengarenk laleler arasında buluyorum. . Laleler arasında dolaşırken tarihin derinliklerine yol alarak, Lale Devri?nde soluklanıyorum.
Manisa?da Lale Devrinden payını alarak görkemli yaşantılara tanıklık etmiştir. Osmanlı Döneminde III. Ahmet zamanında, vezir olan Nevşehirli Damat İbrahim Paşa ile başlayan Lale Devri, tarihçilere göre Osmanlı döneminin rönesansı olarak anlatılmasıdır.
O dönemlerde, İstanbul?da büyük saray ve bahçeler, lalelerle süslenmiş ve birçok yeniliklerde Avrupa?dan alınmıştır. Sanatçılar ve şairler saray tarafından desteklenmiştir.
Lale, devrin sembolü olmuş, yüz türü yetiştirilmiştir. Başta padişah olmak üzere, Sadrazam Damat İbrahim Paşa ve eşi Fatma Sultan, İstanbul?un zenginleri ile birlikte lale yetiştirme merakı içersine girerek, kendilerini zevki sefa alemi içersinde bulmuşlardır.
Tüm renklerin süslediği lale bahçelerinde binbir gece masallarını andıran gecelerde şarkıların nağmeleri ve şairlerin şiirleri sonsuz boşluğu doldururken, Şair Nedim şöyle sesleniyor:
Bu şehr-i stanbul ki bi misli- bahadır,
Bir sengine yekpare acem mülkü fedadır,?
İstanbul?da yaşanılan tüm renkleri içine alan yaşamlar, Manisa?ya dek uzanmıştır. Manisa şehzadeler kenti olduğundan, şehzadelerin oturduğu saraylarda ve bahçelerde (Sultan Yaylası) çok güzel laleler yetiştirilmiştir. Özellikle (Molla Çelebi) ve (Ruhfeza) denilen ender elde edilen bu iki lale soğanı İstanbul?a beş- on altına satılmıştır.
Şair Nedim, İstanbul?u dizelerinde betimlerken, Manisa?da da Biri Mehmet Dede, Manisa?yı süsleyen apayrı bir görüntü sergileyen, düş izi bırakan laleleri dizelerinde dile getirir:
Memalik-i Anadolu?da misli nadirdir.
Alelhusus ki ol lalezar-ı manisa.
O lale yoktur naziri alemde,
Hak eylemiş anı hassı- diyad-ı manisa,
Görüp letafetin ol lalezar-ı dilkeşin,
Sipihri keşnemin eyler nişar-ı Manisa
Onanı kevkebe bastırdı lalezarıyle,
Tevahür etse sezadır diyar-ı Manisa.?
Manisa?da şehzadeler otururken bir taraftan eğitimlerini alırlar. Bugün Kızılay?ın ve parkın bulunduğu yerde şehzadelere ait büyük bir saraydan ve bahçeleri süsleyen lalelerden Evliya Çelebi?de dem vurur:
?Bu ravza-i Rıdvan ve hadika-i bağ-ı cinan ile bir hıyaban yeridir. Kim adem marsurelerinde meksttikle şuküfesinine rayıhai tayyibesinden alemin dimağı muatlar olur. Ve cenap-ı bari ruyi arzda sun?un ızhar için ne kadar kerre yüzbin elvan-ı nebat-ı kiyahat ezharat-ı iremzatta mevcuttur.?
Evliya Çelebi?nin dile getirdiği bu görkemli saray ve bahçelerde nice şehzadeler ve padişahlar yetişmiştir. Kanuni, gözdesi Gülfem Hatun ile büyük aşklarını burada yaşarken, lale bahçelerinde şiirin ve aşkın dizeleri dolaşmıştır.
Manisa?nın simgesi olan Spil?in alımlı görüntüsü, çamlar arasında çağıl çağıl çağlayan sular ve bu suları Manisa?ya çeşmelere getiren Gülfem Hatun?da anılmaz mı?
Sultan Yaylası?nda Fatih?in oğlu Murat zamanında saray yaptırılmıştır. Bugün kirazları ile meşhur olan bu yaylaya bir taraftan da ?Kiraz Yaylası?da denilmektedir.
Evliya Çelebi, Sultan Yaylası?nı ve laleleri de anlatır:
Hakikatülhal acayip uzun süsen şuküfeleri vardır. Kim rayiha-ı tayyibesinden ademin dimağı muattar olup ve lalesi memduhu alemdir.Sağanın rüma hedaya götürürler.?
Nice güzellikleri bağrında gizemli bir şekilde saklayan Manisa tarihte nice ölümsüz aşklara da tanıklık etmiştir. Kibele?nin, Niobe?nin, Gülfem Hatun?un, Dilşekar, Rabia Hatun?un aşkları hala dilden dile Spil?in esintisiyle dolaşırken, aşıklar birbirlerine aşk şarkıları söylemektedirler…