Küçüğüm Daha Çok Küçüğüm

Küçüğüm daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün hatalarım
Övünmem bu yüzden
Bu yüzden kendimi
Özel önemli zannetmem

Küçüğüm daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün saçmalamam
Yenilmem bu yüzden
Bu yüzden kendime hala güvensizliğim

Ne kadar az yol almışım
Ne kadar az
Yolun başındaymışım meğer
Elimde yalandan kocaman rengârenk
Geçici oyuncak zaferler

Küçüğüm daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün korkularım
Gururum bu yüzden
Bu yüzden çocuk gibi korunmasızlığım

Küçüğüm daha çok küçüğüm
Bu yüzden sonsuz endişem
Savunmam bu yüzden
Bu yüzden bir küçük iz bırakmak için didinmem

Sezen Aksu küçük olmayı, endişeleriyle, korkularıyla, çocuk gözüyle ne güzel anlatmış.
Küçük olmak, çocuk olmak pek çok şiirde, dilde, ülkede, endişe, korkuyla dillendirilmiştir. Sadece Ulu Önder Atatürk’le umut, gelecek güveni, çalışkanlık, özgüven, paylaşım, dostluk, sevgi bayramı olarak ülkemize sunulmuş.
Dün 23 Nisan Çocuk Bayramının 90.yıldönümünü kutladık, büyümüş yaşımızla, çocuk yüreğimizle, çocukluğumuzu özleyerek çocuklarla, coşkulanarak.

Nisan ayında her yıl yüreğim bir başka heyecanlanır. Baharın heyecanı gibi, ağaçların tomurcuklanması gibi demokrasinin çiçeklenip ülkemin her karış toprağına yayıldığı bu gün, içimdeki çocukla dünya çocuklarının kucaklaşması heyecanıdır bu.
Çocuk olmanın sevincini, heyecanını, TBMM’nin amacı ve Türkiye’nin güzelliğini bugünde bir kez daha anlarım 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda.
Atatürk'ün çocuk sevgisini herkes biliyor. Atatürk'ün manevi çocuklarıyla ilişkisi, o yıllarda yaşayan kişilerin anı kitaplarında yer alıyor. Bütün konuşmalarında ‘‘Bugünün küçükleri yarının büyükleri‘‘ diyerek geleceğin çocukların elinde olduğunu her fırsatta belirten Atatürk, ilk Meclis'in açılış tarihi olan '23 Nisan' gününün bayram olarak kutlanmasına karar verdi.
O'na

"ORDU YOK" Dediler, "KURULUR" Dedi.

"PARA YOK" Dediler, "BULUNUR" Dedi.
"DÜŞMAN ÇOK" Dediler, "YENİLİR" Dedi.

VE

BÜTÜN DEDİKLERİNİ YAPTI.

Sevgili çocuklar size, bize, hepimize düşen de
"Küçük hanımlar, küçük beyler!
Sizler hepiniz geleceğin bir gülü,
yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız!
Memleketi asıl aydınlığa boğacak
sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,
kıymetli olduğunuzu düşünerek
ona göre çalışınız. Sizlerden
çok şeyler bekliyoruz."
Seslenişine de kulak vererek
Atatürk’ün ilkeleri dedikleri doğrultusunda yürümek değil midir?