Köy Enstitüleri * Muzaffer Akdoğan

“….Kanımızı ve iliklerimizi isteyerek köyün içine akıtmadıkça, kırk bin köyün kenarına münevver insanın mezar taşı dikilmedikçe, bu köyün sırlarını anlayamayız. Köyü anlayabilmek, … duyabilmek için onunla kucak kucağa, nefes nefese gelmek lâzımdır. Onun içtiği suyu içmek, yediği bulguru yemek, yaktığı tezeğin ifade ettiği sırları sezebilmek ve yaptığı işleri yapabilmek gerekir……..” (İsmail Hakkı TONGUÇ)
Bir 17 Nisan daha yaşayacağım. Sevinci ve üzüntüsüyle beraber. Bu 17 Nisanlar beni hem sevindirir, hem de çok üzer. 17 Nisan 1940 Türk Eğitim Tarihinde bana göre çok önemlidir. Genç Cumhuriyetimizin nüfusunun çoğunluğunu oluşturan köylülerin çocuklarını okutmak ve çevresine yararlı, eğitimli birer eleman olarak tekrar köylerine göndermek için açılan Köy Enstitülerinin kuruluş günüdür 17 Nisan. Köy Enstitüsü olarak kurulan ve sonradan İlköğretmen Okuluna dönüştürülen Savaştepe İlköğretmen Okulu mezunu olmamdan dolayı Köy Enstitülerinde yapılan çalışmaları yakından görme şansına sahip oldum. Her ne kadar Köy Enstitüleri kapatılmış olsa da dershaneleriyle, atölyeleriyle (resim, ağaç işleri, ciltçilik, demircilik vb.), kütüphanesiyle, yemekhanesiyle, yatakhanesiyle, fırınıyla, kooperatifi ve öğrenci lokaliyle, ayakkabı tamircisi ve boyacısıyla, aşçısı ve aşçı yardımcılarıyla, elektrikçisiyle, reviriyle, hamamı ve çamaşırhanesiyle, gece bekçisiyle, traktörüyle ve minibüsüyle, en önemlisi çiftliği ile tam bir enstitü havası vardı okulumuzda. Öğretmenlerimizin büyük çoğunluğu ya Köy Enstitüsü döneminden kalma ya da Köy Enstitüsü çıkışlı olduğu için bize enstitü havasını yaşatmaya çalışırlardı. Tarım Öğretmenimiz Şaban YAYLALI’yı, Müzik Öğretmenimiz Mehmet DURU’yu (kendisi Türkiye’nin ilk Blok Flüt ustasıdır), Resim-Yazı-İş Bilgisi Öğretmenimiz Kemal ŞEVİK’i, Eğitim Şefimiz Şerafettin KARABULUT’u, bütün Genel Kültür ve Meslek Dersleri öğretmenlerimizi, Aşçımız Bolulu Tevfik Ustayı, ayakkabıcımız Kemal Amcayı, elektrikçimiz Tevfik Amcayı, şöförümüz Mustafa Ağabeyi (yıllar sonra oğlumun okuduğu Havran Lisesinde karşılaştığımızda nasıl sevindiğini hiç unutmam), At Arabacımız Tinton Amcayı (adını hiçbirimiz bilmeyiz) ve daha isimlerini sayamadığım okul görevlilerimizi saygıyla anıyorum.
Köy Enstitüsü kökenli bu okulda neler öğrendim, hangi alışkanlıkları edindim ?
• Düzgün Türkçe konuşmayı,
• Kitap okuma alışkanlığını,
• Düşünmeyi ve yorumlamayı,
• Alet kullanmayı,
• Temiz giyinmeyi,
• Toplu yaşamayı ve toplu yaşama kurallarına uymayı,
• Demokrasinin temel kurallarını,
• Türk ve Dünya klasiklerini,
• Sanatı (resim, müzik, tiyatro, heykel) ve sanatın içinde olmayı,
• Türk Kültürünü (Halk Oyunları, Halk Müziği, Seyirlik Oyunları, Milli Marşları)
• Spor yapmayı (futbol, basketbol, voleybol, hentbol, aletli ve aletsiz jimnastik)
• Türk Tarihini,
• Toplumun değerlerine saygı göstermeyi,
• Günlük hayatta gerekli olan tarım bilgilerini, (meyvecilik, tarla tarımı, tavukçuluk, sebzecilik, salça ve turşu yapımı, konservecilik, gübreleme ve gübre çeşitleri, budama, ilaçlama, süs bitkileri yetiştirme)
• Basit inşaat işlerini,
• Süsleme işlerini (kâğıt katlama ve süsleme, ebru yapımı, çeşitli boya teknikleri)
• Basit ağaç ve demircilik işlerini,
• Adaletli davranmayı,
• Üretken olmayı,
• Basit dikiş ve düğme dikmeyi, ütü yapmayı, yemek yapmayı,
• Günlük gazete ve en az bir süreli yayın dergi takip etmeyi,
• İmeceyi,
• Çocuklarımızı programına uygun en iyi şekilde eğitmeyi,
• Atatürk’ü ve Türkiye Cumhuriyetini sevmeyi ve korumayı,
Köy Enstitüsü kökenli okulumda öğrendim ve edindim. Bu yazdıklarımın eksiği var
fazlası yok. Eksiklerini siz tamamlayın. Kısacası bu okullarda iyi bir vatandaş, iyi bir öğretmen olmayı öğrendik.
Köy Enstitüsü mezunları bu saydıklarımızdan daha fazla bilgiler öğrendiler, alışkanlıklar edindiler. Ancak “….Aydınlık sesi duyuluyordu halkın / Köyleri tutmuştu aşkın ve terin hünerleri / Bir oldular da Bolu Beyleri / Kapattılar Enstitüleri…(Mehmet BAŞARAN)
Kimdi bu Bolu Beyleri?
• Büyük köylü kitlesinin aydınlanıp ileride politik olarak kendilerine zarar vereceğini düşünen siyasiler,
• Okumuşların ve okulun köye gelmesiyle sömürü düzenlerinin bozulacağını düşünen ağa, bey, eşraf ve din adamları,
• Köylüler aydınlanır ve daha çok hak ister diye düşünen batakçı toprak ağaları,
• Köyle ilgili eğitim sistemine ayak uydurmaktan korkan eskimiş bürokratlar,
Gözünüz aydın Bolu Beyleri, Enstitüleri kapattırdınız. Köylü aydınlanmadı ve sizin
sözünüzden çıkmadı. Bu durumda, çok mutlu oldunuz sanırım.
Hasan Ali YÜCEL ve İsmail hakkı TONGUÇ’a saygılarımla………

Muzaffer AKDOĞAN
Emekli Öğretmen
Atatürkçü Düşünce Gördes Şube Başkanı