Köy Enstitüleri Kapatılmasaydı * Yılmaz Şipal

Köy Enstitüleri Kapatılmasaydı…
17 Nisan 2010 günü Köy Enstitüleri?nin 70. kuruluş yıldönümüydü. Toplantılar yapıldı ve Köy Enstitüleri?nin Türkiye?nin ?en çağdaş? eğitim kurumları oldukları bir kez daha vurgulandı.
Köy Enstitüleri 1954 yılında kapatılmamış olsaydı, Türkiye?nin dünya ulusları arasındaki yeri en ön sıralarda olacaktı.
Sayıları 21?e ulaşan Köy Enstitüleri?nin her biri, Türkiye?nin ?aydınlığa açılan? kapılarıydı. Türkiye?yi 1950?den sonra ?ortaçağın karanlığına? götürmek isteyen, toprak ağalarının başı çektiği şeyhlerin, aşiret reislerinin ve mütegallibenin de kervana katılmasıyla oluşan güçler ?pilan değil, pilav isteriz? söylemiyle yönetime geçtiler. Bu söyleme kananlar da, ?Dimyat?a pirince giderken evdeki bulgurdan? oldular.
Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel ile Köy Enstitüleri?nin mimarı İsmail Hakkı Tonguç?un büyük çabalarıyla oluşturulmuş bir eğitim devrimidir.
Köy Enstitüleri?ni UNESCO, ?dünyanın örnek alması gereken öğretim kurumları? olarak göstermiştir.
(1) ?Askerlikleri sırasında başarılı olan gençler, gelişen tarımsal teknolojiyi önce öğrenip sonra da öğretmek üzere, ?Ziraat Bakanlığı?nın desteği ile eğitilip yetiştirilir ve öğrendikleri ?modern tarım tekniklerini? köylülere aktarmak için köylere gönderilir. Bu gençler ayrıca, ?öğretmenlik? görevini de üstlenir. İsmail Hakkı Tonguç?un yönetip, yönlendirdiği bu proje çok başarılı olur. Kısa bir süre sonra çıkarılan yasalarla ?köy eğitmeni? yetiştirilmesi giderek yaygınlaşır. Bu uygulama gelecekte kurulacak ?Köy Enstitüleri? için çok başarılı bir deneme olmuştur ve Türkiye?nin ?aydınlığa açılan kapıları? olan Köy Enstitüleri kurulması için uygun ortamı oluşturmuştur.
1936?da başlayan, ?Köy Eğitmenleri Yetiştirme Projesi? denemesinin başarıya ulaşması üzerine, 1940 yılında çıkarılan ?Köy Enstitüleri Yasası? yürürlüğe girer. Yasanın yürürlüğe girmesiyle, köy okullarına ?öğretmen? yetiştirmek için yurdun çeşitli yörelerinde toplu yerleşim yerlerinin uzağında, geniş arazileri olan bölgelerde, Köy Enstitüleri kurulmaya başlar.
Devletin bu kurumlara katkısı hemen hemen yok denecek kadar azdır. Öğrenciler, bir yandan eğitim görürken diğer yandan da kendi dersliklerini, barınaklarını, kısaca kendi gereksinimlerini, konularının uzmanı olan öğretmenlerin ve usta öğreticilerin gözetimi ve rehberliği ile kendileri yapar.
Öğrenciler elleriyle kurdukları okullarda, modern tarım, demircilik, yapı ustalığı, arıcılık ve el sanatları üzerine uzmanlaşırlar.
1943 yılında Köy Enstitüleri için gereken yönetici, müfettiş, öğretmen yetiştirmek üzere Hasanoğlan Köy Enstitüsü bünyesinde ?Yüksek Köy Enstitüsü? açılır. İlkokulu bitiren çocukların sınavla alındığı Köy Enstitülerinde öğretim süresi beş yıl olarak belirlenir.
Bu eğitim süresi, ?kültür dersleri, tarım dersleri ve sanat ya da teknik dersleri? olmak üzere ayrılmıştır. Dersler uygulamalı olarak yapılmaktadır?.
(1) (Kaynak Vikipedi ? Köy Enstitüleri )
(2) ?1936?larda deneme amaçlı başlayıp 1940?ta resmen kurulan Köy Enstitüleri, Anadolu?nun meşaleleri olmuştur. Bu dönemde köy çocukları eğitildikten sonra köylerine tarımda, işte, sanatta, zenaatta ve sağlık alanlarında öğretmen olarak geri gönderilmişlerdir. Ancak feodal yapı bu aydınlanma sürecinde rahatsız olmuştur. Cumhuriyet düşmanları ve din istismarcıları bu kurumun kapatılması için ellerinden geleni yapmışlar ve başarılı da olmuşlardır.
Eğer başarılı olmasalardı bugün;
– gidilmemiş köy okulsuz çocuk
– işlenmemiş tarla
– aç-açık insan fabrikaları kapatılmış işçiler olmayacaktı.
– Avrupa?larda çalışan işçiler
– töre cinayetleri
– boşalmış köyler görülmeyecekti.?
Kaynak: (2) (İbrahim Ortaş iortas@edu.tr)
Demokrat Parti ile toprak ağaları, laik Cumhuriyet düşmanları ve dini siyasete alet edenler el ele vererek 1954 yılında Köy Enstitüleri?nin ?aydınlığa açılan kapılarını? kapatırlar.
YILMAZ ŞİPAL. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI. Cumhuriyet. 26.04.2010