Kavaklıdere Notları * Kemal Kocabaş

6 Mart 2014 akşamı gece dersim vardı. Hafta sonu köyümde annemle beraber olacaktım. Yaşamın bu yeni döneminde, 84 yaşındaki annemi sık sık ziyaret etmeyi vicdansal bir ev ödevine dönüştürmüştüm. Akşam 19.30'da İzmir'den çıktım. Yollar baharı müjdeliyordu. Papatyalar, laleler, meyve ağaçlarının çiçekleri yeniden doğuşu temsil ediyordu adeta. Yoğun bir ders trafiğinden sonra yolculuk yapmak dinlendiriciydi, keyifliydi. Çine'ye geldiğimde acıkmıştım. Çine çayı kenarında sürekli gittiğim ve tümüyle yerel tatların, yeşil otların, ot kavurmalarının, çay balığının ve ilgili akışkanların egemen olduğu restoran, Kavaklıdere öncesi tüm yorgunlukları yok etmişti. Geç vakit köydeydim. Soba yanıyordu, kestaneler ve çay eşliğinde uzun bir “goca ev” sohbeti, hastalıklar, hatıralar iç içe…
7 Mart Cuma sabahı Kavaklıdere'de pazardayım. Evin pazar gereksinmelerini karşılıyordum. Pazar yeri harman yeri gibi. Görenler “hoş geldin hocam” diyorlar, sarılmalar, öpüşmeler… Pazar ise rengarenk… Yakın köylerdeki üreticilerin getirdiği yoğurt, peynir, çökelek, Aydın'dan, Bozdoğan'dan, Çine'den gelen sebze satıcıları… Hayat akıyordu. Çocukluğumdan beri pazara gitmek, oradaki canlılığı, koşuşturmayı izlemeyi hep sevmiştim, yine öyle oldu. Her taraf siyasi partilerin bayrakları ile donatılmış, rengarenk bir pazar. Birden karşımda AKP-Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Prof. Dr. Mansur Harmandar belirdi. Yanında da AKP Kavaklıdere Belediye Başkan adayı Mehmet Demir ve köylüler vardı. Pazarcılarla merhabalaşıyorlardı. Sayın Harmandar, Fethiyeli, Gönen İlköğretmen Okulu çıkışlı ve Yüksek Öğretmenliydi. Oralardan merhabamız vardı. Merhabalaştık, kendisine başarılar diledim. Pazar seçim kokuyordu. Pazar eşyalarını eve bıraktım, çarşıya tekrar çıktım. Yeğenim Dursun Kocabaş'ın büfesinin önünde bu kez MHP adayı emekli öğretmen Alirıza Öztürk ile karşılaştım. Sarıldık, kendisine başarılar diledim. Sevgili Alirıza ilkokul sınıf arkadaşımdı. Farklı siyasal düşüncelere sahip olmamıza rağmen mahalle komşum Alirıza, tertemiz bir insandı ve onunla hep sevgi-dostluk dolu arkadaşlığım olmuştu. Kavaklıdere'nin çevre sorunlarını, mermer çıkarma adına orman talanını, adaletli ve vicdanlı olmayı konuştuk.
7 Mart Cuma günü öğleden sonra Kavaklıdere'de CHP'nin mitingi vardı. Yaşamım boyunca Kavaklıdere'de bir mitinge hiç tanık olmamıştım. Kavaklıdere bu kavrama yabancıydı. Saat 14.00'da Kavaklıdere meydanında yaklaşık 400-500 kişilik bir miting yapılıyordu. Meydanda Nazım'ın şiirini yazdığı “Güzel Günler Göreceğiz Çocuklar” müzik parçası çalıyordu. Duygulandım. “Güzel günler görmek” coşkusunun, heyecanın Kavaklıdere'ye gelmesi beni mutlu etmişti. Heyecanlı bir miting izledim. Milletvekilleri ve Kavaklıdere Belediye Başkan adayı Mehmet Kemiksiz konuştu. Mehmet Kemiksiz, baba dostu Ortaklar Köy Enstitüsü çıkışlı öğretmen Saadet Kemiksiz Amcanın oğlu. Bizim köyün de güveyi… Yıllardır Kavaklıdere'de yaşıyor ve muhasebecilik yapıyor. Üniversite çıkışlı, tertemiz, insanlarla ilişkilerde başarılı, yalın, sade, güzel bir insan. Mitingte çok başarılı, Kavaklıdere'nin havasına uygun güzel bir konuşma yaptı. Son konuşmayı da Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı dostum Dr. Osman Gürün yaptı. Sade, rahat, slogansız, polemiksiz, yalın ve yerel Muğla diliyle de süslediği konuşma Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı adayına yakışır olgunlukta, kucaklayıcı bir konuşmaydı. Miting sırasında epeydir görmediğim dostlarımı da görmüştüm.
Kavaklıdere, ilginç bir seçim süreci geçiriyor. Mesevle (Çayboyu), Genek (Menteşe), Belliibol (Çamlıbel) köyleri yıllardır sahip oldukları yerel yönetimlerini son çıkan Bütünşehir yasasıyla kaybetmişler ve Kavaklıdere'ye bağlanmışlardı. Adı geçen köylerin yerel yönetimlerini kaybetmelerini demokrasiyi en küçük birimlerde hayata geçirmek adına çok doğru bulmuyorum. Demokrasi bilinci, kültürü, o köylerde bundan sonra nasıl hayata geçecek? Bütünşehir Yasası bu anlamda mutlaka yeniden gözden geçirilmeli ve bu köyler yerel yönetimlerine tekrar kavuşmalıdır. Kavaklıdere daha önce yerel yöneticisini yaklaşık iki bin oyla seçerdi. Şimdi bu köylerin de katılımıyla yaklaşık sekiz bin oyla belirleyecek.
Bir Kavaklıdereli olarak seçilecek Belediye Başkanının tümüyle, köyleriyle birlikte Kavaklıdere halkının başkanı olması en önemli dileğimdir. Kavaklıdere halkı, başkanının demokratik siyaset dışındaki mermer ocağı işletmeleri, dinsel tarikatlar, akraba grupları gibi güçlerin değil “halkın başkanı” olmasını arzulamaktadır, beklemektedir. Seçilecek başkan sadece içinde yaşadığı köyün, beldenin değil tüm Kavaklıdere'nin başkanı olacaktır. O anlamda sekiz bin insanın mutluluğunu temel almalıdır ve kucaklayıcı olmalıdır. Yeni seçilecek başkanın doğa ve çevre duyarlılığını öne çıkarmasını, Hillerima antik kentinin turizm anlamında değerlendirilmesini, doğayı koruyarak orman turizmine yönelik çalışmalar yapmasını, Kavaklıdere kültürel mirasını koruma yönünde çalışmalar yapmasını, Kavaklıdere'de bir 500 kişilik anfi tiyatro yaparak, yaz aylarında düğün, sinema, tiyatro, müsamere ve konserlerin verilmesine yönelik kültürel faaliyetlerin önünü açmasını diliyorum.
Kavaklıdere'de iki dönem Belediye Başkanlığı yapan ve çok değerli çalışmalara imza atan kardeşim Nuray Bozyer'e bundan sonraki yaşamında başarılar dilerken Kavaklıdere'de 30 Mart seçimleriyle birlikte yeni, aydınlık bir sayfa açılmasını, seçimin demokrasi şölenine dönüşmesini dilerim. Köyüme selam olsun…