İsveç * Bedriye Aksakal

30.10.2013 / 00:00

Gezimizin sekizinci günündeyiz takvim 27 Haziran 2013'ü gösteriyor. İsveç'in başkenti Stockholm'a yol alıyoruz. İsveç'in güneyinde bulunan spor kenti Karistad'da öğle yemeği molasında kenti geziyoruz. Rüzgar neredeyse hızımıza yetişemeyecek. Stockolm'a geldiğimizde hemen otelimize yerleşiyoruz.

İsveç, İskandinavya bölgesinin tam ortasında. Kuzeyden güneye uzanan bir ülke.Maleren Gölünün ve Baltık Denizi'nin birleştiği yerde kurulmuş. Güneşin yazın gökyüzünde kalması çok fazla. İsveç, Ortaçağ'dan beri bağımsız ve tek bir ülkedir. 1814'ten beri İsveç, barış politikası izlemekte,

İsveçliler yeşile ve doğayı koruma bilincinde. Burada gökdelen ve yeşilin katledildiğini göremezsiniz .Ülkede kilolu insanda göremezsiniz. Her yerde spor yapan, kanoya binen insanlar var. Gökyüzü oksijen dolu.

Avrupa Birliğinde; ama Euro yerine ulusal para birimi İsveç kronu kullanılıyor. Dünyanın en yaşanılan ülkesi. Yazın gecesi, kışın gündüzü olmayan ülke. Kimse kimsenin özeline karışmıyor.

Kenti gezmeğe başlıyoruz. Stockholm; 1252 yılında kurulmuş. 14 adası elli yedi köprüsü ile birleştirilmiş. Bu nedenle kuzeyin Venedik'i deniliyor. Kent bir anlamda Baltık denizi üzerinde bulunmaktadır. %30'luk bölümü parklar- bahçeler ve yeşil alanlar oluşmaktadır. Buraları tekne gezintisi yaparak görüyoruz.Günlerin uzaması, doğayla iç içe olan Stockholm insana farklı bir enerji aşılıyor.

İsveç nüfusunun %21'i, sanayinin %35'i başkent Stockholm'da.

Kenti gezerken, dünyanın en güzel kadınlarının burada yaşadığını öğreniyorum. Travelers Digest dergisinin araştırmasına göre Stockholm sözcük anlamı “Stock= sur” holm= adacık anlamına geliyor.

Kent adalar üzerinde adeta yüzüyor.

Stockholm, dünyanın en büyük müze kentlerinden biridir. Yılda bir milyon insan tarafından ziyaret ediliyor.

En yoğun saatlarda araç kuyruğu yok. Bisiklet kuyruğu var. Bisikletle gezen yaşlı hanımlara rastlıyorum. Kent surları içinde yer alan toprakların yüzde 40'ı park ve yeşil alanlardan oluşmaktadır. Doğal güzelliğiyle harika bir kent. Kentte ağır sanayi olmadığından, doğal güzellikler bozulmamış.

Sanatsal ve kültürel birikimiyle dünyanın öncü kentini, Stanadası, kraliyet sarayı, ulusal tiyatro binası, parklarını ve Nobel ödüllerinin dağıtıldığı Belediye Binasını gezdikten sonra, serbest zamanımızda kenti geziyoruz. Kentte seksen müze var. Bu sayıyı duyduğumda utanıyorum. Manisa'ya hala bir müze yapamadığımızdan. En bilinen müze 30.000 el sanatının bulunduğu el sanatları müzesi.