İstanbul * Ziya Osman Saba

Seni görüyorum yine İstanbul
Gözlerimle kucaklar gibi uzaktan
Minare minare, ev ev
Yol, meydan

Geliyor Boğaziçi'nden doğru
Bir iskeleden kalkan vapurun sesi
Mavi sular üstünde yine
Bembeyaz Kızkulesi

Bir yanda, serin sabahlarla beraber
Doğduğum kıyılar: Beşiktaşım
Baktıkça hep, semt semt, yer yer
Beş yaşım, onbeş yaşım, ah yirmi yaşım

Durmuş bir tepende okuduğum mektep
Askerlik ettiğim kışladır ötesi
Bir gün bir kızını benim eden
Evlendirme dairesi

Benim de sayılmaz mı oralar
Elimi tutar gibi iki yanımdan
Babamın yattığı Küçüksu
Anamın toprağı Eyüpsultan

Önümde, açık kollarıyla boğaz
Çengelköy'den aktarma Rumelihisarı
İstanbul, İstanbul'um benim
Kadıköy'ü, Üsküdar'ı

Gün olur, Köprü ortasında durur
Anarım, Adalar'da çamların uykusunu
Gün olur, Beyoğlu'nu özler içim
Koklamak isterimTünel'in kokusunu

Bulut geçer üstünden
Gemi gelir yanaşır
Bir eski türküdür, kulağıma fısıldar
'İçi dolu çamaşır.'

Göğünde tanıdım ayın ondördünü
Kırlarında bilirim baharı
Her şey içimde, her şey
İstanbul yadigarı

Bir daha görüyorum seni dünya gözüyle
Göğün hep üstümde, havan ciğerlerimdedir
Ey doğup yaşadığım yerde her taşını
Öpüp başıma koymak istediğim şehir