İsa Gök:taksim Olayları Uluslararası Bir Oyun * Ülgen Zeki Ok

Haziran 22nd, 2013
Haber Ekspres 23.06.2013

Sezgilerim, Taksim'deki Gezi Parkı'nda başlayan olaylarda doğal olmayan bir şeyler olduğunu söylüyordu, ilk günden itibaren. Dış kaynaklı, karmaşık bir senaryonun kokusu geliyordu, burnuma…

Bir Hollywood filmi gibi başlayan ve tırmanan olayların ardından Duman'ın bir gecede yaptığı bildirilen 'Eyvallah' adlı parça ile yükselişe geçti, benim şüpheler… Parçanın sözleri, izlediğimiz fotoğraf ve görüntülerle birebir örtüşüyordu da, müzikten azıcık da olsa anlayan biri olarak, bir parçanın bir gecede bu kadar kusursuz hale getirilerek kaydedilmiş olması olanaksızdı, bana göre…

Gözümün önüne yıllar önce izlediğim, başrollerini Robert De Nero ve Dustin Hoffman'ın paylaştığı 'Wag the dog ? Başkanın Adamları' filmi geldi. Filmden anımsadıklarım şunlardı: ABD Başkanı'nın seks skandalını halka unutturmak için Arnavutluk'ta sahte bir savaş düzenlenir; bir stüdyoda kucağında kedi ile savaştan kaçan bir kız fotoğrafı üretilir (bizde doğal olan, saçları biber gazı ile dalgalanan kırmızılı kadın gibi). Sözde tutsak olan 'Old Shoe' lakaplı asker için ayakkabı ve postallar ağaçlara, tellere atılır ve ünlü folk sanatçısı Willie Nelson bir beste (Good Ol' Shoe) yapar (http://www.youtube.com/watch?v=1v4ZLwevXAI)…

Uzunca zamandır albüm çalışmaları için İrlanda'da bulunan Duman'ın twitter aracılığı ile yaptığı, ancak basında pek yer almayan açıklama kafamı daha da karıştırdı: ” 'Eyvallah' şarkımız 1 günde bestelenmemiştir, şarkıyı Mart 2013?te İrlanda'da kaydettik. Yaz sonu çıkacak albümümüzün parçalarından biridir.”

Beklenenin aksine, Erdoğan'ın konuşmalarıyla sürekli olarak olayları provoke etmesi; olayların neden AKP'ye en muhalif olan İzmir değil de İstanbul'da patlak verdiği; bugüne dek Türkiye'deki birçok olaya ve yapılan haksızlıklara duyarsız olan yabancı basın organlarının bu olaylara aşırı ilgisi; ilk geceki olayları internet aracılığı ile Norveçlilerin vermesi gibi birçok olay şüphelerimi pekiştirdi.

En başta 'uyanık olmamız gerektiği' uyarısını yapsam da, halkın tepkisini bastırmaya çalışıyor gibi görünmemek için uyarımı tekrarlamadım. Veri eksikliği nedeniyle kafamdaki tablo netleşmediğinden bunları yazmayı da düşünmüyordum ki, facebook'ta Mersin milletvekili İsa Gök'ün Bengütürk'teki bir konuşmasını izledim (http://www.youtube.com/watch?v=5T6iAVM2Cc8).

Silivri'de tutuklu milletvekilleri için girişimlerini takdir ettiğim ve CHP'de görüşlerime en yakın milletvekillerinden biri olan Gök, özetle şunları söylemiş konuşmasında:

“Kasıtlı olarak büyütülen olayların tek hakimi AKP'dir.”

“Erdoğan, Ahmet Davutoğlu ve Hakan Fidan dışındaki AKP kurmayları bile olaylardan haberdar değildir. Bu üçünün ortak özelliği, kısa süre önce ABD'de Başkan Obama, Savunma Bakanlığı ve CIA yetkilileriyle toplantı yapmış olmalarıdır.”

“Bir taşla birçok kuşun vurulması söz konusu olabilir: Gündem değiştirme, İmralı'nın gözden kaçırılması, Ortadoğu'nun yeniden yapılandırılması, üniter yapının parçalanması, Türk Petrol Kanunu'nun değişmesiyle tüm ormanların kesilebilmesine olanak verilmesi gibi…”

Gök'ün “Geleceği göremeyenler, oynanan oyunları çözemeyenler başkalarının oyununun piyonu olurlar”, “Büyük planları uygulamak için tansiyon yükseltilir”, “Olayların çözülememiş olması planın büyük olmasından kaynaklanıyor”, ” Erdoğan'ın kendisi olmasa da, Türk ve yabancı danışmanları çok zeki” görüşlerine de katılıyorum.

Bu olayların, bundan sonraki planlara yönelik, 'nabız yoklama, halkın tepkileri tartma' gibi bir amacı olabileceğini de düşünüyorum, ayrıca…

Gök konuşmasına, “En olmadık anda ortaya çıkan ve ülkenin kaderini çizen 'Çılgın Türklere' ve milletine güvendiğini” söyleyerek son vermiş. Rastlantıya bakın; kısa süre önce İzmir'de, İstanbul Japonya Başkonsolosu Keiji Fukuda ile yaptığımız görüşmeyi 'Çılgın Türkler' terimini kullanarak, aynı paraleldeki sözlerle tamamlamıştım.

Birlik, beraberlik ve uyanık olma zamanı…

Haftanın Sözü: “Ey Türk Milleti! Seni yıkmak, seni yok etmek için var güçleriyle çaba harcayan düşmanlarına aldanıp, yanılmamalısın.” Bilge Kağan