İcra Takipleri * Tuğçe İnç Zavlak

Haciz yoluyla takipler ise bir mahkeme kararına dayanıp dayanmamasına göre ilamlı ve ilamsız icra olarak ikiye ayrılmaktadır.
İlamlı icra takipleri; bir mahkeme kararına dayanılarak yapılan icra takipleridir. Bu takip yoluna başvurabilmemiz için öncelikle bir edim (eda) hükmü içeren mahkeme kararı bulunmalıdır.
Bazı mahkeme kararlarının icraya konulabilmesi için mutlaka kesinleşmiş olması gerekir, bazı hükümlerin ise kesinleşmesine gerek yoktur. İcra ve İflas Kanunumuza göre, ilamlı icra yoluna başvuruda herhangi bir yetki sınırlaması yoktur; ilamların icrası Türkiye?deki herhangi bir icra dairesinden istenilebilir.

İlamsız icra takipler; bir mahkeme kararına dayanmayan takiplerdir. İlamsız takipler de kendi içlerinde genel haciz yoluyla takip, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip ve kiralanan taşınmazların tahliyesi olarak üçe ayrılmaktadır.

Genel haciz yoluyla takip yoluna başvurabilmek için elimizde herhangi bir belge bulunmasına gerek yoktur. Buradan herkesin istediği kişiye karşı icra takibi yapabileceği sonucu çıksa da kötü niyetli kişilerin bu yola başvurmasına kanunlarımız ağır müeyyideler getirmiştir. Genel haciz yoluyla takibe başvuran kişi kötü niyetliyse ve alacağı olmadığı halde bu yola başvurmuşsa, borçlu konumunda olan kişi takibi durdurabilecek ve mahkemeler borcun gerçekte var olup olmadığı konusunda kararını verecektir. Gerçekte olmayan bir borç için kötü niyetle icra takibi yoluna başvuran kişi mahkemenin kararı ile tazminata (%20 ye kadar) hükmedilebilecektir. Yine kötü niyet tazminatı borçlu olduğu halde sırf alacaklıyı oyalamak ve icra takibini sürüncemede bırakmak için kötü niyetle takibe itiraz eden borçluya da yüklenebilecektir.

Genel haciz yoluna başvurulan alacak rehinle teminat altına alınmamış olmalıdır. Bu takip türünde ödeme emri borçluya tebliğ edildikten sonra ödeme ve itiraz süreleri 7 gündür.

Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takiplerde ise takibe dayanak borç bir kambiyo senedinden kaynaklanmalıdır (çek, poliçe ya da bono). Bu takip türünde ise ödeme süresi 10 gün, itiraz süresi ise 5 gündür. Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takiplerde borca itiraz edilebileceği gibi imzaya da itiraz edilebilir ve itirazlar İcra Hukuk Mahkemelerine yapılmalıdır.

Kiralanan taşınmazların tahliyesi yoluna ise kira bedelinin ödenmemesi ya da kira süresinin sona ermesi nedeniyle başvurulabilecektir. Sözlü ya da yazılı kira sözleşmesine dayanan kira bedelinin ödenmemesi durumunda, ödeme emrinin borçluya tebliğinden itibaren süresinde itiraz edilmez ve borç da ödenmezse, alacaklı takibe dayanarak İcra Hukuk Mahkemelerinde tahliye davası açabilecektir.

Kira süresinin sona ermesi nedeniyle ilamsız tahliye talebi içeren takiplerde ise mutlaka yazılı bir kira sözleşmesine dayanılmalıdır. 6570 sayılı Kanun gereğince yalnızca yazılı kira sözleşmesine dayanmak da yeterli olmayacak, kira sözleşmesinin kurulmasından sonraki bir tarihte kiracının yazılı tahliye taahhüdü vermiş olması gerekecektir.

Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yoluna başvurabilmek için ise, öncelikle takip alacağı bir rehinle güvence altına alınmış olmalıdır. Rehin bir mahkeme ilamına da dayanabilir. Burada hem taşınır rehni hem de taşınmazlar üzerindeki ipotekler aynı kapsamda yer almaktadır. Bu takiplerde öncelikle kural olarak öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yoluna başvurulacaktır. Bu takip türünde rehin alacağı karşılamaya yetmiyorsa icra müdürlüğünce alacaklıya bir rehin açığı belgesi verilecektir.

Bu haftalık da köşemizin sonuna geldik. Her zaman söylediğimiz gibi; her somut olay birbirinden farklılık gösterebileceğinden, icra takipleri ile ilgili yaşadığınız sıkıntılarda da hukuki yardım alarak yola çıkmanızı tavsiye ederim. Önümüzdeki hafta yine bu köşeden yeniden görüşebilmek ümidiyle, esen kalın?