Her Şey Sevmekle Başlar

Yeni bir insanı tanımak, Yeni bir kente ilk kez girmek gibidir.
Işıltılı,yemyeşil ve çocuk sesli.
Bulvarları, ebruli dükkanları büyüler insanı.
Kentin her sokağı elleri olur, Omzuna dokunur şaşırtır seni
Hercai dolanırsın, heyecan dolarsın; o yeni kentin
içine karışır, bakarsın bir güzel…
Sana, hep gülücükle bakar kent ilk buluşmalarda.
Seni, hep güzel gölgelerinde serinletir Güneşinde ısıtır sevinirsin.
Sana görünen güzellikleri olur kentin, o yeni insanın.
Sonra, Bir sabah bir kalkarsın!
Güneşi göremezsin pencerende, Aynı sokaklardan geçersin ama,
Aynı değildir Bir kenti tanımak, bir insanı tanımaktan uzun sürebilir.
Kent; saklayabilir sırlarını ve gerçeğini;
Ama insan ele verir çabucak kendini,Sevgi yokken ,Sevgi yokken…
Zaman sana öğretir, Alışırsın.
Yollar, aynı yerde kıvrımlanır; çukur aynı yerdedir.
Güneş, aynı iki ağacın arasından doğar Aynı iki betonun arasına batar,
görürsün; Ama şaşırmazsın.
Sen elin cebinde dalarsın.
Kirli hava ciğerlerine dolar.;
Kent sana batar.
Sevgi yokken…
Gitmek istersin; O kentten nefret edersin.
Yeni bir kent hasreti, sarar bedenini.
O kenti terk zamanı gelmiştir; Ve gidersin…
Sevgi yokken; Bir kenti çözmek, bir insanı çözmeye benzer.
Yok olmaya yüz tutmuş incelik, gelecek çetin günlerin habercisidir.
Çırılçıplak yalan olur, ayağın çamura batar.
Tutulmamış sözler olur, ellerine asfalt yapışır.
Güven, Saygı, Hoşgörü Ulu bir çınarın yaprakları gibi, dökülür kucağına.
Hüzün sarar dört yanını.
Gri olur gözlerin.
Yeni bir insan hasreti dolar damarlarına.
Terk etmek istersin, ama hemen gidemezsin.
Bir kenti çözmek, bir insanı çözmekten kolay olabilir sevgi yokken;
Ama bir insanı terk etmek, bir kenti terk etmekten kolay değildir.
Kentin, en yüksek tepesine çıkıp ELVEDAA! diye haykırabilirsin.
“Elveda”yı sana bakan iki göze, o kadar kolay söyleyemezsin;
Acı verir..Bir insanı çözmek çözülmektir, farkına varmaksızın.
Seni yeni tanıyan bir yeni kente girmiş gibidir.
Senin sokaklarında dolaşır, Renklerinde oynaşır, Varoşlarına kadar iner;
anlamazsın.Hüzünlerin, Sevinçlerin,
Korkuların,Naçarlığın Ulu bir çınarın yaprakları gibi
dökülür kucağına Çözülürsün…
Yeni bir insan, Kucağına konulmuş bir armağan paketidir Hiç beklenmedik.
İlkin, çığlık olur dudaklarında. (Mavi kurdeleli, kırmızı ambalajlı birkutu)
Sevinçle, telaşla açarsın;İncitmeden, Yırtmadan.
Çıkar ortaya, çiçek desenli dört köşe.
Dört köşe olursun sevinçten;
Heyecan sarar bedenini.
Yeni bir insan, Hayatın sana sunulmuş bir armağanıdır;
“Ve hayat sana sunulmuş bir armağandır” o an…
Kutudan bir kutu daha çıkar;
Şaşırırsın En son kutudan ışıltılı, güzel sesler içinde,
Bir oyuncak çıkar; kahkahaya boğulursun.
Zaman sana o oyuncağı öğretir.
Kurcalarsın; Nereye bassan,hangi ışık yanar,
Neyi çevirince, hangi ses çıkar,bilirsin artık.
Zaman sana öğretir…
Sevgi yokken, İçini görmek kalır, son heyecan.
Kurcalarken kırarsın onu.
Özür dilersin, tamir edersin.
O ışıklar gene yanar, O sesler gene çıkar;
Ama heyecan vermez sana,Seni sıkar.
Bir gün, oyuncak sepetine koyarsın onu, karışır diğerleriyle;
Ama evden atmazsın, Öylece durur, gözlerinde hüzün…
Sen göremezsin…
Sen,ellerine tutuşturulmuş bir armağansın yeni insanın.
Kutunun içindeyken bilemezsin.
Çözdükçe çözülürsün,Anlamazsın.
Bir sepete atılma ihtimalidir seni bekleyen;
Sevgi yokken…
Ama sevgi varken; Yeni bir insanı tanımak,
Yeni bir kente ilk kez girmek gibidir.
Işıltılı, yemyeşil,çocuk sesli ..
Tüm ilk heyecanları yine yaşarsın,Hem de daha şiddetli.
Sana sunulan güzellikleri çoğaltırsın,
Kendin de çoğalırsın kendinde…
O kenti sevebilirsen eğer;
Çamurlu yollarıyla, Yanmayan sokak lambalarıyla,
Deşik kaldırımlarıyla, Kentin bütününü seversin.
Varoşlarını da okşarsın, parmakların sızlasa da. Her
gördüğün düğüne kamber, her gördüğün cenazeye keder
olursun. Seversin kenti Kent de seni sever Her
kıvrımını tanırsın, Kent senin her kıvrımını bilir.
Kent çinko damlardan ağlar, Sen silersin gözyaşlarını.
Sen ağlarsan, Kent yüzüne örter yapraklarını.
Dudaklarında saklar seni fırtınalarda. Sen kentin
bozuk yollarını onarırsın, Solmuş duvarlarını boyarsın. ;
Kent senin solmuş umutlarını renklendirir.
Sen kenti çoğaltırsın,O da seni gönendirir,Sevgi varken…
Sevgi varken; Bir insanı tanımak, Bir kenti tanımaktan uzun sürer.
İnsan sırlarını sonsuza taşıyabilir…
Sevgi varken; Yeni bir insanı çözmek,
Bir armağanı çözmektir kırmadan Ve çözülmektir,
yıpranmadan Sevmek; tüm ışıklarını, tüm seslerini
bilip armağanın Her seferinde yeniden şaşırmaktır
Sevmek; tüm ışıklarını, tüm seslerini bilip kentin Her
seferinde kente ilk defa girebilmektir…
Sevmek, bir insanla başlar.