Gönen İmecesi ve Bir Kitap” * Kemal Kocabaş

“…Kayalar kat kat/ Kardeşim Ferhat!/Sesimi duyuyor musun çağlar gerisinden?/Enstitüme su getirdim/ Köyüme ışık götüreceğim/ Sesimi duyuyor musun yattığın yerden?/Ne olur kendini belli et/ Senin çektiğin zorlukları çektik altmış çift el/ Bir güzel iş yaptık/ Böyle bin şiire bedel!” Tahir BAYKURT

Yeni Kuşak Köy Enstitüler Derneği (YKKED), Gönen Köy Enstitüsü-İlköğretmen Okulu kültürel mirası üzerine dördüncü kitabı okurlarına sunuyor. Önce Sayın Mehmet Emin Aytan'ın enstitü anılarından oluşan “Gönen Köy Enstitülü Yıllar” (2005), sonra sırasıyla Prof. Dr. Kemal Kemal Kocabaş'ın yayına hazırladığı “Köy Enstitülerinden İlköğretmen Okullarına Geçişte Eğitime Adanmış bir Yaşam: Mehmet Kahvecioğlu” (2007), Prof.Dr. Songül Sallan Gül'ün yayına hazırladığı sözlü tarih çalışması olan “Gönen Köy Enstitüsü Işığı” (2013) ve bugünlerde de İsmet Baş-Dr.Niyazi Altunya'nın yayına hazırladığı “Gönen Köy Enstitüsü ve Sonrası” (2014) kitaplarını yayımlıyor.

“Gönen Köy Enstitüsü ve Sonrası” adlı bu çalışma vefanın, değerbilirliğin ve dostluğun-arkadaşlığın ürünü. Bu kitap, çok değerli arkadaşımız İsmet Baş'ın 23 Şubat 2013 tarihinde aramızdan erken ayrılışı nedeniyle yarım kalan çalışmasının Sayın Baş'ın ve bizlerin ortak dostu Sayın Dr. Niyazi Altunya tarafından tamamlanmasıyla oluştu. İsmet Baş, Isparta Gönen Köy Enstitülü bir aile geleneğinden geliyordu. Yaşamı boyunca hep daha demokratik ve aydınlık bir Türkiye tutkusu, heyecanıyla yaşadı. Kendisini sürekli geliştiren ve değiştiren bir yaşam tarzıyla Isparta, Muğla Milli Eğitim Müdürlüklerinde bulundu.

1980 öncesi tanık olduğum başarılı, aydınlık, çağdaş, demokrat bir Muğla Milli Eğitim Müdürlüğü deneyimi sonrası onunla sonraki yıllarda YKKED-Isparta imecesinde sevgiyle karşılaştık. Isparta şubesinin kuruluş süreçlerine çok ciddi katkılar sağladı. Sayın Baş, daha sonraki yıllarda YKKED-Genel Merkez Denetleme Kurulu üyeliğindeydi.

Kendisi yasal süreçleri yorumlarken hep ilk başvuru kaynağımız oldu. Derneğin kurumsallaşma süreçlerinde bizlere hep yol gösterici oldu. O bir aydınlanmacı ve ilericiydi ve öyle de yaşadı. Yaşamın ve Türkiye koşullarının dayattığı sıkıntılar onu yormuştu. 2013 yılında 65 yaşında aramızdan ayrıldığında bizlere söz verdiği “Gönen” çalışması iradesi dışı yarım kalmıştı. YKKED olarak arkadaşımız-dostumuz İsmet Baş'ın yarım bıraktığı, Niyazi Altunya'nın tamamladığı bu kitabı yayımlamak boynumuzun borcuydu.

“Gönen Köy Enstitüsü ve Sonrası” adlı bu çalışma belgesel tadında bir çalışma. Kitapta Gönen Köy Enstitüsü özeliyle Cumhuriyetin en kıymetli eseri “Köy Enstitüleri” gerçeği, “Canlandırılacak Köy” projesi belgelerle, tanıklıklarla ortaya konuluyor. Köy Eğitmen Kursları enstitü arayışında çok önemli deneyimler üretmişti. Gönen'de 15 Nisan 1939 tarihinde açılan Gönen Köy Eğitmen Kursu ve ardından 5 Temmuz 1940 tarihinde açılan Gönen Köy Enstitüsü Göller Bölgesi köy çocukları için bir aydınlanma ocağı olmuş ve onların yaşamlarına anlamlar katmıştır.

Köyden, ortaçağ koşullarında gelen halk çocukları Gönen'de laik, demokratik, bilimsel, ve üretici eğitimin en özgün uygulamalarıyla değişim ve dönüşüm süreçlerini yaşamışlardır. Köy çocukları Gönen'de kendilerini yeniden keşfetmişler, doğuştan gelen yeteneklerini iyi bir çevre ve eğitim ortamında daha da geliştirerek “özgür insan” olma sürecinde çok önemli yol almışlardır. Arkadaşlarımız İsmet Baş ve Niyazi Altunya'nın hazırladığı bu imece kitabı bu uygarlık tasarımının tüm boyutlarıyla ortaya konulmasının destanıdır.

Bu kitabı büyük bir coşku ile okurken ülkenin neleri kaçırdığını daha da iyi anlıyorsunuz. Eğitimin tümüyle piyasalaştırıldığı ve dinselleştirildiği 2014 koşullarından o yıllara saygıyla bakıyorsunuz. Gönen Köy Enstitüsü kurucu müdürü Ömer Uzgil bakanlığa sunduğu 1942 tarihli bir raporda “Gönen Köy Enstitüsü, Osmanlı İmparatorluğu devrinde kaza ve nahiye merkezi olmuş yaşlı Gönen köyünde açıldı ve Gönen, enstitüyü bağrına basmakla yeniden gençleşti” diyerek o dönemdeki ilerici enstitü algısını bize yansıtır.

Yine Gönen Köy Enstitüsü ilk öğrencilerinden Veli Karaca yazdığı “Enstitüye Gelirken” adlı şiirinde ” Sorarlar, nereye gidiyorsun yavrucuğum/ Kader böyle imiş köy davasıdır borcum/, Gün 1940 Temmuzun 5'iydi/ O gün bana hız veren enstitü güneşiydi” diyerek bir öğrencideki Gönen algısını dizelere taşır. Gönen Köy Eğitmen Kursunu bitiren bir öğrenci mezuniyet töreninde “…

Medeniyet rüzgarlarının esmediği yurt köşelerinde sıhhatleri bozuk yurttaşlarımız var. Onlara sağlık götüreceğiz. Eski devrin yadigarı gözü açıkların, mütegallibelerin; şeytan zekalarıyla aldattıkları, kızıl güneşin bağrında yarım çarıkla elde ettikleri mahsulleri ellerinden çarpılanlar var. Onlara akıl götüreceğiz. Tefecileri kovalamaya gideceğiz. Yıllarca katmerleşen koyu bilgisizlik içinde hareketsiz, heyecansız hemşerilerimiz yarının medeniyetine bayraktarlık yapacak… Biz bu yapıcılığı, bu yaratıcılığı ve Türk köyünün kalkınma şerefine başkasına vermeyeceğiz… Kendimize güveniyoruz. Gücümüz yeter” kursun kendisine verdiği özgüveni söylevine taşıyordu. 2014 yılında hangi mezuniyet töreninde böyle bir özgüven söylevi var?

Köy Enstitüsü yöneticileri enstitü öğrencilerinin gelişimi ve değişimi için tüm olanaklardan yararlanmışlar. Savaştepe, Aksu Köy Enstitüsü'nde olduğu gibi 1940'lı yıllarda Ankara Radyosunda Muzaffer Sarısözen'in ” Bir Türkü Öğreniyorum” programı Gönen'de de önemli eğitsel-kültürel işlevi olmuş.

Gönen çıkışlı Necati Kıyak ” Ömer Uzgil, halk türkülerini öğrenmemiz için yayın saatinde bizi evinin yakınına götürürdü. Dışarıya bir hoparlör yerleştirmişlerdi. Halk türkülerinin yayımlanacağı saatte defter ve kalemimizle oraya giderdik.

Muzaffer Sarısözen söylenecek türkünün sözlerini, yazılabilecek yavaşlıkta söylerken biz de defterlerimize yazardık. Yazma işi bitince programdaki türkü küçük parçalar halinde bestesine uygun söylenirdi, biz de tekrarlardık. Sonunda türkü bütünüyle söylenirdi, biz de söylerdik. Her programda sadece bir türkü yayınlanırdı. Bu sayede o yıl 10 türkü öğrenmiştik” şeklinde anlatarak o dönemdeki kültürel imeceye bizlere aktarır.”Gönen Köy Enstitüsü ve Sonrası” adlı bu kitap bir imece ürünü. Saygıyla ve rahmetle andığımız arkadaşımız-dostumuz Sayın İsmet Baş'a, Sayın Dr. Niyazi Altunya'ya bu çok değerli kitap için sonsuz teşekkürler. Anadolu Öğretmen Liselerinin kapatılarak Köy Enstitüsü-İlköğretmen Okulu-Anadolu Öğretmen Lisesi kültürel zincirinin kırılmak çalışıldığı bugünlerde “Gönen Işığını” onurla yakan, taşıyan eğitim kahramanlarının anılarını, çalışkanlarını, yurtseverliklerini saygıyla selamlayarak bu kitabı YKKED olarak ülkemizin eğitim-kültür dünyasına armağan ediyoruz.