Garip Bülbül Gibi Feryadı Kaldı * Mustafa Mutlu

26 Eylül 2012
?Hep sen mi ağladın hep sen mi yandın?
Ben de gülemedim yalan dünyada?
Sen beni gönlünce mutlu mu sandın?
Ömrümü boş yere çalan dünyada?
Ah yalan dünyada yalan dünyada?
Yalandan yüzüme gülen dünyada!
Sen ağladın canım, ben ise yandım.
Dünyayı gönlümce olacak sandım.
Boş yere aldandım boş yere kandım.
Rengi gönlümde solan dünyada?
Ah yalan dünyada yalan dünyada?
Yalandan yüzüme gülen dünyada!
Bilirim sevdiğim kusurun yoğdu.
Sana karşı benim hayalim çoğdu.
Felek bulut oldu, üstüme yağdı.
Yaşları gözüme dolan dünyada?
Ah yalan dünyada yalan dünyada?
Yalandan yüzüme gülen dünyada!
Ne yemek, ne içmek, ne tadım kaldı.
Garip bülbül gibi feryadım kaldı.
Alamadım eyvah, muradım kaldı.
Ben gidip, ellere kalan dünyada?
Ah yalan dünyada yalan dünyada?
Yalandan yüzüme gülen dünyada!?
Yukarıdaki türkünün sözleri, dün aramızdan ayrılan hemşehrim Neşet Ertaş?a ait?
Her Kırşehirli gibi benim kulaklarım da onun sesi ve ezgileriyle dolu?
Bozlak ustasıydı, Anadolu?nun içli sesiydi, bağlama sihirbazıydı, söz cambazıydı?
Kaderi saz çalmaktı; o da kaderinin hakkını verdi!
Bunu yaparken tek şeyden korktu: Gönül kırmak!
Bu yüzden beş yaşındaki çocuğun karşısında bile ?saygıda? kusur etmedi?
Süleyman Demirel?in Cumhurbaşkanlığı döneminde kendisine verilmek istenen devlet sanatçılığı unvanını, ?Hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor? diyerek reddetti.
?Halkın sanatçısı olarak kalırsam benim için en büyük mutluluk bu? dedi?
Ve öyle kaldı!
?Efendim?siz başlayan tek cümle kurmadı.
Elini öpmeye kalkışanların elini öptü.
Bu tevazuu, bazen şerre yoruldu!
Babası Muharrem Ertaş?la ?aynı ruhun insanı? oldu?
Binlerce yıl yaşayacak, binlerce türkü bıraktı?
***
Dün ölüm haberini alınca resmi internet sitesine girdim, kapak sayfasında yine bir türkü sözü duruyordu.
?Delikanlı? başlıklı o türküsünün bir dörtlüğü, onun bu mütevazı kişiliğinin ardında yatan ?delikanlı?yı öyle güzel anlatıyor ki:
?Tepeden bakarak konuşma boşa, Dengesiz sevgiler gider mi hoşa, Engin ol, aslanın gönlünü okşa, Eğer yaralıysa sar delikanlı??
***
Kısacası? Garip bülbül gibi feryadı kaldı?
Alamadı eyvah, muradı kaldı?
O gitti bu dünya, ellere kaldı?
Huzur içinde uyu, ey Abdal Neşet!