Fener Alayının Feneri… * Tayfun Deniz Kuğu

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için Belediyemiz Fener alayı düzenlemiş…
Basın, yayın organlarında duyurmuş…
E, Cumhuriyet sevdalıları olarak katılmayı uygun gördük!..
Daha öncekileri kızımızın dersanesi, hocası derken kaçırmıştık…
Şimdi evde iki kel kör kirpi kalınca, gidip katılalım dedik…
Şeyh Fenari Camisinin önüne duhul ettik…
Ettik ama, elimizde sallayacağımız bayrakların hepsini eve asınca elimiz boş kaldı…
Azmi abi'ye mesaj attım. Dedi ki cevaben, “meydanda dağıtılacak!..”
Bekledik. Bir zabıta aracı geldi…
Öncesinde Belediyenin TOMA'sı diyebileceğimi bir minibüs!..
Su, gaz sıkmıyor ama megafonla duyuru sıkıyor!..
“Sıraya geçin, ikili sıra yapın, sıra olmazsa vermeyiz…”
Biz de makarna kapmaya çalışan çocuklar gibi geçtik sıraya tabi..
İki zabıta eri irisi arkadaşımız, bayrakları saçarak, bayraklar yere düşerek ve de kapanın elinde kalarak resmen dağıttı!..
Arkadaki bir başka sotede yuvalanmış minibüsten atkı da dağıtılıyormuş…
Zabıta müdürü arkadaşın boynunda görünce torpillilere verildiğine hükmederek sormaya bile gerek duymadık…
Neyse efenim…
Başlaması gereken yürüyüş başlamıyor…
Kalabalık artıyor, tansiyon yükseliyor…
Tüm protokol orada. Manisa'nın ekabir kesimi orada…
Sonradan öğrendik ki, Fener alayının feneri olan sayın başkan alana duhul etmemiş…
Yürüyüş ondan bir türlü başlayamıyormuş!..
Bayağı bir gecikmeden sonra yürümeye başladık.
Sanırım Fener yolumuzu aydınlatmaya başladı ki yürüdük!..
Sloganlar attık, marşlar söyledik, andımızı okuduk…
Aramızda kalsın, sloganların önüne genellikle Türk etnik kimliğini de koyduk…
“Millet sözcüğünün önünde etnik kimlik olmazzzzz” diyenlerin bayağı bir kulakları çınladı sanırım…
Şeyh Fenari Camisinin önünden başladık yürümeye. Moris Şinasi meydanından sağa kıvrılıp Doğu Caddesine vurduk…
Yolda sıkıştım…
Meşhur bir gece kulubünün önünden geçerken tuvalete girme ihtiyacı hissettim…
Kapıdaki görevlilerden kibarca (!) giremeyeceğimi öğrenince tüm “Çakralarım” açıldı iyi mi?..
Artık bir sokak arasına siğdirdim…
Sokak sakinlerinden özür dilerim!..
Tüm yaşananlara rağmen, coşku büyüktü…
Manisalı Cumhuriyetine, bayramına sahip çıkıyordu…
Yürüyüşe katılamayanlar evlerinin camlarından, balkonlarından coşkuya ortak oldu…
Mehter müziği, klarnetin, davulun sesi birbirine karıştı…
Alkışladık, el çırptık, bağırdık…
Cumhuriyet bayramımızı kutladık elimizden ve belediyemizden geldiğince…
Seneye daha hazırlıklı olacağım…
Evdeki bayraklarımdan birine sopa takacağım ve onu sallayacağım…
Sallayamasam da bayrakları yere atan, pardon, saçan bir memur görürsem sopayı kullanabilirim en azından…