Eğitim Emekçisi Ferit Oğuz Bayır * Zeliha Kanalıcı

Ferit Oğuz Bayır, Köy Enstitülerinin kurucusu İ. H. Tonguç?un en yakın çalışma arkadaşı, dostu, fikirdaşı, dava arkadaşıydı, sağ koluydu. Mektuplarında ?kardeşim? diyebilecek kadar yakın duyumsuyordu O?nu.
Ferit Oğuz Bayır, Birinci Dünya Savaşı yıllarında, Edirne Öğretmen Okulu öğrencisidir. Savaş sonunda Edirne Yunanlılara bırakılınca Çolak Sabri çetesiyle direnişe katılır. Bir süre sonra Bulgaristan?a sığınmak zorunda kalır. Dönüşte Yunanlılara esir düşer. Esirlik üç ay sürer. Serbest bırakılınca önce İstanbul?a gelir, sonra İnebolu üzerinden arkadaşlarıyla birlikte Mustafa Kemal ordusuna katılır. Savaş bitince Foça?da öğretmenliğe başlar.
Tonguç?la Ferit Oğuz Bayır ilk kez bakanlıkta, Tonguç Okul Müze Müdürlüğü?ndeki odasında 1933?te tanışırlar. Ama asıl yakınlaşmaları aynı yıl Kültür Bakanlığı?nca düzenlenen ?Seyyar Terbiye Sergisi?nde başlar. Sergide görevli 6 kişi, 45 gün süreyle yurt ve eğitim sorunlarını tartışırlar. Altı kişiden biri daha sonra, Köy Enstitüleri davasına büyük zarar verecek olan R. Şemsettin Sirer?dir.
Gezici Eğitim Sergisi için getirilen araçlardan birisi de bir gramofondur. Görev dışı zamanlarda Tonguç?un getirdiği plakları da dinlerler. Plaklar arasında Nazım?ın okuduğu ?Bahri Hazer ve Salkım Söğüt? şiirleri de vardır. Bu plakları müfettiş Sirer?in olmadığı zamanlarda dinlemeye özen gösterirler. İşte bu Gezici Eğitim Sergisi?nde Tonguç?la Ferit Oğuz Bayır yakın dost ve yoldaş olurlar.
Tonguç?la Bayır?ın yazışmalarının bildiğimiz ilk tarihi 19.10.1936?dır. Tonguç, oğlu Yalım?ın doğumunu müjdelemektedir. ?Bir başka vesile, beni sana bu birkaç satırı yazmaya mecbur ve muvaffak etti. Bir oğlum oldu? İnsanlar teessürlerini ve sevinçlerini sevdiklerine söylemekten, duyurmaktan zevk alıyor.?
Tonguç?un düşündüklerini, tasarladıklarını ilk açtığı; sevincini, coşkusunu paylaştığı insan Bayır?dır. Bayır?a göre Köy Enstitülerinin isim babası da Tonguç?tur. Bunu ilk kez 12.08.1937 tarihli mektubunda kullanmıştır. ??Bir hafta evvel güç halle İzmir?e gittim. Orada Amerikalılardan kolej binalarında ve Eskişehir?de Mahmudiye?de senin pek hoşuna gidecek birer KÖY ENSTİTÜSÜ açıyoruz. Bu müesseseler köy çocukları alınacak ve ??
Tonguç eğitmen işinde ve kadın eğitmen konusunda Bayır?ın fikirlerinden yararlanmak ister: ?? Eğitmen teşkilatı işi genişletilmek tasavvuru olduğuna nazaran, eğitmen yetiştirici azlığı gibi bir engelle karşılaşılıyor. Bunun için ne gibi çareler girişilmek uygun olacağını düşünedur. Bu mevzuu konuşmak sırası ve fırsatı gelecek??
??Ben seyahate çıkacağım günlerde kadın eğitmenler işine dair rapor ve mektup göndermişsin. Onu döndükten sonra görüp okuyabildim?? ?? Şimdi beni en çok düşündüren meselelerden biri, senin de işaret ettiğin gibi, kadın eğitmen meselesidir. Bu hususta senin düşündüklerini biraz mufassalca öğrenmek isterim??
O günlerde Tonguç, çalışma arkadaşları bulmakta hayli zorlanmaktadır. Bulduğu çareyi bildirirken aynı zamanda dertleşmektedir: ?? İstediğim evsafta iş arkadaşım azdır. Bunu san itiraf edebilirim. Birçok kimseleri, yeni ve kuvvetli işler için yetiştirmeyi gaye bilerek sahneye çıkıyorum. Fakat randıman azdır. Bu işler mutavassıt adamın sökebileceği işler değil. İşte bu sebeplerden dolayı düşündüm, taşındım, hiç olmazsa kitap vasıtasıyla da belki 5-10 kişi kazanırız diyerek, herkesin balolarda, gazinolarda, pastanelerde eğlendiği saatlerde, bunlara hiç imrenmeyerek, gece yarılarına kadar oturarak KÖYDE EĞİTİM kitabını yazdım??

1947?de yayımlanan Canlandırılacak Köy kitabını Tonguç, Dost Ferit Oğuz Bayır?a diye imzalamış ve şunları yazmış: ?Cins tohum serpmek için beraber hazırlamaya çalıştığımız köy tarlasının mahiyetini bu kitapta göstermeye çalıştım. Umduğumuz gibi ürün alınmazsa bunun sebebi yalnız çalışma şekillerinde aramamalı ? Çalışmalarımızın boşa gitmeyeceğini hatırlayarak seni hayatım boyunca unutmayacağım. Değerli yardımlarını zevkle anarak çok çok gözlerini öperim??
Öğretmen Ansiklopedisi ve Pedagoji Sözlüğü?nü; Aziz Kardeşim Ferit Oğuz Bayır?a diye imzalamış: ?İlköğretim alanında çalışmalarımızı da özet halinde saptayan bu kitabı, senin emeklerini de belirttiği için, seviyorum. Eserlerin eksik tarafları üzerinde çalışıla çalışıla giderilecektir??
Tonguç, ?Adamını işin kendisi yetiştirir? diye düşünür ama gene de Süleymen Edip Balkır ile Bayır?ı birisini ?Köy Ekonomisi? diğerini ?Yetişkinler Eğitimi? üzerinde yapılanları görmek, öğrenmek üzere Macaristan?a göndermek ister, ama dilek gerçekleşmez.
Ferit Oğuz Bayır şube müdürlüğüne gönderilmiştir. İlk günlerini şöyle anlatır: ?1939?da Maarif Şurası çalışmaları bitince Umum Müdür Hakkı Tonguç bir emir ve direktif vermeden Ankara?dan inceleme, teftiş için ayrıldı. Müsteşar da beni tınmadı, başkaları da ilgilenmediler? Kendi kendime, ilkin köy eğitimine giren, Mektep Müzesi?ndeki memurlar için angaryaya varan işlerin tümünü ilköğretim dairesine aktardım, tayin edildiğim şubeye mal ettim? Umum müdür teftişinden Ankara?ya dönünce üçüncü şube işlerinin tarafımdan derlenmiş olduğunu gördü. 1946 yılının Eylül?üne kadar da bütün işler tek şube müdürünün beynine ve gücünün yetisine bağlı kaldı. Bütün bu işleri yılda bir aylık izinleri almadan Hakkı Tonguç?un yukarıdaki bölümde saptadığım tanımı içinde çalışarak genel müdürün aktif kalmasını, gözünü açmağa lüzum kalmadan, yazılara imza atması güvenini sağladı??
Seçimler yapılmıştır.(1946) Köy halkının eğitim hakkının gerçekleşmesine karşı olanlar, aydınlanmanın karşısında olanlar baltayı omuzlamışlardır.Başta Meclis Başkanı Kazım Karabekir, milletvekilleri Şemsettin Günaltay, Feridun Fikri Düşünsel?in Hasanoğlan?a gideceğini Bayır telefonla Tonguç?a bildirir, onlarla birlikte gitmesini söyler Tonguç. Ancak Bayır ?bu kimselerin yanında giyilecek elbisesi olmadığını, şeker çuvalından yapılmış beyaz yazlık giysisiyle gidebileceğini? söyler. Tonguç ?Elbiseyi boş ver, sen git? der. Bu normal bir gidiş değil, baskındır.
Öğrencilerin sorgulanıp hırpalanması, gelenlerin bu davaya saldırması karşısında Ferit Oğuz yurdunu savunan Kurtuluş Savaşçısı gibi, Kuvayi Milliyeci gibi kükrer ve şöyle der: ?Muhterem efendim, acaip bulunan bu kurumlarda kanun ve yönetmelikler çerçevesi içinde eğitim-öğretim yapılmaktadır. Çalışma yetkili organlar tarafından denetlenmektedir. Bu okullar batı kopyası değildir, kendi gerçeklerimizden hareket ederek meydana getirilmiş, bize göre kurumlardır. Acaip bulundukları sanırım buradan gelmektedir. Milli duygu ve tarihin kültürünü gerçek anlamıyla ancak buralar verebilmektedir? Milli duyguların inkişaf ettirilmediği söyleniyormuş. Yaz demeden, kış demeden, gecesini gündüzüne katarak bu toprakları vatanlaştırmaya çalışan, ona terini, bilgisini karıştıranların milli duygularının geliştirilmediğini, tarih kültürlerinin noksan olduğunu söyleyenler acaba bir gün böyle çalışmış, bir tek fidan dikmiş, böylesine yaratıcı bir aşk ile bu toprağı sevmişler midir???
Bu baskın sonucu, ilkin Tonguç görevinden uzaklaştırılır. Arkasından köy eğitiminde canla başla çalışanların sürgün edilmesine girişilir. Ortalık toz dumandır. Ferit Oğuz önce kızağa çekilir, sonra Bolu kütüphanesine sürülür. Kısa süre Milli Eğitim Bakanlığı yapabilen Avni Başman tarafından Ankara?ya geri getirilir. 1957?de Ankara merkezindeki Atila İlkokulu?na öğretmen olarak atanır. 1959?da emekli olur, Foça?ya yerleşir. Tonguç?la Bayır?ın dostlukları Tonguç ölünceye kadar sürer. Sürekli haberleşir, görüşür, yazışırlar. Sağlık kontrolü için gittiği Almanya?dan da yazar: ?Buraya geldiğim günden beri üniversite hastanesindeyim. Şimdiye kadar yapılan araştırmalarda bağırsak ve böbreklerde bir şey bulamadılar. Karnın ortasında ele gelen katılığın hemen müdahaleyi gerekli kılan tehlikeli bir tümör olmadığı kanaatine vararak bunun yerini röntgende tespit etmeye çalışıyorlar. Ondan sonra kesin bir karara varacaklarını söylüyorlar?Maneviyatım düzeldi??
Umudumuzu, direncimizi canlı, diri tutan, Kurtuluş Savaşı Gazisi, aydınlanma savaşımcısı, yüzyılımızın tanığı Ferit Oğuz Bayır, kendi yazdığı kitabına ?Köyün Gücü? ismini vermiştir.Aslında köyün gücünü, emekçi Anadolu insanının gücünü biz Ferit Oğuz Bayır?da bulmaktayız. Köyün Gücü bizzat Ferit Oğuz Bayır?ın kendisidir. O, eğitim emekçilerinin tanığı, ulu bir çınardır. Kuvayi Milliyecidir, eylem adamıdır, örgütçüdür.
Ferit Oğuz Bayır, Köy Enstitülerine ve bu davaya olan inancını ölünceye dek sürdürmüştür. Sevgiyi söz ile değil, eylem olarak ortaya koyan bilge bir insandır. Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı?nın kuruluşunda en büyük maddi ve manevi desteği Ferit Oğuz Bayır vermiştir. Vakfımıza üç villa bağışlamıştır. Nazım Hikmet?e olan sevgisiyle nazım Hikmet Vakfı?na da bir villa bağışlamıştır.
Ferit Oğuz Bayır?ın davası dava, sevdası sevda, kavgası kavgadır.
Genç öğretmenim Ferit Oğuz Bayır?ın yazdığı ?Köyün Gücü? Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı?nın çıkardığı, ?Ferit Oğuz Bayır?a Saygı?, Mehmet Başaran?ın yazdığı ?Aydınlanma Yolunda? Eğitim emekçisi Ferit Oğuz Bayır? kitaplarını okuyun. Onu daha çok sevecek, daha çok güçleneceksiniz.
Anısı önünde saygıyla eğiliyorum.

Zeliha KANALICI
Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı
Yönetim Kurulu Başkanı