Dil Devrimi * Bedriye Aksakal

21.11.2013 / 00:00

Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın dediği gibi:
'Benim ses bayrağım Türkçe'yi yazıp okuyabiliyorsak bunu eşsiz insan Atatürk'ümüze borçluyuz. Türk Devrim tarihinin en büyük devrimi 'Harf Devrimi'dir
' Türkçe'mizi yabancı sözcüklerden arıtma, işleyip geliştirme, ulusal ve öz benliğimize kavuşturma akımına DİL DEVRİMİ diyoruz.'
Türkçe'mizin gelişme evrelerini izlediğimizde , dilimizin 9. yüzyıldan beri yabancı dillerin etkisinde kaldığını görüyoruz. Türkçe'mizi, yabancı dillerden kurtarmak işi Cumhuriyetimizle birlikte olmuştur. Atatürk, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra, her gittiği yerde dilin önemini vurgulamıştır. Bir söylevinde:
'Üç buçuk sene süren bu mücadeleden sonra, ilim bakımından, maarif bakımından mücadelemize devam edeceğiz ve eminim ki, bunda da muvaffak olacağız. Her büyük zaferin kazanılmasından sonra yeni bir alem doğmalıdır. Yoksa başlı başına zafer boşa gitmiş bir gayrettir.'

Bu sözlerin anlamı çok açıktı. Gerçek savaş, kazandığımız Ulusal Savaş'ın ardından gelecek ve başarılı olacaktır. Bu savaş, toplumumuzun her alanda değişimden geçmesini gerektiriyordu. Bu değişim, Cumhuriyetimizle birlikte gerçekleşti.Yapılan atılımların dayanak noktasında tek bir erk vardı:

'Türk toplumuna batı uygarlığı içerisinde bir yer kazandırmak, onu ileri toplumlar katına eriştirmek.'Yapılan her devrim, Türk Ulusu'nun daha ileriye gidebilmesi için yapılmıştır.

Toplumun en önemli öğesi, her zaman dile getirdiğim gibi dildir. Dil bir ulusun benliğini biçimlendirir. İnsan değişirse düşünce dünyası da değişir. İnsanın değişmesi, düşüncenin, dilin değişmesi demektir. Eflatun'a göre:

'Dil düşüncenin, düşünce de dilin ürünüdür.'

Atatürk bir söylevinde:

'Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin inkişafında başlıca müessirdir. Türk Dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk Milleti, dilini de, yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.'

Bir toplumu ulus yapan dil demiştik. Ne acı ki şu son yıllarda ümmetçi toplum isteyenler, milli benliklerini yitirdikleri gibi, dilimizi de bozmak istiyorlar. Bu yetmiyormuş gibi, görsel basında ki reklamlar, bazı diziler ve programlarda Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın dediği 'Ses bayrağım Türkçe' yozlaştırılıyor. Dilimizi kimsenin kirletmeye hakkı yoktur. Dışarıya çıktığımda mağazaların isimlerinin yabancı olarak yazılması beni müthiş rahatsız ediyor, ya sizi…

Gönül ister ki dilimiz yabancı dillerin tam olarak egemenliği altına girmeden, bir seferberlikle dilimizin içine girmiş olan yabancı sözcükleri bir bir temizleyelim. İşi levhalardan başlayarak, mağazalarımıza Türkçe isim koyalım.

Dil Devrimi * Bedriye Aksakal

09.10.2012 / 00:00
1-7 Kasım arası Türk Harf Devrim Haftası. Fazıl Hüsnü Dağlarca?nın dediği gibi:
Benim ses bayrağım Türkçe?yi yazıp okuyabiliyorsak bunu eşsiz insan Atatürk?ümüze borçluyuz. Türk Devrim tarihinin en büyük devrimi ?Harf Devrimi?dir
?Türkçe?mizi yabancı sözcüklerden arıtma, işleyip geliştirme, ulusal ve öz benliğimize kavuşturma akımına DİL DEVRİMİ diyoruz.'
Türkçe?mizin gelişme evrelerini izlediğimizde, dilimizin 9. yüzyıldan beri yabancı dillerin etkisinde kaldığını görüyoruz. Türkçe?mizi, yabancı dillerden kurtarmak işi Cumhuriyetimizle birlikte olmuştur. Atatürk, Kurtuluş Savaşı?ndan sonra, her gittiği yerde dilin önemini vurgulamıştır. Bir söylevinde:
?Üç buçuk sene süren bu mücadeleden sonra, ilim bakımından, maarif bakımından mücadelemize devam edeceğiz ve eminim ki, bunda da muvaffak olacağız. Her büyük zaferin kazanılmasından sonra yeni bir alem doğmalıdır. Yoksa başlı başına zafer boşa gitmiş bir gayrettir.?
Bu sözlerin anlamı çok açıktı. Gerçek savaş, kazandığımız Ulusal Savaş?ın ardından gelecek ve başarılı olacaktır. Bu savaş, toplumumuzun her alanda değişimden geçmesini gerektiriyordu. Bu değişim, Cumhuriyetimizle birlikte gerçekleşti.Yapılan atılımların dayanak noktasında tek bir erk vardı:
?Türk toplumuna batı uygarlığı içerisinde bir yer kazandırmak, onu ileri toplumlar katına eriştirmek.?
Yapılan her devrim, Türk Ulusu?nun daha ileriye gidebilmesi için yapılmıştır.
Toplumun en önemli öğesi, her zaman dile getirdiğim gibi dildir. Dil bir ulusun benliğini biçimlendirir. İnsan değişirse düşünce dünyası da değişir. İnsanın değişmesi, düşüncenin, dilin değişmesi demektir.
Eflatun?a göre:
?Dil düşüncenin, düşünce de dilin ürünüdür.?
Atatürk bir söylevinde:
?Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin inkişafında başlıca müessirdir. Türk Dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk Milleti, dilini de, yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.?
Bir toplumu ulus yapan dil demiştik. Ne acı ki şu son yıllarda ümmetçi toplum isteyenler, milli benliklerini yitirdikleri gibi, dilimizi de bozmak istiyorlar. Bu yetmiyormuş gibi, görsel basında ki reklamlar, bazı diziler ve programlarda Fazıl Hüsnü Dağlarca?nın dediği ?Ses bayrağım Türkçe? yozlaştırılıyor. Dilimizi kimsenin kirletmeye hakkı yoktur. Dışarıya çıktığımda mağazaların isimlerinin yabancı olarak yazılması beni müthiş rahatsız ediyor, ya sizi…
Gönül ister ki dilimiz yabancı dillerin tam olarak egemenliği altına girmeden, bir seferberlikle dilimizin içine girmiş olan yabancı sözcükleri bir bir temizleyelim. İşi levhalardan başlayarak, mağazalarımıza Türkçe isim koyalım.