Demokratik Mi ?

Anayasa’da yapılacak değişiklikler ya da değiştirilmesi istenen Anayasa’nın amacı daha Özgür daha demokratik bir Türkiye . Herkes bunda hem fikir .
Yapılması istenen değişikliklere bakıyoruz her İNSANIN kendisine göre yorum yapacağı, pay çıkaracağı maddeler var.
Adalet, hukuk tüm canlılar için koruyucu, eşit olmalıdır. Bir Anayasa’da en geniş ifade ve örgütlenme hakları, tüm demokratik yaklaşımlar en ince ayrıntısına kadar yer almış olsa bile hayvan haklarını güvence altına alan maddenin yer almadığı anayasa demokratik olamaz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasası, hayvancılık başlığı dışında, bizlerle yaşayan onlarla birlikte aynı kaderi paylaştığımız bu dünyada , hayvanlara ilişkin herhangi bir düzenlemeyi ihtiva etmemektedir.1982 Anayasamızın 56. maddesi,“Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet
vermesini düzenler.Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal
kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir.”şeklinde düzenlenmiştir.
Hayvanlara ilişkin hiç bir düzenleme yapılmamış olması, 21. yüzyıl Türkiye’sine hiç yakışmamaktadır.
“Son 30 yılda psikoloji, sosyoloji ve kriminoloji alanında yayınlanan kitap ve bilimsel makaleler, çocuk ve yaşlıları istismar edenlerle, eşlerini dövenler dahil olmak üzere, şiddet suçları işleyen kişilerin, çocukluk ve gençlik dönemlerinde, ciddi boyutlarda ve tekrarlanan nitelikte hayvanlara karşı kötü davranışlar sergilediklerini ve seri katillerin hemen hepsinin küçükken, hayvanlara işkence ettiğini, hatta öldürdüğünü gösteriyor. Psikiyatri uzmanlarının bağlı bulunduğu meslek örgütleri, hayvanlara fena muameleyi, davranış bozukluğunun tanısında bir kriter kabul ediyorlar ( Adli Tıp uzmanı Prof. Dr. Sevil Atasoy)
Hayvanlara kötü davranan her çocuğun, ileriki yaşlarda şiddet içerikli suçlar işleyeceğini öngörmek elbette yanlış olur. Ancak bu çocuklardan hangisinin şiddete yöneleceğini önceden kestirmek mümkün olamayacağından, her birinin, hele onları döven, işkence eden ve öldürenlerin mutlaka ciddiye alınması gerekir. Kısacası, hayvana fena muamele, bir erken uyarı işareti olarak değerlendirilerek , hayvana şiddet olan yerde, insana şiddet vardır" noktasına varıldı ve suçla mücadelenin ilk basamağının, hayvanlara yönelik ihmal, istismar ve her türlü şiddetin durdurulması olduğunda karar kılındı. Avrupa ve Amerikanın birçok ilkokuluna, hayvan haklarını işleyen, hayvan sevgisini geliştiren dersler konmasının nedeni budur. Yani konu çok ciddidir. Bu yüzden anayasa değişikliklerinde hayvan haklarına geniş yer verilmesi ve cezaların caydırıcı olması, hayvan haklarının anayasayla korunması yurdumuzda gittikçe tırmanan şiddetin önlenmesi adına çok önemlidir. Bunu farkeden ülkelerin anayasalarında , yasalarında hayvan haklarını koruyan hükümler cidi ciddi yer almış, aynı ciddiyet ve önemle uygulanmaktadır. Örneğin bu değişikliği yapan Almanya Anayasası’nda düzenleme şöyledir: “Devlet , ileriki kuşaklardan sorumlu olduğu için , doğal hayatı ve hayvanları anayasal çerçeve içinde korur ve yasama kanunları hukuku bu çerçevede
hazırlar. Yürütme ve yargı da buna uymak zorundadır.” ( Artikel 20a[Umweltschutz]Der Staat schützt auch inVerantwortung für die künftigenGenerationen die natürlichen Lebensgrundlagen und die Tiere im Rahmen der verfassungsmäßigen Ordnung durch die Gesetzgebun und nach Maßgabe von Gesetz und
echt durch die vollziehende Gewalt und die Rechtsprechung.)
Ne yazık ki bizde hayvan kelimesinin geçtiği yerlerde bile konu hafifliyor,önemsenmiyor. Türk ceza kanunu kapsamında bile olmayan , kabahatler kanunu kapsamında yer alan 5199 sayılı hayvanları Koruma Yasası; Müziğin sesini çok açanla, bir köpeğe işkence edene aynı cezayı hak görüyor.Hatta hayvana işkence eden, tecavüz edene nasihat edilip en azından tedavi görmesi gereken bu insanlar birer tehlike olarak aramıza serbest bırakılıyor.
Köşesinden sizlere ulaşmayı sağlayan gazetem, köşe yazarları, imtiyaz sahibi ve genel yayın yönetmeniyle bizleri anayasa değişiklik paketini değerlendirmek üzere geçtiğimiz Pazar günü kahvaltıda buluşturdu. Daha önce yapıldığı gibi görüşler önümüzdeki günlerde gazetemizde yayınlanacak. Yine bu görüşlerimiz yer alacak. Şimdiden teşekkür ediyoruz.
Koskoca Anayasada hayvan haklarının yer alması görüşüne belki gülenler çıkacak, kıyaslamalara gidilecek. İnsan türünün bireyleri, diğer türden hayvanları sevmek zorunda değil, ama haklarına saygı göstermek zorunda. Hayvan haklarının anayasada yer alması onun ciddiyetini bozmaz. Bilakis uygar,demokratik, GÜÇSÜZÜN de eşitliğini sağlayan devlet olma kriterlerinin en önemlisini yerine getirmiş olur. Hayvan haklarını güvence altına alan maddenin yer almadığı anayasanın demokratik olamayacağı inancıyla bu noksanlığın ortadan kaldırılması için gerekli girişimlerde bulunuyoruz. Bu hakkın anayasa değişikliğinde yer alması için desteklerinizi bekliyoruz.
Sevgi ve saygılarımızla,