Bir Soluklu Şiir * Turgay Fişekçi

Baharın bu ilk gülüşündeBugün, şu an nerdesinAklıma düştünMum ışığı yalnızlığımın içindeYeşil kınalı ördeklerin yüzdüğü gözlerinÇocuk ezgileriyle uçuşan eteklerin Dokunmak istiyorum boynuna şu anTerini emen bir mendil gibiDokunmak istiyorum alnınaToprağa bir gizimi döker gibiSürmesini istiyorum şu hüzün anınınNe zamandır böylesine özlemedim seniHayatımız adanmış, durmak pas ve…

Bir Sabah Şarkısı * Turgay Fişekçi

Açıyorum gözümüKarşımda senToprağın kokusu üzerindeGeldiğin yolları sormuyorum Mavi bir sabahKuş cıvıltılarından bir taç alnındaOturuyorsun yatağımın kıyısındaYüzün yumuşakBekler gibi bir öpüşü. Sessiz bir sabahGözlerinin pınarından çekip alıyorum sözcükleriYüreğinde bir sitem var söndüremediğimYaksın istiyorum beni o ateşTek sen üzülme. Ellerin sabah mahmurluğundaBir insan yüreğinde olabilecek tüm duygularlaŞafağın…

Her Şey Yıkılırken Şiiri Ayakta * Turgay Fişekçi

Kıskanılacaksa büyük şairHayatıyla kıskanılmalı.Şiir, hayata göre kolay bir eylem.Bir gün uğraşılarak güzel bir şiir yazılabilir:Mavi bir göğü pembeye boyayanBirkaç erguvan ağacını,Bir çınar gölgesindekiSerin bir su sesini,Bir yakınlığı düşleyerek. Hayatın zor biçimlenen gereçleri iseHep zorlar şiiri.Bir insandanBir kenttenBir kitaptanŞiire ulaşmaya çalışırken Böyle bir duyguyla kıskandım işte…

Evden İşe * Turgay Fişekçi

Bakın nasıl olmalıBiliyor musunuz dünya?İnsan yürürken sabahlarıÇevresi sessiz olmalıYani sudan gelen hafif bir rüzgârTraş losyonlarında bulamadığımızİnsan yürürken sabahlarıÇevresinde ağaçlar olmalıFazla sık olmayanNe serbestçe yürümeyi engellesinNe gölgesi eksik olsun üstümüzdenBiz güneşli bir ülkeyizToprak hep nemli olmalıTadı ve kokusu unutulmasınİnsan yürürken sabahlarıHer an oturabileceği sıralar bulabilmeliÇay ,…

Dokumacı Kölenin Türküsü * Turgay Fişekçi

Umut taşımak yasak banaYasak bir tomurcuk gülün elinden tutmakYaşamım mekik atmak tezgâhtaVe ağrıyan kaslarla uyanmak sabahlarıGüneş parlar durur yıllardırKarşılıksız bir sevgiyle her sabah başucumdaGüneşe karşı vücudumuÇırılçıplak verip toprağaGökleri saracakmışım gibiArzuyla kollarımı açmakYasak bana.Saçlarımı çözemedim güneşeAya gösterdim geceleriUmutlarımı okşayacak bir el bulurum diyeSpartaküs zincirlerini kıramadı yaYine…

Kara Kış * Turgay Fişekçi

Asma bahçelerde hurma rakıları yokNe bir çiçek taraçalardaNe bir yudum su–Uydu fotoğraflarında ağlayan insanlar görülür mü? Yanık kokuları köreltmiş burunlarınıDilleri kurumuş mart kedilerinin.Şafakla gelen ölüm kuşlarıBırakıyor toprağa tohumlarını.–Radarlar görür mü yanan badem ağaçlarını? Can Yücel alkolle yüreğini bombalar her geceGüler yoksa sütsüz kalır şiir yavruları.Binlerce…

Hüseyin Erdem * Turgay Fişekçi

Gözlerim açıldığındaİlk gördüğüm insandınBütün insanları senin gibi sandım Bingöl suları bir masaldı anlattığınAvucuna alıp, yüzünü gömünceSıçrayan damlacıklarda nisan kuzucukları.Al kilimli atlar, çağıldayan sulardan geçerdiSuyun ötesinde hep bir bekleyen vardırHer masaldan her gerçeğe giden yoldaAlnımı serinleten küçük odamdı elin. Çocuktum, âşıktımGüneş vuran bir üzüm tanesinin içindeki…

On Yıl Önce * Turgay Fişekçi

Mevsimlerin dışımızda değiştiği zamanlardıHep korunarak geçen günlerKalkık yakalar , düşük omuzlarHer an belki bir?Erguvanların görülmediği bir Nisan?dıSüs kirazlarının bilinmediği?Bugun kim?? diye açılan sabahlarErguvansız , gri bir Nisan?dıÖlmemekBir insanın sevdiklerine verebileceği tek armağan.Server Hoca?nın resmiyle açıldı günOn yıl öncesinin bir Nisan sabahıAk çarşaflar içindeydiPapatya tarlasında uyur…

Nişanlı Kızın Ağıdı * Turgay Fişekçi

Göğsün papatya tarlasıAh, sarardın beniSevgilim, sevgilimKolların nerde şimdi Kirpiklerinin ucunaAsmıştım yüreğimiMavisinde yittiğimGözlerin nerde şimdi Bilgeceydi dostluğunSevgiydi sunduğunYıldız gözlüm, gündüzümIşığın nerde şimdi

Kuşsuzluk * Turgay Fişekçi

Sait Faik'in anısına Kuşlara yer kalmadı artıkGeçen yaz bıraktığı köyü bulamıyor leyleklerAsit yağmurları örttü üzerleriniKırlangıçlara ne çatı altları kaldı yuva yapacakNe ıslatıp biçimlendirecekleri toprakŞıra içemezler artıkAsma kütükleri kahverengi birer haçPetrol denizlerinde renkleri değişti martılarınYalıçapkınları bilirler miAvları metal ölüsü bir balık. Kuşlar için evler yapardık oysaPenceremizde,…

Mektup * Turgay Fişekçi

Nefret ediyorum kendimdenErken yattığım akşamlarGünün kurşun yorgunluğuna yenilipBir patates çuvalı gibi devrilince yatağaYaşadığımız hayat başkalarının daBizim için ölenlerinBizim için yaşayanlarınGün gün , dakika dakikaTüm hayatlara borçlu yaşıyoruzBelki bundan ter içinde fırlamak yataktan geceyarılarıSarılmak bir kitabaSarılır gibi susuz gecelerde yareBaşımdan aşağı döktüğüm soğuk sularınVücudumda cazlaması bundanBelki…

Olgunluk * Turgay Fişekçi

Güneşin altındaKara toprağın üzerindeOlgun bir domates gibiyim.Güneş kokuyor bedenimÇıplak ayaklarım topraktaHep burdaymışlar gibi yerleşik.Güneş ve toprakla beslenir yıllardırEn güzel meyvesine hazırlanan dilim

Yitik Bahar * Turgay Fişekçi

Hayat , kar altında kalan baharÇiçekleri üzerinde ölüyor en bereketli ağaçlarÜretkenlik dört duvar arasındaKar yağıyor bahar dallarınaÜç bin yıllık hayatın bilgesiSevene acı veren , bedeni bal ülkeIşıklarının ardından solup gidiyor insanlarKar yağıyor güneşli kirpiklerineYalnız sevda ve kocalma hüznünü yakıştıran ozanKarşında bir sigara içip ölebilirdikİlk sen…

İlk Günün Ardından * Turgay Fişekçi

MutluyumOturduğun semtiEv arkadaşını öğrenmektenYaşınıİşleriniOkulunuZamanı nasıl geçirdiğiniHepsi düşündüğüm gibi çıktıUzaktan güzel bir çiçektinYanına geldimÇiçekten bir insan gördümYüzündeki beyazlıkBahar sabahlarının ıslakçiğiDoğduğun kentin dağlarındaydı o saflıkÇamların dibinde açmış fulyaların yüzündeBir de sende gördümGözlerinin derin göller gibi durduğuTemizBeyazO insan yüzündeMutluyumBir saat karşında durupYüzüne bakabildiğimeHayatta tek isteğim buyduMutluyum seni sevdiğime.

İnsanlık * Turgay Fişekçi

Çok kadınlı olmak gibi çok kentli olmak daVarsıl bir duygunun yükselipRüzgârda bir bayrak heyecanıToprak veriminin insan mutluluğuna dönüşmesi –Fısıltılar KöprüsüÖzlenen bir içkinin adıdır. Çok insanı sevmek gibi çok kenti sevmek deSokağa çıkarken 20 Nisan 1949'muş gibiPleyel Salonu'na Barış Kongresi'ne gider gibiBir insanda bir kenti sevmek…

Uzun Yol * Turgay Fişekçi

Avuçlarımın arasında bir parça sudur yüzün Açık deniz rüzgarlarına bakan Kuzey yamaçların çilli meyvalarında Aradığım Bilinmez genlerin yüzdüğü göller içinde Bir doğdum, Giritli bir ebenin ellerinde Mor beyaz açmış afyon çiçekleriyle Beklediğim Cennet cennetler içinde bitmiyor kapıları Çıktığım ceviz ağaçları ardımdan bakan Çok gezdim, çok…

Uygarlık * Turgay Fişekçi

Temelinde toplugömütlerİnsan derisinden abajurların aydınlattığı odalar olanAç çocuk gözlerininÇan sesleri gibi rüzgârlarda dağılıp unutulduğuBir uygarlık bizimki Bu yüzdenKuşku duymadan sevemez kimse kimseyiSevinç sınırsızMutluluk karşılıksızRefah, karın ve göz tokluğundan öte bir şey olamaz. Işıklı vitrinler hiç değilNe de dakik işleyen hızlı trenlerTertemiz caddelerin altı genç kemiklerle…

Yüzyılın Sonu * Turgay Fişekçi

Bu bürümcük elbiseonu dokuyanın güzelliğini kattıasma bir gül gibibalkon demirine yaslanan bedenine. Sana uzanıncaçatıdan düşen mor bir çavlana bulandımbegonvil yumağında uyuyup kaldım. Sayılar geçti sıra sıraÜlkeler yarıştılar kömürde, çelikte–Herkesin ne çok silahı!Hiç kimse yarışmadıKimin daha çok gülü diye.Kim daha çok sever akasyalarıKim bekler portakalların çiçeklenmesiniYalnızca…

İnsan Üstüne Sorular – Yanıtlar * Turgay Fişekçi

İnsan ne zaman insandır? En güçsüz yanlarını gizleyemediğinde. İki insan arasında diyalog ne zaman kurulur? Bir insan en güçsüz yanlarını sergileyip, öteki de onu anladığında. Bir insan ne zaman sevmeye başlar? Karşısındaki de onu sevmeye başlayınca Sevgi ne zaman biter? Hiçbir zaman Peki insan ne…

Hüzün Adlı Kızçocuğuna * Turgay Fişekçi

Yavrucuğum annen seni Yerleştirdiğinde içine Bakla tarlasında ipekten bir sarı ottu – Bir ağacın üzerinde izlerdim onu Üzerinde kundak bezi mi İlkokul önlüğü mü belirsiz giysisi Altında çiçek sapları bir çift eğri bacak Beyaz yakasının ortasında uysal başı papatya – Bir avuç su damlasıydı Güneş…