Ağır Akşam * Şükrü Erbaş

Benim ablam Sular taş kesildi. Akşam oluyor bir yandan Bir yandan eşiklerin sabah tomurcuğu. Kolay buluyor kalbimi Gülümsediğim herkes. Ben sizi gösteriyorum Bir Neşet bozlağına tutunarak. Camlar çok geçirgen ablam Perdeleri bilenlere. Kırıyor kanatlarıyla Konduğu her dalı hayal kuşlarım. İki kadından bir gergef Sitem sitem…

Düş'eşim * Şükrü Erbaş

Zaman buldukça uğra Tek neşem bu benim Beklemek ve bulmakla yaşadığım Dili tutulmuş bu şaşkın sevinç. Eşyalar geri çekiliyor sen gelince Bir ayrıntı gibi içinde kaybolduğum Sığ ilişkileri günlerin Geri çekiliyor, dudaklarıma kadar Yükselen sıkıntı suları Tutunup kirpiklerinin ışığına Mavi bir kıyıya çıkıyorum Kurtuluyorum boğulmaktan….

Aynı Yürek Lekesi.. * Şükrü Erbaş

Babam gelirdi ve akşam olurdu.Bahçedeki akasya ağacı günboyu biriktirdiği kuşlarıbirer hayal topu olarak uzatırdı yatağımıza. Siyah-beyaz bir fotoğraf gibi gelirdi babam.Kamyonlar hep geceleri, hep uzaklara giderdi.Ben o zamanlar bütün babaları susar sanırdım.Yalnızca gaz lambasıyla konuşan bir diş gıcırtısıydı babam.Kapılar titreyerek açılır, titreyerek kapanırdı.Tanrıyı ve uzun…

Bozkır Ayini * Şükrü Erbaş

Biz hepimiz uzun uzun sıkılırızArkadaşlarımız da sıkılırlar ki bize gelirlerBoşlukta asılı bir tanrı zamanıOtururuz bütün hareketlerin dışındaAynı sözleri her gün ilk kez söylerizYalnızlığımızdan kopmuş bir taştır çocuklarımızYaşına gelmeden katılırlar bizePencerelerden yine kendimizi görürüzÖyle uzak ki dünya avuçlarımızaİkinci bir cezadır duamız kalbimizeHoyrat ve sıkılgan gideriz kadınlarakadınlardan…

Bir Şiir Öncesinde * Şükrü Erbaş

Ben bir şiir öncesindeydimBütün hasretiyle Nazım geldiÖptü sözcüklerimi birer birerMemleket kesilmiş dudaklarıyla Başında And Dağları'ndan bir kar bulutuRüzgarı kan ve kardeşlik kokanNeruda geldi Şili'denKocaman gövdesiyle sevgiler yumağı Lorca ansızın öldüBir İspanyol dansı gibi incecikAkıtıpömrünü Granada toprağınaŞiirin ve şarkının sonsuz yatağında Ritsos kurtardı Yunanistan'ıYenip veremi ve…

Yenilgi * Şükrü Erbaş

Bir kadın iki çocukla Çiviliyim odalara Söylesem de söylemesem de bu böyle Çıksam çıksam Zincirim kadar özgürlüğüm Yaşamak hep ötelerde Dili kopmuş bir hayal çanı yüreğim Sesini yalnız benim duyduğum Vurur durur çığlık çığlık içimde Dönüşü olmayan biricik şeymiş zaman Yaşamak meğer ne büyük bir…

Şükrü Erbaş Yaşam Öyküsü

Şükrü ERBAŞ (1953-….) Nüfus kayıtları 1 Ocak 1954'ü gösterse de, 7 Eylül 1953'te Yozgat'ta doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Yozgat'ta tamamladı. Ankara'da Gazi Eğitim Enstitüsü Sosyal Bilimler Bölümü'nden 1978'de mezun oldu. Toprak Mahsulleri Ofisi'nde memurluk ve yöneticilik yaptı. 1998 yılında emekli oldu. Halen Antalya'da yaşamaktadır.Şiir, edebiyat…

Köylüleri Niçin Öldürmeliyiz * Şükrü Erbaş

köylüleri niçin öldürmeliyiz?çünkü onlar ağırkanlı adamlardırdeğişen bir dünyaya karşıkerpiç duvarlar gibi katıçakır dikenleri gibi susuzkayıtsızca direnerek yaşarlaraptal, kaba ve kurnazdırlarinanarak ve kolayca yalan söylerlerparaları olsa da yoksul görünmek gibi bir hünerleri vardıryağmuru rüzgarı ve güneşibir gün ekinleri akıllarına gelmedendüşünemezler…ve birbirlerinin sınırlarını sürerektopraklarını büyütmeye çalışırlar köylüleri…

Biz Neden Başkalarını Sevemiyoruz * Şükrü Erbaş

Gümüşün ustalarını bitirdik Ahşap konakların oymalı dolapların Üzümün camın kesme taşın ustalarını… Akik kehribar yakut ve lal İşleyip incecik dünyayı parmaklarıyla Hantal düzlüğümüze köpük köpük Pencereler açan ustalarını Işığın, sevginin ve iyiliğin Bitirdik bir bir hünerleriyle boğarak? Uçurumların türküsünde şimdi sıra Dorukların karında, çimenlerin sütünde……

Kar Yağışı * Şükrü Erbaş

Yalnızlığın sesinden bir resim yaptımKaranlık kalabalıklardan süzdüm ışığını.Akşamüstleriyle boyadım vazgeçen ağzınıParmaklarını uzattım gece suları gibi ıssızSalkımsöğütlerden bir beden çizdim usulHiçbir rüzgârın duruşunu bozamadığıBütün yağmurları topladım yapraklarına.Sonra tüm yolcuların silindiği bir ufukÖrttüm kâkülleriyle alnının üşümesini.Puhu kuşlarının avazını yerleştirdim dudaklarınaUzanıp uzanıp öptüm sonra acıyla.Gözlerini kapalı çizdim görmesinler…

Ölümün Avlusunda * Şükrü Erbaş

Baktıkça daha bir derinleşiyor gözleriSalih çınar yapraklarını örtmüş yüzüneBen kalabalığın hüznünden topladığım bulutuBıraktım usulca tabutun üstüneErgül pusatsız bir soru caminin avlusundaÖlümü bir başka ölümle düğümleyip çözerekSonuçlar çıkarıyor yaşamak adına? Yakamızda bir dal suskunluk, bir boyun eğişSolgun fotoğraflardan bize bakan bir adamKatıp anılarını ömrümüze, bedeniniBir konuk…

Beni Dönecek Bütün Tekerlekler * Şükrü Erbaş

Ağaçlar dursun, ben gideceğim Ne kadar savrulursa savrulsun Gölgesi hep dibine düşen Rüzgarsız saçlar, akşam sokakları Kimselerin bir yerlere gitmediği Oyuğuna sızdığı sadece Koltuklar dursun, ışıksız uykular Balkon demirlerinin büyüttüğü uzaklık Şimdi hepsi birer zaman ölüsü Duvarlara yük fotoğraflar Yoksul pencerelerde gönül zenginlikleri Çiçekler dursun,…

Kocaman Bir Çocuğu Öpüyorsun * Şükrü Erbaş

Sen bende neleri öpüyorsun bir bilsen Herkesin perde perde çekildiği bir akşam Siyah bir su gibi yollara akan yalnızlığı öpüyorsun Ağzında eriklerin aceleci tadı Elleri bulut, gözleri ot bürümüş ekin tarlası Bir çocuğun düşlerine inen tokadı öpüyorsun. Yağmur her zaman gökkuşağını getirmiyor Aralık kapılarda bekleyişin…

Düğüm * Şükrü Erbaş

Adamlar sarkık yüzleriyle derin bir geceden indilerTenha evlerden büyüyüp gelen bir ağrıydı duruşları.Adamlar sabahlara dek her yıldıza bir sigara içtilerİç geçiren bir pencere. Yaprakların ayini. Dem çeken kaldırımlar.Güneşin konuşmaya başladığı saatlerde, kekemeHer kapısı yalnızlık kusan bir kente hece hece düştüler. ?gecenin kâğıdında gözyaşının mürekkebiHerkes kendi…

Aykırı Yaşamak * Şükrü Erbaş

Geriye dönerek yanıltıyoruz birbirimizi Bir destek aranır bir güç alırcasına Dönerek ikide bir anıların ülkesine.. Alnımızı gererek konuşuyoruz, kaşlarımızı Bir ince eğimle siper edip bakışlarımıza Çok iyi bildiğimiz bir duyguyu -O biraz yenilgiye biraz ezikliğe benzer Ortak yaşadığımız sızım sızım- Saklamaya çalışıyoruz birbirimizden Uzun uzun…

Akılla Yürek Gibi * Şükrü Erbaş

ben olmasaydım -dedi- gülüşümün güzelliğini yaşayamazdın biliyorum verdiğim mutluluğun değerini ne anlama geldiğini senin için günlerinin güze dönen hayal çizgisinden iki güneş ırmağı gibi akan gözlerimin? elbette biliyorum senin değerini de ben içime bir ince sağnak gibi yağan öpüşten yumuşak yakınlığı ile insana ömürler veren…

Ağaran Bir Suyum * Şükrü Erbaş

Nerden mi anlıyorum yaşlandığımı Kadınlar gittikçe daha güzel Güneş daha hızlı adımlıyor gökyüzünü Sular daha soğuk rüzgâr daha serin Eskiden her konuda konuşurdum istekle Bir geniş gülümsemeyle dinliyorum şimdi Büyük yapılar ışıklı çarşılar bitti Ara sokaklara salaş kahvelere gidiyorum Kurtulmak için çırpındığım çocukluğu Yeniden öğreniyorum…

Yırtılan Gecede * Şükrü Erbaş

Gece yırtıldıgöğü gördümşaşılası yakındıYıldız toplardımçocuk olsaydım! gece yırtıldıdenizi gördüm,bir alev topuyla geldigölcük?te kavaklı?yıdeğirmendere?desahili yutan dalgalar gece yırtıldıçaresizliği gördümbatacak bir gemiydi sanki evöylesine korkunç sallandıve bütün sesleri boğdudipten gelen uğultu gece yırtıldıkorkuyu gördümsavruldum oradan orayave inanılmaz bir aşkla sarıldımkırk yıllık karıma ŞÜKRÜ ERBAŞ

Armağan * Şükrü Erbaş

Senin gözleriniDağlardaki çocuklara vereceğim;Çayır çimen kokusu rüzgarlar dolusuOcaklarda tüten hayalYıldızlı bir pencere bozkırın yoksulluğundaHaran?a açılan balıklı gölBiraz anne,biraz kardeşÇokça sevgiliGözlerini senin,çocuklaraSevsinler diye birazcık kendilerini? Senin gözleriniÇocuklara vereceğim kentlerdeki;Onurlu ve uzakHilesiz ve çıplakBir su damlasından korunaksızAy ışığına ilmekler atanEbruli,derinBal kıvamındabir gizemBiraz dost, biraz sitemÇokça sevgiliÇocuklara, gözlerini…