Şafağın Yolu * Salih Bolat

yola çıkıyoruz, şafağın yoluna havuzda yıkanan nilüfer bizimle geliyor karşı evin açık penceresinde uçuşan perde tezgahtar kızın dalgın bakışları temmuz sokağındaki tenhalık ayna, mum ve şamdan bizimle geliyor. ay düşünüyor, doğru bir davranış mı diye tarla kuşu karar aşamasında kapı mutlaka gelecek, açılıyor işte kılıcın…

Sen * Salih Bolat

ağaçlar alınmış bir emir gibi büyüyor çimenler kimlik arayışı içinde fakültenin çatısında güvercinler geziyor kanepelerin altında zaman kabukları gün geçtikçe hatırlıyoruz o sessizliği neredeydik, niçin orda değildik geç kalmanın suçluluğu gözlerimizde. sen, karanlıktan koparılmış zambak bilseydim başlamazdım ikimize. yasalara uymak en çok manavlara yakışıyor bir…

Kasımpatı * Salih Bolat

yangından sonra çiçekler bıraktı arkadaşları otelin önündeki kaldırıma: güller, karanfiller. tam şurda toplanan insanların acımasızca yaktıkları kendi kardeşlerini onların da şu ekmek kasasını taşıyan adamın elleri gibi elleri vardı şu kadının başörtüsü gibi ışıklıydı alınları şu çocuk gibi koşabilirlerdi ayaklarıyla… en son bir sap kasımpatı…

Bir Gün Ölürüm Ben * Salih Bolat

bir gün ölürüm ben milad benim adımla başlar alnımda at koşturur kanlı çocuklar bilemem, nereye yağar sokak ortasında bıraktığım yağmur hangi hayatı savurur içimde büyüttüğüm fırtına yüzümden bir kuş sürüsü havalanır birden bir şarkıyı susar kitaplarımda altını çizdiğim yerler. bir gün ölürüm ben belki bir…

Açılmış Kanat * Salih Bolat

en eski yüzlerimizle duruyoruz ayakta alacakaranlığın kapısındakollarımızda yıkılmış tapınakların büstleriyalın ve anlaşılır şeyler konuşuyoruz gelecek günler hakkındadiyoruz ki, artık kararmayacak sözün gümüşübir bulutun gölgesi olsun düşmeyecek alnımızaölüler de yiyecekler güz yemişlerinigece toplayacak uykunun dağılmış harmanınıbir kez daha dinleyeceğiz toprağın öyküsünürüzgârın iteklediği bir dal nasıl direnirsenasıl…

Salih Bolat Yaşam Öyküsü

3 Temmuz 1956'da Adana'da doğdu.İlk ve ortaöğrenimini Adana'da tamamladıktan sonra, Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nin Sosyal Politika Bölümü'nü bitirdi. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü'nde yüksek lisans ve doktora programlarını tamamladı. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde öğretim üyesidir. Edebiyat yaşamına Yeni Adana gazetesinin kültür sanat sayfasında…

Güzde * Salih Bolat

sarayburnu aile çaybahçesindeki bir güz öğlesisen ben ve adını bile bilmediğimiz bir istanbuloturmuş konuşuyoruz her şeydensenin ellerin masanın üstünde uzun bir koşuya hazırlanıyorben geçip giden gemileri kovalamaktan soluk soluğa kalmışımistanbul uykusuz gözlerini oğuşturuyorbir martı beyazlığını düşürüyor masamızabir polis kimliğimizi soruyorzaman geriliyor geriliyor geriliyorwilhelm tel in…

Gravür * Salih Bolat

bu dağlar o çok öldüğüm dağlar değileğri büğrü gülen bu çocukbu yamyassı rüzgarkapının önünde uluyan bu geceufukta uyanan bu masmavi kadın cesedi denizbu yeni doğmuş tayın ıssız adımlarısığ sularda boğulan bu balıko değil bu umutsuzluğun gravürüumutsuzluk: tabutuma çakılacak son çivi

Adam * Salih Bolat

bir adam denize bakıyor kumsaldanuzaktan görünüşü deniz fenerini andırandün ordan bir yıldız düşmüştü suyaonu araştırıyor, yılan balıklarının ıslıkları arasındayengeçleri ürküten kaplumbağanın gözlerindetitreyerek geçen üç denizatının saydamlığındave soluğunda kayalıklardaki kertenkelenin. (Temmuz Şiirleri)

Şarkı Söyle * Salih Bolat

bugün eve gitme yusuf şarkı söyledersten çıkmışsın bak elin yüzün tebeşiryağmur yok dışarda hava çok güzelgelirken bir çiçek çarptı alnımaalnım bu yüzden ıslakal bu şiiri önce dizelerine ellerini sildersten çıkmışsın bak elin yüzün tebeşir yusuf beni dinlersen bize gidelimkarım var evde seni görünce sevinirson günlerde…

Liman Tablosu * Salih Bolat

alo santralbana otel müdürünü bağlayın lütfenşu liman tablosunu kaldırsınlar hemenodamın duvarındanben ne zaman binmek istesem o gemileresessizce kaçmak istesem acının adalarındanbiliyorum bütün martılar maviyi ağlarbir yağmur tutuşur kirpiklerinde şu kederli kaptanınilkyazın bütün kapıları mühürleniralo santralşu liman tablosunu odamın duvarındansöyleyin kaldırsınlar

Payıma Düşen * Salih Bolat

herkes işinde gücündetohumu alınıp bostanda bırakılmış bir salatalıkgibi sararmış kurumuş elleriyle yün eğirenşu nine işinde gücündearsa alım-satımıyla uğrasan profesörve öğrenmediği şeylerle sürekli sınananöğrenci işinde gücündesaymakla bitiremediği paralarlaellerinin ilişkisini araştıran veznedarve büyük kızını dün evlendirenbanka müdürü işinde gücündeyeni bir sefere hazırlanan pilotve onun bir çok ülke…

Sürek * Salih Bolat

her sabahbir mermi saplanıyor uykusuzluğumayatağımdan ölü bir asker uyandırıyorumbir top kanlı sakal rüzgara dolanmışkalkıp tıraş aynamı siliyorumnereden bulaşmışsa bir gece lekesiben sildikçe büyüyor büyüyoryüzümü karanlıkta yitirmekten korkuyorum

Karanfil * Salih Bolat

demek geldinçoktandır hiçbir yerdeydinne kadar değişmemişsinellerin ne kadar kalabalıkgözlerin ne kadar ansızınseni böyle değişmemiş görmedim hiçdemek geldin bu kent burada her zamanki ilkesizliğini yaşıyorbir çarşı her gün ölüp ölüp diriliyorradyoda iyi ayarlanmamış bir istasyongibi insanın sinirine dokunan sesiylebu kent burada her zamanki ilkesizliğinidemek geldinçoktandır hiçbiryerdeydin…

Aşk * Salih Bolat

çünkü sürüyor hayat değişiyor herşey, aşk aşk bizim en eski kederimiz nehir yataklarından deltalardan biriktirdiğimiz gün gelir, sorulur; bir ağuyu çiğnemekten geliyoruz ve aşktan neredeydiniz?

Seni Tanıdığımda * Salih Bolat

Seni tanıdığımda Med zamanıydı, kanat alıştırıyordu ay Bakışlarının kardeşi, zümrüt toprak Çaresizliğin sesini tanımlıyordu saatin Sana yakışan da buydu Ve bana, umutsuzca biliyorduk Uzun yağmurlardan sonraydı Seni tanıdığımda Öğle vakti çıkabilirdik kırlara Yeşerebilirdi bileklerimiz, gözlerimizde Çiçekler açabilirdi, kalsak biraz daha Çekirgeler fışkırabilirdi saçlarımızdan kelebekler Sonunda…