Ben Tanığım Yok Senin Üstüne Bir Kadın * Nizar Kabbani

1 Ben tanığım, yok senin üstüne bir kadınBütün oyuncak bebeklere baktım, yok senin üstüneBütün sapık olasılaraBütün olasılar gibi onlarca yılaSabır gibi deliliğime dayandınTırnaklarını kemiripDürüp defterlerimiAna okula başlattın beniYok senin üstüne 2 Ben tanığım, yok senin üstüne bir kadınZeytin fotoğrafı gibi sulandırırsın ağzımıAhlaklı düşüncenle, yok senin…

Fincanı Okuyan Kadın * Nizar Kabbani

Oturdu.. Umutlanarak ters çevrilmiş fincanımdangözlerinde korku belirdi ansızınDedi:Ey oğul?hüzünlenmeBu aşk sana yazılmışEy oğulÖlene kadar tanıklar?Aşka tapmaktan kim ölmüşFincanında?dünyanın korkusu doluHayatın yolculuk ve savaşlarla…Çok seveceksin ey oğul…Çok öleceksin ey oğul…Unutulan bütün topraklara aşık olacaksın..Yenilen krallar gibi geri döneceksin.. Hayatınla, ey oğul, kadının..Gözleri, suphanallah tapılacak cinstenAğzı..bir salkım…

Tek Yol* Nizar Kabbani

Bir tüfek istiyorumSattım anamın yüzüğünüBir tüfek uğrunaRehin verdim cüzdanımı Bize öğretilen dilOkuduğumuz kitaplarEzberlediğimiz şiirlerBeş para etmiyor Bir tüfek karşısında Şimdi benim de bir tüfeğim varBeni de Filistin'e götürün sizinle birlikteMeryem'in yüzü gibi mahzun bakışlı tepelerePeygamberin taşına yeşil kubbelere Tam yirmi yıldırBir vatanVe bir kimlik arıyorumOradaki…

Uygarlık * Nizar Kabbani

Sevginle temizlersin beni bedeviliğimdenGözlerim ışıldıyor kum ve çakıllaBeni sudan kasır-a sokarsın bütün geceBeni hüznün mavisine sokarsınSenin huzurunda soruyorum:Sen kimsin ey sevgilim?Peçeyi kaldırarak yüzündenBir daha soruyorum: Bu dedikleri o uygarlık mı?.. Çeviri: Metin FINDIKÇI

Lolita * Nizar Kabbani

Yaşım olduOn beşBin defa daha da tatlı oldumSevgim sana daha da büyüdü Bin defa Belki iki yıldaYuvarlak yüzümde kırılacak olsaGüzelliğim, arasındaydı benim ve onunElbisem iki dizimi örtecek kadarVerirdim sana dikilecek o elbisemiVe belimin kemeriniYeterdi, seni bana çekmeyeKuklaŞekeri kesipDaha fazlasını isterdim …DeğişirdiBu kadar şeyden sonraKesilen şekerden…

Yasaklanmış Şiirler * Nizar Kabbani

Nasıl söyler türküsü o ağız,Dudakları dikilmişken, beyim?Bir Arap ozanı ölünce bugünKim yakarır onun için?Benim şiirim el öpmezŞiirimin ellerini öpmek Sultanlara düşer! 1DostlarımBaşkaldırmıyorsa, neye yarar şiir? Azgınları ve azgınlıkları yıkmıyorsa, neye yarar şiir? Zamanı ve mekânıSarsmıyorsa, neye yarar şiir?Satrapların başındaki tacıYere çalmıyorsa, neye yarar şiir? 2İşte…

Hurafeler * Nizar Kabbani

Zamanın içindeydikKüçük kitabelerdeGece gündüz akıl almaz söylencelerde topladılarBizi çalıştılar:“Tek gözlü kadına bindiler?”“Tek gözlü kadın ha bire gülüyordu?”“Tek gözlünün -ahşap kapının ardında-çığlığı” Sevişmenin suretini bize çıkardıDişleri güçlü ve büyüktüÇocukları boğuyordu, kimseye görünmezdiKorkunçtu?Tanrının azabıydı, bize aşıktıYıkandı?Sahranın bitkisi gibiydiTuzu emen, toza karışanGünlerden bir gündüKarşılaştığı iki adamı yakaladı? yaşlılardı?…

* Nizar Kabbani Yaşam Öyküsü

Suriyeli Arap şair Nizar Kabbani 21 Mart 1923'te Şam'da doğdu, 30 Nisan 1998'de Londra'da öldü.1945'te Suriye'de Şam Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Dışişleri Bakanlığı'nda ve Kahire, Ankara, Londra, Madrid, Pekin ve Beyrut'ta görev yaptı. 1966'de devlet yönetimiyle uyuşmazlığa düşünce istifa etti. Beyrut'a yerleşerek Nizar Kabbani Yayınevi'ni…