Yaşamak Ağrısı * Nevzat Çelik

bir gece küçüktüler zavallı korkunç geldilersevme dediler unut dediler sürün dediler ne varsa beni bağlayan ellerimle yakmışımben ki spartaküs'le birlik ayağa kalkmışım biz olmasak açlık biz olmasak ölüm.. dedilerseni kapkara bir çarşaf gibi yere serdiler sevildikçe güzeldin öpüldükçe güzelim kızkızoğlankız olmadın mı şimdi daha duldasız…

Güz * Nevzat Çelik

sarı yaprakları ağaçlarınkanatları kırık bir kuş gibi düşüyorta buradan duyuluyor gürültüsükalbimde dehşetli bir keder üşüyorkuru yaprakları ağaçlarınkanatları kırık bir kuş gibi düşüyor içerde vakitsiz basıyor kedergözlerimi kapatıp seni düşündümseni su başında bir karaca gibien güzel yüzünü verirken suyabir tüfeğin aynasında gördümtam altı bahar altı koca…

Bulutları Kıvırcık * Nevzat Çelik

yıl dört mevsim on iki ayyıl üçyüzaltmışbeş günolur olmaz yerindegecenin ve gündüzüntenimde uyanıyor seninçığlık çığlığa tenin kütür kütür kırmızıkanıyor elimde bir karpuzne bir uyku gecelerimdene düş ne bir huzur elmaya sakalımı sürtüyorumyanakların düşünce aklımaeğilip alıyorum kirazı ıslakdudaklarını alır gibi ağzıma gözlerinden akıyor ardarda kaç kuğusonra…

Bu Bahar Şaşma * Nevzat Çelik

birdenbire ne oldu bana böyleben eskiden yağmur filan takmazdımaşk desem değil yorgunluk hiç değilverip alnımı parmaklığın buz ufkunakuytusunda kederler büyütenbir cehennem gibi bakmazdım düzeni yok voltamın nisanda mıyızyemyeşil bir dal kalbime bulaşıyorduvarlar üstüme yıkılırsa şaşmaiçimde firar etmek fikriaç bir kurt gibi dolaşıyor beni bu bahar…

Suda Seken Hayat * Nevzat Çelik

bindokuzyüzaltmış doğumlular yıldız kanatlı birer kuştular doğru uçtular yanlış uçtular bıkmadan usanmadan uçtular bindokuzyüzaltmış doğumlular yıldız kanatlı birer kuştular fırtınalara bindi ateşi harlayan kanatları en acemi ve en usta gözlerimize değen gözleri kaçamadığımız yangın karanlıkta suda seken taş onların hayatıdır suda seken yassı parlak taş…

Sevgili Yoldaş Kurbağalar * Nevzat Çelik

1 size şiddeti suyunu bulandırmayan bir öfke getirdim -çünkü öfkeliyken bir cinayeti tasarlamak cinayete gerekçe oluyor harp ve sulh arasında uzun yıllar var ki işgal altında aklım yeni bir bakma biçimi getirdim acı aynı da kadrajı farklı ara sıra gidip ilhami'de balık yemeli yüfer mi…

Müebbet Türküsü * Nevzat Çelik

I önce kol sonra sürgü sonra anahtar açılır kapı itilirim sırtımdan ben ebedi kiracı kesilmiş hükmüm önce kol sonra sürgü sonra anahtar kapanır kapı bir ömür boyu diri diri içmek için gövdemi dolanır bacaklarıma balçık gibi ağır bir karanlık çırpınsam küçücük pencere pencerede çifte çapraz…

İtirazın İki Şartı * Nevzat Çelik

çok olmadığımız kesin çok olan tarafta değiliz çok olan tarafta olmayacağız türkiye'de kürt olacağız kürtlerde ermeni ermenilerde süryani gidip almanya'da türk olacağız hollanda'da surinamlı fransa'da cezayirli iran'da azeri amerika'da zifiri zenci olacağız çoğalan zencide mutlaka kızılderili israil'de filistinli köpeğin karşısında kedi kedinin karşısında kuş olacağız…

* Nevzat Çelik Yaşam Öyküsü

15 Mayıs 1960'ta Boyabat'ın (Sinop) Damlaca köyünde doğdu. İstanbul'a göç eden ailesinin yanına geldi (1965). İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Uygulamalı Endüstri ve Sanat Yüksek Okulu (UESYO) Grafik Bölümü öğrencisiyken tutuklandı (Mart 1980). Bir toplu davada idam talebiyle yargılandı. Yedi yıl sekiz ay süren tutukluluğu…

Anımsamak Kuşları * Nevzat Çelik

I çatıların üzerinde yürürdü serçelerkanatlarından günışığı dökülürdüciğerleri sökülür gibi öksürürdüyokuşa vurdukça erkenci işçiler ekmeğinin yanına güneşi koyupusulca bakkaldan çıkan çocukbir çift kanat açardı köşedeben dönerdim geceyarılarındanüstüm başım çatışma içinde sardunyaların arasında penceredesen taze bir badem gibi dururdunbeni her sabah böyle vururdunçekip gözlerine mahmur bulutu günaydın…

Yenilgi * Nevzat Çelik

Ah susuşu o saf yüreğinah, acısı acemi çocukluğundüş kırıklığı, coşkudaki bozgun Ah yenilginin yorgun kısrağıkendi içini kavuran kızgın ateşbekleyişe bağlanan umut, tasası haykırışın Ah, ardı ardına kenetlenen ölümah, hıncı sabırla bezeyen sıryazmadaki sırması ağlayışın, tırnaklara oturan kan Sanki delirmenin eşiğindeyimboş bomboş gözlerine gömülmüşüm bir köpeğinmısırların…

Güneş Gibi * Nevzat Çelik

iki elinle kapatıp yırtığını yaranın koynunda yıldız taşırsın ama düşer yine yıldız düşeceksen sen de bir akşam alacası güneş gibi düşmelisin ardında binlerce yıldız

Merak * Nevzat Çelik

siz şimdi bana bir kucak gökyüzü getirebilir misiniz demirörgülerle parçalanmamış suda serin suda pırıl pırıl akan bir yaprak bana çiçek kokusu bana deniz bana toprak boyunca mayısa batmış bir ağaç büyütebilir misiniz bana verebilir misiniz muştusunu silahları susmuş bir dünyanın aç doydu güneşe sarındı çıplak-diyebilir…

Ne Fayda * Nevzat Çelik

L yüreklerimizi gencecik çıkarıp verebilseydik üşümezdi göğsümüzde biber gibi bir uçurum II tam da yakalamışken doğanın gizini bir bir vururken emperyalizmi toprak ananın geniş kalçalarında neden kalktın soframızdan ENVER USTA günü akşam etmek sana yakışır mı yakışır mı sana upuzun yatmak biz yaştakileri ustasız bırakmaz…

Diyarbakır Ölüleri * Nevzat Çelik

I dün gece muştularla yağıyordu havalandırmaya ilk karı martın dün gece yüreğimizde bıçaktı ölüm haberleri diyarbakır'ın asıldı ellerimiz ayasından kasap çengeli mi parmaklıklar daha kaç fırtınayla çarpışacak bu erkek dökümü alınlar II incedir bileklerimiz yaşamak ağrısıdır boynumuzdaki atılırız her çığlığa süngü de öyle bir keskin…

Şafak Türküsü * Nevzat Çelik

Beni burada arama anne Kapida adimi sorma Saçlarina yildiz düsmüs Koparma anne Aglama Kaç zamandir yüzüm tirasli Gözlerim safak bekledim Uzarken ellerim Kulagim kiriste Ölümü özledim anne Yasamak isterken delice 2. Bugün görüs günü Günlerden sali Islak Sari bir yagmur Ülkemin neresine bakarsa ay Orada…

Ellerin Müebbet * Nevzat Çelik

senin neden neden istediğini bilmezdim çamaşır makinası der koyardın postanı tersyüz eder ceplerini gösterirdi babam bir el ıslatır çitiler bir el iplere dizer rüzgâr savurur güneş kurutur sanırdım ellerim ellerim ellerim derdin anne tuzbuz olurdu evimizim tek aynasında sesin binse sesim bir akça kuşun kanadına…