PENÇE DEFTERİ'nden * Enis Batur

1iki hafif şiir yazdım sabahboşlukta iki ağır küpe 2Masamdan, garsonun tak diye bıraktığıfincanı terk edip yükseliyor kahvenin kokusu 3Şarabın rengi Hayyam.Kılıcın rengi kan.Bir söğüt görmüştüm,Rengi koynuna girdiğimkadın. 4Sigaranın dumanıBenden uzar gider o eski,Unutulmuş Kızılderili türküsü 5Tenim başıboşBakışım kömür,Sırtımdan yokuş aşağıPoyraz. 6Sizin ışığınız kıvrak.Gecenin içindeOnca renk,…

Olsam Olamam Sonesi * Enis Batur

Çiçek gibi değil, size çiçek kadar koktuğunuzusöylerdim ben olsam-ben olamam: Bendimiyıkıp taşmak için biliyorum ilk cümlemden korktuğunuzu,gürültümde susturmaya alışmışım ben kendimi. Olsaydım, ince şebboy kulağınızın arkasından,krizantem ensenizden, birkaç demet fulsırtınızdan belinize inesiye, bacakaranızdansiyah lâle toplar, hâreniz efendim, ben kul, fısıldardım: Şimdi kokunuza karışır kokum,kalenizin içinde…

Lamba * Enis Batur

Bu şiiri elden geçirdim,Başka bir şiir çıktı içinden.Özne öylesine uçarı, yüklemOylesine bozbulanık, sıfatlarKeskinmiş bir tek, gövdeyisırtlayan iki edattan ilkimıhlandı kaldı, öbüründengeniş bir pencere açıldı-meğer karanlık çökmüşodaya, gözüm görmez olmuşbeyazda ilerleyen lekeleri,İçimden bir şiir çıkmış,anladım yakar yakmaz ışığı. Şair Çalışıyor, Ağustos' Eylül 2005

Küçük Teologya Dersi * Enis Batur

Oktay beyin akrep gibi tırmanan gecesinin tersineyan yan, yengeç adımlarıyla yürüyor güneş,oturduğum yerde dakikadan dakikaya banasokuluşunu görüyorum. Bir yengeç olduğumu yoksabildiği için mi yaklaşıyor sevimli kararlılığıyla,o lanet hastalıktan Ölüm'den çok korktuğumuöğrenmiş, kime ne zaman ilişeceğine kendisikarar vereceğini söylemeye mi çalışıyor böyle—bir adım geldiğinde bir adım…

Kıyıya Vuran için Sone * Enis Batur

Beni sev denizkızı, beni gözle, tanı,kurgula, kendine çevir ve aç, bir debeni ıslat, düğümlerimden çöz, bırakuzaklaşayım açıklara doğru, bana ulaş ve dokun, bana dik dalgaların verebileceğiözgürlüğü ver, içine al, içinde tut ve sal,el değmemiş bir kıyı bulursam, kimseninayak basmadığı bir ada, döner seslenirim. Ben ve…

Gülten Akın Sonesi * Enis Batur

Bir an bütün sesleri ayırıyor, siliyorum;karşımda yumuşak hırçın bir şiir okuyor,heceden heceye kırılgan davudi ezgisiyayılıyor imbikten geçmiş kelimelerin ah sizi tanıyorum: ludingirra'ydınız,o vakitler ilk karşılaşmıştık, bir seferindeNeşideler Neşidesi'ydi, yazdınız, yüksekoktav tınılar kaplamıştı beynimi, ruhumu, sonra Louise Labe, Mistral, büyük suskunsonelerin şairi Marguerite, bir gece yarısıydıanımsayacaksınız,…

Fal * Enis Batur

Eşiğine dayanıp seyirdiğimcansız doğa: Bir çingene geldigece, ellerimi açtı ve uzun,dingin bir yağmur düştü yüzüne:“Her şey geçer, sen geçmezsin.”Güldüm, katıldım: Bilmem mikuytudan beslenen yorgun tekliğimi:Ben amansız çatlak, sudan ve çıradançıkma yangın lehçesi: Her şey geçerben kalırım.

Adres * Enis Batur

Eski kapı anahtarları, gözyaşı şişeleri,sigara tabakaları, Mehmet Müfit?e uğruyorumara sıra, kafasını mühürlerle bozmuş o da.Bu mantarlara ne dersin? Yeni kartpostallarabayılıyorum aslında: insanın içini açıyorfotoğraftaki üst üste, yan yana getirilmiş şusarı lekelerin yarattığı istif: Pouilly Fume,Nuits-Saint-Georges, Ca del Solo, Saint-EmilionGrand Cru, Coldstream Hills- işte susadım bile,dostum…

* Enis Batur Yaşam Öyküsü

Enis BATUR (1952- ) 28 Haziran 1952?de Eskişehir?de doğdu. Çocukluğu Eskişehir ve Napoli?de, ilkgençlik yılları İstanbul ve Ankara?da geçti. Orta öğrenimini İstanbul ve Ankara?da tamamladı, Ortadoğu Teknik Üniversitesi?nden mezun oldu. 1973?de gittiği Paris?te dört yılı aşkın bir süre yaşadıktan sonra Ankara?ya döndü. Askerliğini Çankırı?da yaptı….

Düşük Ninni * Enis Batur

Beli bağlanmış anneler babalariçin de bir ninni düşmeli; Abélard'dan Heloise'den sözetmedenyumuşak, umutsuz bir nota bulmalıDoğuma muska kurup karayazı kırmadançocuğun olması mı ölmesi mi diye sormalı; Ey tohum tanrısı! Temsili bir çocukiçin de düş yatağında uykusuz kadınlar mıolmalı ?

Duman * Enis Batur

Gümüş düşlerimin içinde dolaştıgeceden geceyeiri göğüslü Tatar kadınlarıve köpük köpük bir at,saçakları dövdü yağmur,saç damlardabir akordun merdivenindenaşağı yukarı tırmandıdurdu piyano,eylül müydüyoksa eylül ile ekim arasıkimsenin henüz tanışmadığı bir ay mı:Bir odada sigara dumanı ve sessizlik,toplanmıştık Vladimir,Sergei ve ben,ne anlamsızdı intihar etmek,etmemek. Dolaştım gümüş bir uykunun…

Deja-vu * Enis Batur

Takvimin, ağır, kadınsı dönüşünde hayat musluğuna birikenanları paylaşamıyor insan kimseyle : Ne coşku, ne buruk tad, birlokomotifin ardına taktığı iki som düş vagonunu geri gerikoyağa söküşünden sökün eden o yabanıl, unutulmamış duyguve her sabah, aynı pencereden aynı gözün aynı görüntüyübulup retinede doğurduğu yumuşak ayar: Saf…

Bir Kış Meseli * Enis Batur

Vur, vur, o an toparlanırkatı düş, sis:Bir gül yarasıdır kılıcıneriyik gözde açtığı. Mevsim bitiştirir siyah lekeleribirer halka gibi kör zincire,ki kılıçbir yara daha açar düşe, vur,vur, toparlanır uykumuneş soluğu. Bir kış sabahı, buğu ve tütsü,'deniz kıyısında bir çölülkesi'ne yol, at terkisindebulanık bir bedevi kimliğigeliştirir savruk…

Bekleyiş * Enis Batur

Cehennem kimdir demiştiniz?Keder kuşlarını ben de gördümFlütün ucundan bir oraya bir burayaEvet, biliyorum, herşey benim düşgücümŞeyi, nasıl söylenebilir, bu kelimelerBöyledir işte: Tam tutacakken… Yağmur yürüyüşüne çıkmıştık o gün,Unutmam ben ayrıntıları, kimdiHatırlayamıyorum tabii, ne önemi olabilirİsimlerin, evet yüzünü de getiremiyorumGözümün önüne, eylüldü, eylüllerdenBiri, cehennem kimdir diyordunuz?

Aztek Yılı Biterken * Enis Batur

Bırak, gelsin: ışık, ses, temas:Sen sis nedir bilir misin?Avlandığım ıssız akşamlar,kıpırtısız binlerce yaprakve erketede bekleyen rüzgarhatırlıyorum herşeyi birbir unutuyorum herşeyi:Bu gam, bu dövme, Ave Mariave kuşların toparlanma çağı:Güneş batarken başını kaldırıpkısık gözleriyle gökyüzünü delenkadından kalmış bir bakışhızla akıyor içimden. Karanlığın sonuna gittim ben.Orada pencereler dilsizkapılar…

Yanlış Mesel * Enis Batur

Bir zaman da böyle geçsin, pusuladurmadan dönüp dursun: Şimdineredeyim? Yüksek Düş'ün içinde,sarsıntı, soğuk ter, gırtlağımdabir güz mührü, neredeyim ki azalıyorumgecede, yükseliyor simsiyah kanım. Bir zaman da böyle geçti, pusuladurmadan döndü ve durmadan durdu:Şimdi buradayım: Kâğıtla kalemarasında titrek, kararsız, bir sınırvarsa beni benden ayıracak, tam dakanın…

Yankı * Enis Batur

Her kelimenin iki anlamı olduğunubilmiş, baştan beri üçüncüyü aramıştı.Ama bu bir şey değildi asıl aradığınınyanında : Başka bir düzen olsun istemiştiseslerin arasında, harflerle renklerinbirbirlerini itmedikleri bir dengeydiısrarla kovaladığı. Yıldan yıla dileyüklediği zalim işi dizmişti kafasında,ışığa ve karanlığa, sessizliğe ve uğultuyaverdiği değerleri elden geçirmişti tek tek.Heceden…

Yazma * Enis Batur

Racine yirmibeş yıl susmuş, jean, kimeneden bu kadar küskün, kendisineneden nasıl bunca kitlitanrım nerede kırdığım kalem, bir uçtan ötekine yırttığım kağıdımdokularında parça parça bütünlüğünü arayanSESİM SÖZÜM Rimbaud, Valery, Svevo, Saba: Bir daha yazmam, tek bir mısrakelime hece daha yazmam artık, bir sonraki gelişimde mi,yazmam ne…

Yokuş * Enis Batur

Attar'ın öldüğü yaşa geldimyorgun, öfkeli; içimde belli belirsizbir hızla sönen mum: Fitil bittibitecek, yağ sürüyorum boşuna:Belki de yarın olmayacak, diyorum. Bu kehribar ağızlık, tütüne dadandığımyıllardan: Figen bulup seçmişti, gümüşün,minenin arasından; sayısız armağanaldım ondan yaşarken, ama bir tanesibeslerdi tümünü: Sevdim sevildimbu çirkin dünyada. Attar'ın yaşına geldimse,…

Yunus * Enis Batur

Beş duyunun ucuna doğru, sonundakavuştu mıknatıs. Dip derin birperde çektiler, birliktesuyu ve karanlığı susturdular,herşeyin bittiği, herşeyin başladığıanda konuştular, biri gözünde korışık, öteki kuyudan bir ses :“Bir ben var bende, şimdi sendeniçeri”