Tavuk – Karası * Can Yücel

Boşandı gözleriNe tavşan ne karnıbaharAşk-merdivenlerini bile görmüyorKendi eliyle diktiğiBir karga tünemiş önünde bir gölgeyeKımıldamıyor hiç Kırk yıl önce ölmüş ninesiBir ninni okusa NeyirDirilir belki

Konuş * Can Yücel

Karım terketti kendiniGarip koydu beni o garibim TürkçeyleOturuyoruz karşı karşıya sabahlara dekKonuş!Konuş!Konuş!Kalaba Köyü'nde konuşlanmışım meğer ben…

Bir Resmin Karşısında * Can Yücel

Nazım'a Tasvir gibi bakma öyle yüzümeBakar gibi gökyüzüneMahzun mahzunMazlum, mazlum!..Ölmekle silinir mi sandın,Silinir mi, bre hâyin,İnsanları sevme suçun?.. Diktim bahçeme üç narAğam gelir bakar diye,Gelmiş ki benden habersiz,Bakmış ki onlar zaarÜçü de açtı narların.

Akşamla İntihar * Can Yücel

Kaşık Adası'nın üstündeKızarıp kızarıp patladı mıydı güneşKimse kalmasın istiyorum dünyadaBu güzelim dünyadan başkaİnsanları denizleri ağaçları ve herbişeyiyle Ben hariç

İntizar * Can Yücel

Seni beklerken polis radyosu dinliyorsamBaşına bir kaza mı geldi diye merakımdan değilNe de vapurun batması ürkütüyor beni…En münasip program o düşüyor da ondan,Seni böyle saatlerdir kuru tahta üzerindeKarakolluk olmuş gibi beklerken…

Oktay'a * Can Yücel

1960'larda Kuzguncuk'taki evine Ziyarete gelmiştik, Cevat vardı, Teoman vardı.. Kapıyı sen açtın, Gözlerinde deniz hâreleri İy'ki geldiniz çocuklar, dedin Sosyalizmi göreceğim gelmişti. Ne gezer o zaman bizde -Şimdi de öyle ya- Sosyalizmi temsil.. Ama hiç kuşkum yok, Oktay, Sosyalizmin göreceği gelecek seni..

Türkiyat Vapuru * Can Yücel

Yanaşmadan önce dağıldı iskeleyeÖnce karinesi, sonra sintinesiDerken alt-vasat-ve üst güvertesiBaş üst-vasat-altArdından kıç üst-vasat-alt yolcularıDağıldılar bir meçhul semteKırlangıçlarleyin ellerinde filileri, çantalarıKimisi dargın eski çiftecilerDağıldılar kırlangıçlarleyin bir meçhuleDeniz su döküyor arkalarındanHaydan gelip huya giden cümlelereKaptan köskü yüzüyor dalgaların üstündeSakuli bir bok gibiKaptanı tayfasıyla

Tabir için Bir Rüya * Can Yücel

Hiç mi sabah görmedik yani !Böyle yeşil gökyüzü mü olurmuş !O karpuzu hangi dürzü astı oraya ?..Vur bıçağı , bakma yaşın gözüne !Çal bıçağı parmaklıklar arasındanKi yarılsın çil çubuklu -kabuğuÇatırdıya çatırdıya !..Vur pençe-i Ali'deki şemşir aşkına !Vur ki çıksın,Çıksın gayri ortayaKuyu- yeşil hapislere sığmayan,Kan-davalı ,DelikanlıKızılbaş…

Üzere * Can Yücel

Diyelimki yağmura tutuldun bir gün Bardaktan boşalırcasına yağıyor mübarek, Öbür yanda güneş kendi keyfinde Ne de olsa yaz yağmuru Pırıl pırıl düşüyor damlalar Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın Dar attın kendini karşı evin sundurmasına Işte o evin kapısında bulacaksın beni Diyelim için çekti bir…

Üç Nal Lokantası * Can Yücel

Bu cehennemi sıcaktan kurtulmak içinSırtımı, omuzlarımı yüzenNe bir esinti bekliyorum yaprakları uçarısıya,Ne de bir yaz yağmuru bardaktan boşanırcasınaİhtiyacım benim başka bir sıcakTeninin sıcaklığı seninYelelerimden sağrıma inen ter damlalarıylaKoşturacak beni menzilinden menzilineDört ayak, üç nal

Yeşil Şiir * Can Yücel

Baktıkça çoğalır yıldızlar gecedeParmaklarınla sayılmaz;Kimi duyulur, kimi duyulmaz,Dinledikçe çoğalır gecede,Sesler gelir,Ya hızlıdan, ya yavaştan. Her şey kendi dilince konuşur;Karanlık örtse de üstünüGecede devam eder renk renkAğacın dalında, rüzgarda;Her şey kendi rengince konuşur. Gözlerini kapatır beklerdi;Yaprağa benzer ellerini, avuçlarını uzatır,Beklerdi işitinceye dekAğacın dalında, rüzgarda;Yeşili duydu mu…

1 2 3 5