* A. Kadir Yaşam Öyküsü

A. KADİR (1917-1985) 1917'de İstanbul?da doğdu. Asıl adı İbrahim Abdülkadir Meriçboyu'dur. Eyüp Ortaokulu ve Kuleli Askeri Lisesi?ni bitirdi. Kara Harp Okulu son sınıfındayken, zararlı kitaplar okudukları gerekçesiyle tutuklanan öğrencilerden biri oldu, on aya hüküm giydi,okuldan çıkarıldı. Yayınevlerinde düzelti işinde çalıştı. Arkadaşlarıyla “Yürüyüş” dergisini çıkardı. İlk…

Zerdali Dalı * A.kadir

Sen orda bağrına bas dur en büyük çileyi,ben burda en büyük çileyi doldurayım,ekmeğe muhtaç, hürriyete muhtaç, sana muhtaç.Sen orda dalından koparılmış bir zerdali gibi dur,ben burda zerdalisiz bir dal gibiyim

Yalnız * A.kadir

Bir taş üstüne oturupdağlara baktım.Üzerine güneş vurmuş dağların.Nedense birden,bakıp bakıp dağlara,türkü söylemek geldi içimden. Ama ne bir dost var yanımda dinleyecek,ne bir yolcu,ne bir düşman.Hem pek acıklı olur benim türküm,böyle bir ağlayıpbir güldüğüm zaman.

Seni Arıyorum… * A.kadir

Hasretim sanaTam üç koca kış geçti aradan,koskocaman üç asır.Önca Aydın, Muğla, Balıkesir.Önce bizim yiyemediğimiz bal gibi üzüm, incir.Önce bizim yemeğimize girmeyen bal gibi zeytinyağı.Sonra gene bir sıra dağ.Sonra Konya ovası, Adana.Sonra hiçbir vakit gülmemiş olan Orta Anadolu toprağı. Bilmem, tanır mısın yanında olsam,taş gibi sertleşti…

Sen Bensiz Orada * A.kadir

Kim anlatacak sana akşamları,dışarıda nasıl geçti günüm,Cağaloğlu pazarında nasıl atlatılıyorum,kimlere rastladım yolda, neler konuştum,kim anlatacak sana?Arada bir kim tutup sıkacak o minik pembe burnunu senin,o bembeyaz çileli saçlarını kim okşayacak geceleri?Kim şakalaşacak seninle sabah kahvaltısında,seni kim ağlatacak şiir okurken? Hele bir süre dahabensiz baksın dursunacı…

Koru Kendini * A.kadir

Kaldırınca tabancasınıNişan almak için sarı saçlıyaParıldayıverdi gözleriKoru kendiniKırlangıçlar uçuştularKorkudan çığrışıpKanat çırparak koru kendini. Hadi söyle bana müziği seversin senNasıl çalar insan hapishanedeAğrılardan, sızılardan sonraRomatizmanın zincirlerin kemirdiği elleriyle. İşte nişan aldı tamKemanının üstüneIskalamaz iyi nişancıdırKoru kendiniAma teller gene şakıdılarDoldular havayı titrek titrek hiç umursamadan. Hadi söyle…

İstanbul.. * A.kadir

Orda, adamı düşündürendenizler vardır– ışıltılı ve berrak -,şurda gemiler durmuş,kimbilir,zincirleri ne ağırdır.Sarayburnu,Kızkulesi,Haydarpaşa…Bak işte Köprü,Böyle ayak altında bütün gün.İşte yollar gıcır gıcır,İşte Sultanahmet Meydanı şu gördüğünNihayet, ilerde deniz,Mis gibi balık kokar.Daha sonra AdalarVe hep çam ağaçları.Oranın mehtabı tatlı olurmuş,Öyle derler,Rüyadaymış gibi yaşar insan.Galiba böyle görülür İstanbulBir…

Hap Beraber * A.kadir

Yirmi dokuz nisan gecesi. Gene sevgiliden, arkadaştan uzakta. Gene şarkı söylemek istiyor canım, Eyüp iskelesinden, Cibali'den, Beşiktaş'tan uzakta. Yirmi dokuz nisan gecesi Havada yağmurdan sonraki hal. Karşıda Kırşehir hapishanesi. Çalışan, yorgun insanların uyuduğu saattir bu saat. Ve biz en çok bu saatte çıkarız duvarlarımızdan dışarıve…

Elimde Kalan * A.kadir

-Karıma- Yirmi yaşında hapse düştüm.Yirmi beşimde sürgün oldum.Yıllarca gençliğimi saçtımAnadolu topraklarına.Bir yokuşu yıllarca indim çıktımdöke döke kanımıbir ekmek parasına.İşte bugün altmış üç yaşındayım.Bakıyorum gökyüzüne bugün genedemir parmaklıklardan. Bir senin yüreğinak bir güvercinelimde kalan.

Yalnızlık * A.kadir

Yalnızlığımı büyütür kalabalıkGökdelen'in gölgesine sinerKaranfıl Sokak kalınlaşıryoksul kadın çocuklarıylaçöplerin üzerine konargözleri cam kırıklarısevgilim gelir yalnızlığım büyürçocukken gökkuşağına düştüğüm gökyüzü gelir kirli güvercinleriyle. Kimin öznesiydi mevsimlerişkence öyküleri kimindiayrılığın sesi miydi adımlarımsuyu bekleyen uçurum mukanatlandım yalnızlığımla son mevsimeiçimde bir kedi yavrusu.

Yolda Esirler * A.kadir

Şimdi melûn bir gecedir.Bir nöbetçi kürkü gibi simsiyah ortalık, ve görünmez, garba giden yollar.O görünmeyen yollara, dokunaklı bir yağmur yağıyormuş gibi, yorgun ayak sesleri dökülmektedir. Hepsini tanıyorum onların.Aynı topraktan buğday yediler.Aynı topraktan taşıdılar saadeti harmanlara kucak kucak Ve söylediler aynı türküyü;güneşin karşısında gerinirken,bir zerresine bileen…

Uşaklı İzzet * A.kadir

Mısır ekmeğini, yoğurdunu yedi elma ağaçları altında Hacı Mercan köyünün. Suyunda yıkadı çamaşırlarını pazar günleri. Ve göl gibi gözlü insanlarıyla ahbap oldu. On iki nöbetini bekledi çok gece yol ağzında. Eh artık, yol göründü, gitmek düştü gayrı. Çok görmeyin acele ettiğini, çocuklar, terhis olmuş, cebinde…

Terhis * A.kadir

Tezkere var, emir gelmiş, dediler. Hafikli Zeynel' le Zileli Saim bizden müjde istediler. Traş olduk. Giyindik gri, lacivert renk renk esvaplarımızı. Sonra haber geldi, hazır olun, diye, yolculuk akşama. Ve Maksut çavuş, son cigarasını ikram etti ayrılırken, bir senedir kavgalı olduğu adama.

Siperde * A.kadir

“Cephedekilere ithaf ederim.” Şimdi sen;yolda yolcu,denizde rüzgâr,gökte ay yürürken,kimbilir neler düşünürsün:Elinde ağ,başında kasket,— bir tasavvur etufuklarda hürsün. Anan;değneğine dayanmış,kolunda bir bağ sepeti,kilise yolundadır. Baban;dudaklarında gemici türküsü,saçlarında rüzgâr,birşeyle meşgul. Bakarak başı üstünde uçan martılara,hiç kimsenin düşünmediğini söylermavi göklere doğru bağıra bağıra,yuvarlak yüzlü bir çocuk. Ve karın;deniz…

Nöbette * A.kadir

Bir kurtuluş savaşını anarak Gece saat on. Nöbetteyim. Toprağın üstünde geceyi kara bir kabuk gibi hissetmedeyim. Ve kuşlar kadar hafif vücudum, içerim rahat. Yorgun bir asker gibi serildi uykuya hayat. Gece saat on. Nöbetteyim. Ne olur uzatsalar nöbetimi aylarca! Böyle ta barışa kadar, ihtiyar anacığımı…

Koğuş * A.kadir

Tekmil koğuş uyudu şimdi. On bir nöbetçisi, belki dört defa saydı uyuyanları. Sonra kendi kendine bile görünmeden, o kadar yorgun ve bitkin yere çöktü. Artık herkes başka uykuda. Hüseyin onbaşı, çıplak yolunda yürür Avanos' un. Beyşehir' li Ahmet, bir tas ayranla çıkarır yorgunluğunu talim yerinin….

İnsan * A.kadir

İnsan kuş kanadında gelen yazı.İnsan arı su, insan ak süt.İnsan yemyeşil uzanan bahçe.İnsan kum, insan çakıl taşı.İnsan yiğit, insan dost, insan sevdalı.İnsan kancık, insan ödlek, insan hergele.İnsan kocaman, dağ gibi.İnsan parmak kadar, küçücük.İnsan alın teri, insan lokma, insan kan.İnsan solucan, insan sülük. İnsan kuş kanadında…

Dön, Geri Bak * A.kadir

Kaç bu kokudan, kaç bu pislikten, bu sürüden kaç,insan mısın, bu pazarda mısın, iki pula mısın,kaç bu kokudan, kaç bu pislikten, bu sürüden kaç.At denize kendini, git boğul.Düş bir kör kuyuya, ordan çıkama. Bir kere dön ama, bir geri bak,şu kolu gör bir kere, şu…

Dağ Başında * A.kadir

Beni bir dağ başında böyle yapayalnız kodular,rüzgarlara, kuşlara, bulutlara yakın,senin etinden, tırnağından ayrı,senin kokundan uzak. Benim güzelim,benim ceylan bakışlım,benim kafamın ateşi, ve yüreğimdeki.Mümkün mü şu anda rüzgar olmak, kuş olmak,şu anda üç dört portakal almak, getirmek sana, sana tuzlu badem, kabakçekirdeği. Şu anda hiç bir…

Bu Su Çoğala Çoğala * A.kadir

Yaşlılara saksılar dizdim, bahçeler yaydım.Yorgunlara diri beden verdim, taze yürek.Döşekler serdim hastalara, rahat, yumuşacık.Nerde yalan dolan gördüysem kızardım.Yiğit yüreklere, dedim, canım armağan.Ardına kadar açtım çocuklara kapıları.Dostluklar boy attı yeryüzünde,dostluklar orman orman.Ebemkuşakları gökyüzünde fır dolandı.Yürüdü dağlardan ovalara doğrugümbür gümbür bir deli su,yıktı bu su önüne geleni,bu…