Sabah ve Babam * A.kadir Paksoy

Neden bu kadar çok seviyorum sabahıHaksızlık mı ediyorum günün öteki saatlerineBilmiyorum kötü bir niyetim yokTek bildiğim babamdan kaldığıdır bana sabah aşkının Erkenden kalkardı babamEzan okunmadanÜstümün usulca örtülüşündenKoynuma girişinden sabah yelininKuşların ötüşündenAnlardım babamın bahçeye indiğini Bahçesi babamınBiricik şiiri Üstü başı toz toprakBazen şapkasında bir yaprakBazen sakalında…

Yeni Ev * A.kadir Paksoy

Zorla evlendirilen iki insan gibiyizTaşındığımız her evleKolay olmuyor alışmakTam birbirimizi anlamaya başlarkenHaydi başka bir eve Başka bir ev başka biriAkıldan çıkmıyor eski evGüç gerek zaman gerekYeni evi sevmeye Her kezindeDiyorum ki kendi kendimeUsanmadın mı artıkSürüklenip durmaktanOradan orayaYorulmadın mı Yeter artıkAçma kitap kolileriniBırak boş kalsın duvarlarTabloları…

Hitit Göğünün Altında * A.kadir Paksoy

Bir gün bana içini açacağını biliyordum bu göğün Çünkü onun gibi ben de suskundum Sizin tarihinizle dört bin yıl oldu Ne demişti Lamassi Asur kentindeki kocası Pusuken'e yazdığı mektupta: 'Biliyor musun insanlık ne kötüleşti Kardeş kardeşi yiyecek Herkes komşusunu yutmağa çalışıyor?' Lamassi'nin kemikleri kül oldu…

Hades Yolunda * A.kadir Paksoy

Esrik geçiyorum Sakarya Caddesi'nden Masalara güneş düşmüş Nereye uzansam oraya akıyor Yanımda taşıdığım ırmak Dağdan inmiş bir kurt gibiyim Arkadaşım zincirlerini sürüyen yaralı bir Arslan Açılıyor telaşla iki yana kalabalık Ardımızda bize yetişmeye çalışan ağaçlar Biliyorum şiir yazmaz has şair Şiiri yaşar Yaşamak dediğin nedir…

Evde Ekmek Yok * A.kadir Paksoy

Evde ekmek yok Boynu bükük dışarıda güneşin İçerde çiçeklerin Onca zaman Kendilerine şiir yazan adama Bir gün de Esin yerine Ekmek veremedikleri için Bir telefon tam da sırasında Hergelenin biri Aşık mıymışım Şiir mi yazıyor muşum Kafayı mı çekmişim ne Evet evet şiir yazıyorum Kafayı…

Güldönümü * A.kadir Paksoy

lacivert gecenin koynunda açılıyor kutsal ölümlerin yumağı gizil yollarına yaşamın sessiz yolcuları zamanötesinin dönüyorlar bir unutuştan bir unutuşa bir geyik ölüsünü taşıyor gazeller alçakgönüllüğün kayalıklarında ağladığını görüyorum emek kartallarının dinozorlar saygı duruşunda bir çocuk fırçasını aya batırıyor yokluğun resmini yapıyor her şeyin tuvaline gelene geçene…

Merak * A.kadir Paksoy

Bir gün öldüğümde Ardımdan ağlayacak karım ve kızım Topu topu birkaç dostum üzülecek Yahu diyecekler haberiniz var mı Kadir ölmüş Başsağlığı dilemeye gelecekler kızıma ve karıma Bütün bunları merak etmiyorum Ha bir gün önce olmuş ha bir gün sonra Anacığım duyacak mı mezarında İşte onu…

Ödev * A.kadir Paksoy

Onlar insanı kırdılar, doğru Ama gelin sayın yargıçlar Siz kalemlerinizi kırmayın İdam gömleği yerine Giydirin birer okul önlüğü Kalemlerinizi verin bu 'çocuk'lara Bir de defter yanında Otuz beş kez 'insan' yazılacak Deyin ödev olarak da

Yanlışlık * A.kadir Paksoy

Yanlış dal seçtim meslekte Türkçe öğretmeni olmak varken tarih öğretmeni oldum Aslında benim seveceğim güldü Yanlışlıkla karanfile tutuldum Bir kıyı kasabasına yerleşmek varken Ömrümü bir bozkır kentinde doldurdum Hele hele yanlışlıkla edindiğim arkadaşların haddi hesabı yok Dahası iki kez yanlış evlilik kurdum Bir orman bekçisi…

Yeni Bir Şey Yok Yaşamda * A.kadir Paksoy

Aralamış pencerenin perdesini yaprak güzeli Uzanmış bakıyor saf saf bir çocuk gibi Söyle diyor haydi bir şiir yaz bırak tembelliği Karanfille yaprakgüzelinin arasında Halinden hoşnut sardunya Gel diyor usulca bir şey fısıldayacağım gel yanıma Başı yukarda karanfilin Diyor ki Boşuna seçmedi insanlar beni bir kırmızı…

Yitik Gece * A.kadir Paksoy

Yaşamı anımsatıyordu gece ışıkları yanıyordu bütün evlerin bir kadın eğilmiş iki çiçek saksısı arasından sokağa bakıyordu. Gecenin çarptığı çiftler geçiyordu birbirine yaslanmış gülümseyen sokak fenerleri altından. Çocuklarını uyutmaya çalışıyordu anneler sarhoş kocalar evlerine dönüyordu. Gecelerden bir geceydi gecenin içinde bir yerlerde billur sular gibi mutlu…

Bir Sabah Kalktım ki * A.kadir Paksoy

Bir sabah kalktım ki Dövünüp duruyor sabah yeli Gölcük Adapazarı İzmit yerle bir Şiirin neye yarar şair? Gül renkli harmanisini almış Kapkara bir şala bürünmüş şafak N'olur benden bilmeyin diyor yalvararak Doğan gün benden değil? Savruluyor yollarda Notaları güneşi karşılama senfonisinin Orman yangınından da beter…

Ağaçlar Gibi * A.kadir Paksoy

Emeğin örsünde umudu dövdü Üleşmenin göğsünde dostluğu İnsandı o insanı sevdi Onur'a çifte su verdi Dikenler içinden gülleri derdi Balçık içinden güheri İğneyle kayalar deldi Sevgiye has bir kimlik verdi

Çiçekler / Ağaçlar / İnsanlar * A.kadir Paksoy

Menekşe sabır isterKaktüs dürüstlükAlçakgönüllüdür sardunya Güneşi suyu olsunKimseye küsmez. Ağaçlar dersenizGökyüzünü kapatmayın yeterYapayalnız kalsalar daDağ başlarındaŞikayet etmezler. Şu insanları anlayamadım gittiNe ağaca benzer ne çiçeğeDünyayı versen kâr etmezİlle de sahip olmak isterBaşka birine.

Güz Telaşı * A.kadir Paksoy

İşte güz geldi yineDayanarak ardıç ağacından asasınaSon yangından kurtardığıAlnında yalnızlığın derin ırmağı İşte güz geldi yineBaş açık Ayak yalınKederi giyinmiş kaderim diyerekBir derviş gibi Yine güz geldi işteO gelmeden önceHurdaya çıkmıştı ?medar-ı mâişet motoru?Kiler boşNe yapsakArtık anacığım da yokBulup buluşturacak Hep böyle oluyor her yılKimseleri…

Şiiri Ararken * A.kadir Paksoy

Eve eli boş döndümYine bugün.Her şeyde biraz şiir aramıştım,Buydu derdim bütün. Henüz eve girmiştim,Şiirin sesini duymaz mıyım:?Ama beni unuttun.? Dönüp baktım sesin geldiği yöne,Yoktu hiç kimse. Geldim kendimeBana acıyan sesiyle anacığımın:?Oğlum, n?oldu sana?Yine kendi kendine konuşuyordun!…?

Sürgün * A.kadir Paksoy

İsa Sarıaslan'a topraksessizlikkuru otlarusul bir yelgüz güneşicırcır böceklerihışırtısı dalların yapraklarınelinde kuru bir meşe dalıyürürsün patikalarda kuşlaradsız bir tepenin ucundasınaşağıda gölgöl sakingökyüzü suskundokun ağaçların gövdelerinedallarını okşacebine koymayı unutma nar rengi yapraklardan yorulmasan dauzan sırtüstü toprağagöğe bakak bulutlaragüneyden ağır ağır gelenrüzgârı dinlevadinin uğultusunusonsuzluğun kokusunu içine çekacılarını alır…

Göğün Kapısı * A.kadir Paksoy

Dün sabah sersefil dönerken eve Baktım kuşlarda bir yaygara, bir çığırtı, bir bağrışmaEl edip sordum birineNedir dedim bu derdinizUzanıp uzanıp göğeDönü dönüvermeniz. Dedi ki kuşcağız banaGöğün kapısını arıyoruzSiz biliyor musunuzAh dedim kuşaBilsem söylemez miyimArıyorum yüzyıllardır o kapıyı ben deNeden şiir yazıyorum sanıyorsunuz.

Ozan * A.kadir Paksoy

Kimdir ozanBelki biraz fazla pay almış olandır fırtınadanBelki güneşe biraz daha yakınBelki bir sokak lambasıdırGündüz de yanan Belki göğün sevgisini biraz daha çok kazanmıştırBu yüzden onun evinin damına yağmur daha çok yağarSözcüklerin uyumu bozulmasın diyeDaha bir usludur damlalar Göğe güneşe yakındır daYalvaç değildir ozanÇağırmaz kendi…