Bulantı * Gonca Özmen

Yağmurla aktı yüzün camın iğreti teninde
Dönüp dolaşıp kaybolmalar gibiydin
Nasıl da direngen bir denizdin ellerimde
Gelinciğin boynu eskiden ince, kırılgan
Şimdi bir çınarla değiştir gövdeni
Kimin krallığına kar yağmadı ki
çingenelerden sonra?
İmlasız yazılıyor artık büzün sözcükler
Ve unutuşun o dağınık nostaljisi
Ne tuhaf seni boşluğa söyledim de
Deştim tenimin buğday artıklarını
Boynumun ikliminde açmadı hiçbir çiçek
yeryüzü çığlık çığlığa bir ceninsin
hadi kıpırda içimde, yar gövdenin gizini
en çığırtkan çağ bu aşk bunaldı gürültüden
Caddeler, vapurlar, otobüsler koşar adım
Serçelerin başı dönmüş saçaklarında
Bir orman ürküsü verir kentin uğultusu
İçe kapanık yatak odalarında Freud'su kokular
Ve her an düşmek korkusu gölgenin zindanına
Düşmek ve ağırlaştırmak göğün dibini
Kalbimde sartre biraz sancı, F tipi bir sıkıntı
Ölüm zambaklar topluyorum
Yeniden açılmak için sabaha
Bilmiyorsunuz rutubetimi kusuyorum yıllardır.