Birinci Devlet Resim ve Heykel Sergisi

Cumhuriyet Türkiye'sinde sanat, halka milli değerlerin benimsetilmesi ve kültür düzeyinin yükseltilmesinde bir araç olarak işlevlendirilmiştir. 1930 yılından itibaren güzel sanatlar alanında yapılan önemli atılımlardan sonra 31 Ekim 1939 da Yücel, bu reformların sonucu sayılabilecek olan Birinci Devlet Resim ve Heykel Sergisini açar. Sergi, her yıl bir defa Ankara'da düzenlenir. Sergiye M.E.B. nın yılda üç kez yayınladığı “Güzel Sanatlar” dergisinde geniş yer verilir. Türkiye'de ilk defa renkli röprodüksiyonları basan bu dergi, özellikle kapak resmi kağıt ve baskı kalitesi açısından dikkati çeker niteliktedir.

TERCÜME BÜROSU

“Maarif Vekilliği'ni tercüme işleri ile ciddi biçimde meşgul olması, bu hareketin devlet kadrosu dışında gelişmesine bir başlangıç olması içindir. Bir asırdır, nice eserleri tercüme ve basmak için emek verildiği halde, dünya şaheserlerinden başlıcalarının Milli kütüphanemizde bulunmayışı gelişigüzel çalışıldığının en kuvvetli fakat en acıklı delilidir.”

Batı ile kültür tanışıklığındaki amaç, hümanizm ruhunun benimsenmesi ve Cumhuriyetin kurulmasıyla başlamış olan Türk Rönesans?ına hizmet etmektir. Yücel bu görevi daha dilimizin bile doğru dürüst yerleşmediği bir dönemde, bir yabancı dili dahi iyi bilenler parmakla gösterilirken üstlenir.

Tercüme heyeti toplanır. Çeşitli çalışmalardan sonra bir daimi büro kurulur. Nurullah Ataç tarafından yönetilen daimi büroda:
? Saffet Pala,
? Sabahattin Eyüboğlu,
? Sabahattin Ali,
? Bahattin Tuncel,
? Enver Ziya Koral
? Nusret Hızır bulunmaktadır.
Kurulduktan kısa bir süre sonra,dünya edebiyatı klasiklerinin çevirisine başlanır. 1946 sonuna değin toplam 496 eser Türkçe?ye çevrilir.

? İlk üç yılda yayımlanan 109 eserin
? 39'u klasik Yunanca?dan,
? 38'i Fransızca?dan,
? 10'u Almanca?dan,
? 8'i İngilizce?den,
? 6'sı Latince?den,
? 4'i Şark ve İslam klasiklerinden,
? 2'si Rusça?dan
? 1 tanesi İskandinav edebiyatındandır.

Bundan sonraki yıllarda eser verimi daha çok ve çeşitlilik gösterir. Çevirilerde genelde yalın ve anlaşılır bir Türkçe norm olarak benimsenmiştir. Edebi eserlerin yanısıra, felsefe derslerindeki ders kitabı açığını gidermek için felsefe konusunda yazılmış önemli bazı eserler de Türkçe?ye çevrilir. Çevirilerin ilk baskılarında yer alan önsözlerde Yücel şöyle yazmaktadır.

“Hümanizm ruhunun ilk anlayış ve duyuş merhalesi,insan varlığının en gelişmiş şekilde ifadesi olan sanat eserlerinin benimsenmesi ile başlar. Sanat şubeleri içerisinde edebiyat,bu ifadenin zihin unsurları en zengin olanıdır. Bunun içindir ki bir milletin, diğer milletler edebiyatını kendi dilinde, daha doğrusu, kendi idrakinde tekrar etmesi; zeka ve anlama kudretini o eserler nispetinde arttırması, canlandırması ve yeniden yaratmasıdır.”

Çevirilerin yaratıcılık etkisi kısa bir süre sonra şiirde ve çağdaş Türk edebiyatında görülür. Bu bağlamda etkisinden özellikle söz edilmesi gereken yayın “Tercüme Dergisi” dir. Dergi 19 Mayıs 1940 yılında iki aylık olarak yayınlanmaya başlar. Dergi iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, çoğu zaman karşı sayfada verilen orijinal metinle birlikte şiir, öykü, roman ve oyunlardan bölümler yer alır. Çeviri üzerine kurumsal ve eleştirel yazılar içeren ikinci bölüm ise, güncel çeviri etkinlikleri üzerine bir tartışma platformu niteliğindedir. Düzenlilik açısından derginin ilk beş yılı bir dönem oluşturur. Önemli aksaklıklar ise bu dönemden sonra görülür. Bir yayın organı olarak, genelde çeviri konusunda bir bilinç oluşmasında, dolayısıyla ana dil alanında da yepyeni bir perspektifin doğmasında büyük katkısı olmuştur.

ANSİKLOPEDİ VE DERGİLER

Birinci Türk Neşriyat kongresinde ansiklopedik yayınların önemi belirtilmiş ve devletin bu konuda öncülük yapması kararlaştırılmıştır.

Kongrenin ardından Eğitim Bakanlığı öncelikle Leiden'de İngilizce, Fransızca ve Almanca yayınlanan İslam Ansiklopedisi'nin çevirisini kararlaştırır. 1940 yılından itibaren bazı değişiklikler ve düzeltmeler yaparak fasiküller halinde yayımlamaya başlar. Ancak pek çok engellemeler ve eleştirilerle karşılanan bu yayın 13 cilt olarak ancak 1988 yılında tamamlanır. Bundan başka ilk resmi ansiklopedi olan İnönü Ansiklopedisi için ön çalışmalar yapılır. 1943'ten itibaren yayınlanmaya başlar. 1951 yılında adı Türk Ansiklopedisi olarak değiştirilir. 33 cilt halinde yayınlanan Türk Ansiklopedisi 41 yıllık bir mücadele sonucu tamamlanabilmiş, ancak amacına ulaşamamıştır. 1943-1954 yılları arasında Celal Esat Arseven'in hazırladığı 5 ciltlik Sanat Ansiklopedisi yayınlanmıştır.

Yine bu dönemde :
1939 da İlk Öğretim ve Tebliğler Dergisi,
1940 ta Teknik Öğretim ve Tercüme Dergisi,
1941 de Tarih Vesikaları,
1943 te Ev Kadını,
1945 te Köy Enstitüleri dergileri yayımlanmaya başlamıştır.

Bütün bunların ikinci Dünya Savaşı'nın büyük ekonomik güçlüklerine karşın gerçekleşmiş olması dikkat çekicidir.