Atatürk ile Allah Arasında * Bedriye Aksakal

15.10.2014 / 00:00

Tatil sürecinde birkaç kitap okudum. En önemlisi de Sinan Meydan'ın 1250 sayfadan oluşan “Atatürk ile Allah Arasında” kitabını bitirmem oldu. Kitabı okuduktan sonra, Atatürk'ün bilinmeyen yönlerini okurken, hem ağladım, hem de Atatürk'ümle bir kez daha gururlandım. Baştan şunu ifade edeyim ki, bu kitabı herkesin okuması gerekir. Keşke okullarda da ders kitabı olarak okutulsa.

Elim elverdiği süreçte, bu kitapta belleğimden silinmeyen bölümleri, sevgili okurlarım sizlerle arada sırada paylaşacağım.

Atatürk ömrü boyunca 5000'in üzerinde kitap okumuş ve bu kitapların 161'i dinle ilgilidir.

Kitapta Atatürk'ün çocuk yaşta başlayan, gençliğinde ve yaşamınca süren “ATATÜRK İLE ALLAH ARASINDA”ki İslamiyet'le ilgili düşünceleri yer almaktadır. Anılarda arkadaşlarının söylemleriyle dile getirilmiş.

Birinci Dünya Savaşı'nda 16. Kolordu Komutanı olarak, Doğu Anadolu'da bulunduğu sırada tuttuğu anı defterinde 7 Kasım- 25 Aralık 1916 günleri içersinde 49 günde geceleri 6 kitap okumuştur. Okuduğu kitaplar arasında “ALLAH'I İNKAR MÜMKÜN MÜDÜR?” vardır.

Atatürk, savaş alanlarında dahi İslam tarihini incelemiş, ve her zaman DİN İSTİSMARI'NA TEPKİ göstermiştir.

1911- 1918 yılları arasında savaş yıllarında M.K. Atatürk'e göre Osmanlı'da üç farklı Müslüman vardır:

1- Samimi ve bilinçli inanç sahipleri

2- Bilmeden İnanlar

3- İnanç Sömürücüleri

Atatürk, dinin siyasete alet edilmesine karşıdır. O'na göre:

“Ulema-i kiram siyasete karışmamalı, mebus da olmamalı.” Ata'mıza göre : “En doğrusu bilerek anlayarak inanmaktır.

Sakarya Savaşı'nın devam ettiği günlerde, kitap okuduğunu gören Fahrettin Altay, Mustafa Kemal'in çadırının ışığının yandığını görünce çadıra girer. M. Kemal yatağa uzanmış kitap okumaktadır. Altay, hangi kitap okuduğunu sorduğunda, yatağından doğrulup okuduğu kitabı göstermiştir. Kitap:

“İSLAM DİNİ VE TEFSİRLERİ” adını taşımaktadır.

Savaş alanlarında dahi İslamiyet'le ilgili çalışmalarda bulunan ve Müslümanlığın bazı kesimlerce din tüccarlığına dönüştürüldüğünü gören Atatürk, Cumhuriyetin ilanından sonra din bilginleriyle bu konuda çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmalar sırasında KUR'AN'ı Aksekili Elmalı Hamdi Yazır'a Türkçe'leştirtmiştir. Kendi dilimizde kutsal kitabımızı anlayabilmemiz için.

Atatürk'ün Kur'an'a saygısı sonsuzdur. Bu zamana dek bilmediğim bir özelliğinini kitabı okurken öğrendim. Atatürk çok sevdiği ve saygı duyduğu din adamlarına imzalı Kur'an hediye etmesidir.

Atatürk'ün söylediği bir sözle bugünkü yazımı noktalıyorum:

“HOCALIK SARIKTA DEĞİL, DİMAĞDADIR.