Aşı

“Her şey olacağına varır” deriz sonucun istemediğimiz bir olacağa varabileceğini bilsek de!
Bu anlayış kimi zaman karar vermekte zorlandığımızda işimize yarasa da sonuçta bizim
bir yanlışımızın göstergesi: ”Çözümsüzlüğü çözüm olarak görme yanlışımız”.
Bir şey yapmadan, çözüm üretmeden her şeyin olacağına varmasını beklemek teslimiyetçi ve
razı olmaya yönelik bir anlayışı temsil ediyor. Sonuçta istenmeyen gerçekleşince artık geç ka-
lınmıştır ve pişmanlığın faydası yoktur.
* * *
Domuz gribi olma ya da yakınını bu virüsten kaybetme korkusu insanlarımızın psikolojisini bozdu. Birçok veli çocuğuna domuz gribi aşısı yaptırsa mı yaptırmasa mı tereddütte. Çünkü bir karar vermek durumundalar ve aldıkları kararın sorumluluğunu taşıyacaklar. Bakanlığın faydasının daha üstün olduğu açıklaması velilerin aşının yan etkilerinden endişelenmelerinin önüne geçemedi…Birçok veli aşı yaptırmamaktan yana…
* * *
Sonuç olarak böyle bir virüsün var olduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız. Önlemini alacağız el-bette. Aşı da bu tedbirlerden biri. Herkes vücut direncini ayakta tutacak sağlıklı beslenmeye önem verir ve yüzey temizliğine ve kişisel temizliğe dikkat ederse daha rahat atlatacağız
demektir. Bir insan ne zorluklarla yetişiyor analar babalar bilir. Bu hastalığın bir anda insanı yok etmesine izin vermemek için mücadeleye şimdiden başlamamız gerek. Herşey olacağına varır da önemli olan iyi olana varması…Öyle değil mi?…
* * *
ŞİDDET DE VİRÜS GİBİ

Trakya Üniversitesi’nden Dr.Faruk Yorulmaz, çocukluğunda anne babası tarafından şiddet
uygulanarak terbiye edilmeye çalışılan çocuklar, büyüyüp aile kurduklarında kendi eşlerine ve çocuklarına şiddet uyguluyorlar “ diyor.
Demek ki şiddet de bir virüs gibi yayılıyor ve en az domuz gribi kadar da tehlikeli.
Çünkü mutsuz insanlar yetişiyor ve etraflarında kim varsa mutsuz ediyorlar.
Bu yüzden şiddete de domuz gribi gibi dikkat edelim. Yayılmasına engel olalım, set çekelim.
Burada toplum önderlerine büyük görev düşüyor. Toplumun örnek alacağı kişiler “siyasetçi-
ler, sanatçılar, sporcular, spor adamları, bilim adamları lütfen toplum önünde kavga etmesin.
Birbirlerine ağır sözler söylemesin. Ama görüyoruz ki bu kişilerden bazıları ağır sözlerden dolayı mahkeme kararı ile tazminat ödüyorlar. Klüp başkanları, bilim adamı, siyasetçiler adeta şiddet içeren davranışta birbirleriyle yarışıyorlar.Siyasetçiler en önemli konuları tartışırken öyle bağırıyorlar ki bazen çocuk etkilenmesin diye kanal değiştirmek durumunda kalıyorum. Bu siyaset ortamına bir kadın kolay kolay girer mi ve de girmek ister mi, isterseniz bunları bir düşünelim…Belki de bir aşı şiddet için geliştirmek gerekir ne dersiniz?
Aşılayacaksın ne yaparsan yap o kişi şiddet içeren davranış göstermeyecek, ağır söz hakaret etmeyecek, bağırıp çağırmayacak, öldürmeyecek, kesmeyecek….
Türkiye’nin çehresi değişir bir günde!..Düşünsenize herkes her konuyu konuşarak çözmeye çalışıyor, gram şiddet yok.Ben bu aşının geliştirilmesini veya acilen ithal edilmesini istiyo-rum. Mümkünse acilen!
* * *
MANİSA BELEDİYESİ’nin Sanayi kavşağındaki yayaların güvenliği için yeni yaya yolları yapması ve bazı tedbirler alması beni gerçekten çok mutlu etti. Bu konuyu daha önce yaz-mıştık ve önlem alınmasını istemiştik. Şimdi bu sorun için çözüme gidildiğini görmek mem-nuniyet verici. Belediyeyi bu çalışmasından dolayı tebrik ediyorum. Manisa’nın Türkiye’nin en çevreci ili olmasını gönülden diliyorum.