Aradınız mı * Bedriye Aksakal

Hiç kendinizi kitapların sayfaları arasında aradınız mı? Okuduğunuz bir kitabın öykü kahramanı belki sizdiniz.
Sayfalar içinde yer alan aşklar, hüzünler, acılar… hep aynıdır. Kırılan kalp, dökülen gözyaşları veya yaşanan mutluluklar sizindir aslında.
Belki de bir bahar gününde, yerlerde açan çiçekleri, balkonunuzdan izliyorsunuzdur. Gözlerinizin önünden sevdikleriniz geçiyordur.
Bir yelkenin kaptanı olup, dünyayı dolaşmayı düşlersiniz ve kaleminizi elinize alıp başlarsınız şiir yazmağa. Yahutta sevdiğiniz büyük ozanın dizeleri dudaklarınızdan başlar dökülmeye:
Tahir olmakta ayıp değil Zühre olmakta
Hatta sevda yüzünden ölmekte ayıp değil.
Bütün iş Tahir'le Zühre olmakta.
Yani yürekte.
Mesala bir barikatta dövüşerek
Mesala kuzey kutbuna keşfe giderken
Mesela denerken damarındaserumu
Ölmek ayıp olur mu?

Şiirinin dizeleri senin düşlerinde uzar gider.
Birden yağmur bastırır bulunduğun kente. Şimşekler çakar gök gürler durmadan. Yağmur bir süre sonra durur. Akşamın hüznü çöker etrafına. Üşümeye başlarsın. Bir sıcacık sözcük duymak istersiniz. O an kapınız çalınır. Gelen düşlerini paylaştığın sevdiceğin. Ve size “şairim” diyor. Sen de içini ısıtan bu sözcükten hoşnut oluyorsun. Ona bir şiir okumaya başlıyorsun:
“…
Yüreğim karmakarışık
Hem geniş hem dar
Seven yakınlığın var.”
Düşleriniz sizi bırakmaz. Bir bakarsınız yollarda koşarsınız aşklarınız dizelere dolar. Siz usanıp bıkmadan, kentin haritasını çizersiniz. Yorulursunuz ve bir ağacın altına oturup, hayallerinizle yorgunluğunuzu atarsınız.
Sonra zamanın su gibi aktığını fark ettiğinizde, şakaklarınıza kar yağdığını görürsünüz aynaya baktığınızda. Bu ben miyim diye soru yöneltirsin kendine.
Çocukluktaki arkadaşlarınızın da saçlarına kar yağdığını gördüğünüzde, anılarla yaşamaya başlarsınız. Artık ihtiyarlık kapınızı çalmıştır. Kabullenmek istemediğiniz ihtiyarlık. Günler uzun, yıllar kısa gelmeye başlar ve başlarsınız sessiz gemileriyle gidenlerin ülkesini düşlemeye:
“…
Kesili vermişler elden ayaktan
Nefeslerin sıcaklığında
Bütün üzüntülere
Kapanmış gözleri
Kirpikleri ıslanmış saadetten
Ölüm gelirse böyle saatlerde gelmeli
Belki fark edilmez yaşamaktan.”
Not: Şiirler Nazım Hikmet- Fazıl Hüsnü Dağlarca- Nahit Ülvi Akgün