Altında * Bedriye Aksakal

Yazdıkları yaşamıyla özdeş. Hiçbir zaman Manisa'dan kopamıyor. Anılarında Manisa'nın yeri büyük.
Yaşamını biçimlendirirken sınır tanımıyor.
Yaşamdaki kişiler, serüvenler, olaylar ona birer öykü. O öyküleri yazarken geceleyin ayın tüm ışığı başlar parlamaya.
Rüzgarın her esintisinde renkler doluyor dört bir yanına.
Bazen başını alıp gider sevdalandığı dağların güzelliklerine. Sonra başka bir boyutun içine girer. Bir an gelir doruklara takılı kalan bulutlara ulaşmak ister.
Kendini koyuverir doğanın içine ve kendisi doğa olur. Toplumsal yaşamın çelişkileri, çıkarları da yoktur doğa ila baş başayken. Doğanın gizeminde tarihle yoğrulur. Mitin içinde bulur kendini kimi an. Tanrılardan, Tanrıçalardan öyküler dinler. Kybele'nin aşkını yaşar, ardından Niobe'nin acısını. Spil'in yarlarında esen yelle birlikte binlerce yıl öncesine sürüklenir. Dağlarda koşup oynayan Fatih'in yanında olur kimi an. Yavuz Selim'in acımasızlığından kaçan Korkut'la da dertleşir. Gülfem Hatun da sırdaşı olur. Manisa ona görkemli bir uygarlığı yaşatır. Belki de kentte birkaç elde kalan yapıtların iz bırakmasından bu duyumsamaları.

Dumanlı Dağ, deniz kabuklarından oluşmuş masmavi dağ olur. Ana tanrıçanın dağıdır artık Spil. Adını tanrıça anlamına gelen Sipylene'den alır. Hitit ustaları yaptıkları yontuyla ölümsüzleştirirler Bereket tanrıçasını. Kanyonlardan püsküren rüzgar artık çağların şehvetli soluğudur. İnanılmaz güzellikler içersinde Tantal adlı kahramanla karşılaşır. Tantal av meraklısıdır. Spil'in yüksek tepelerinde avlanır, kimi zamanda koyunlarını otlatır. O ne? Panreus adında bir hırsız, köpeğini çalmış Tantal'ın. Tantal ağlayarak koşar tanrıların tanrısı Zeus'a. Şikayet eder hırsız Pandares'u. Zeus bu davranışa kızar, yarlardan aşağıya atar hırsız Pandareus'u…

Günümüzde ne oluyor? Yer altı, yerüstü zenginliklerimizi hortumlayanlar, devletimi Avrupa İnsan Haklarına şikayet edenler, bolluk içinde, lüks bir yaşam sürüyorlar.

Biz yine dönelim söylence bilimine:

Ana Tanrıça Rheia, yeni doğan Zeus'u, çocuklarını yutan kocası Kronos'tan gizlemek için Girit'teki bir mağaraya kapatır. Bekçi olarak da başına altın bir köpek diker. Zeus, Kronus'u yenip evrene egemen olunca, köpek Girit'teki Zeus tapınağına bırakılır. Pandareos köpeği tapınaktan çalarak, Lidya'da Sipylos (Spil) Dağı'na götürerek, Kral Tantolas'a verir. Onlara kızan Zeus, Pendareus'u da taşa çevirir. Tantolas'u da dağın altına kapatır.

Tantalos, Spil altında dura kalsın, insanoğlu günümüzde nelerin altında kalmıyor ki…
Hamal yükünün altında.
Ezilen ezilmişliğin altında.
Soyulan soyguncunun altında.
Kadın törelerin altında.
Esnaf verginin altında.
Garip yokun altında
Yok varın altında.
Madenci kömürün altında
Kadın, kocasının gölgesi altında.
Çocuk derslerinin altında.
Genç sınavların altında
Dertsiz…
Dertsiz var mı ki…

Not: Sevgili okurlar uzun soluklu yaz tatiline çıkıyorum. Sizlerle tekrar buluşmak üzere, sevgiyle kalınız.