Abbas Güçlü * Dünyaya Kim Yön Veriyor?

Dünden bugüne dünyayı değiştiren o kadar çok olay var ki bunların en başında da bilimsel buluşlar geliyor. İlk çağlarda en büyük buluş ateş ve tekerdi. Sonra içinde bulunulan yüzyıla göre çağa damga vuran icatlar da değişti. Buharlı makineler, elektrik, telefon, televizyon, internet ve daha neler neler. Bu konuda binlerce örnek sayılabilir. Pek çoğu da bugün, çocuk oyuncağı gibi alaya alınabilinir. İlk icat edildiklerinde de alındılar. Ama tüm bunlar gelişmeleri durduramadı.
Örneğin ilk otomobiller ve bilgisayarlar bulunduğunda bunları kim kullanmak ister ki diyenler çok oldu. Ama her ikisi de yaşamımızın bir parçası haline geldi. Aslında bu konuda bir listeleme yaparkan, yaşadığımız çağları 50’şer yıllık, 100 yıllık dilimlere ayırıp ona göre bir değerlendirme yapmak gerekir. Hatta içinde bulunduğumuz son 100 yılı, 10’ar yıllık peryodlara ayırmak belki de en doğrusu olur. Son 3 bin yılda kat edilen teknolojik gelişmelerden çok daha fazlasının son 50 yılda gerçekleştiğini söyleyen bilim insanlarının sayısı bir hayli fazla.
Görünen o ki, önümüzdeki 5-10 yılda gelinen nokta da son 50 yıldan çok daha ileride olacak. Aslında şu sorunun cevabını aramak galiba en doğru olacak: Dünyanın geleceğine kimler ya da neler yön veriyor? Örneğin bilim insanları mı yön veriyor yoksa politikacılar mı? Bilim mi yoksa siyaset mi? Hastalıklar ve doğal felaketler mi yoksa cehalet mi?
Yumurta tavuk tartışmasında olduğu gibi muhtemeldir ki bu soruda da cevaba ulaşmak mümkün değil diyenler çıkacaktır. Ama bilimin geldiği noktayı görmemezlikten gelmek aymazlıkların en büyüğü olur. Darwin tartışmalarının yaşandığı şu günlerde, keşke biz de bilime sansürü değil, İngilizler gibi dünyaya yön veren buluşları tartışıyor olsaydık. Ama nerde…

İngilizlere göre…
İngiliz Bilim Derneği üyesi olan 20 bilim insanı, son dönemde dünyayı değiştiren 10 buluşun bir listesini çıkarmış. Listede şu icatlar yer alıyor: 1. GPS (Küresel Konumlandırma Sistemi) Teknolojisi, 2. Walkman, 3. Barkod, 4. Donmuş yiyecekler, 5. PlayStation, 6. Facebook benzeri sosyal iletişim ağları, 7. Kısa mesaj SMS, 8. Kredi ve banka hesabı kartlarıyla harcadığımız elektronik para, 9. Cep telefonu ve internet ile uydularda kullanılan mikrodalgalar, 10. 1970’lerde popüler olan spor ayakkabısı.
İçinizden pek çoğunuz eminim ki yukarıdaki buluşlardan bir bölümünü, çok sıradan bulacak. Daha önemlileri var diyecek. Haklısınız. Zevkler ve renkler gibi uluslara ve bilim insanlarına göre, icatlar da değişebiliyor. Örneğin onlar bilim çağından sonra, “bilişim çağı”nı da geride bırakıp “nano çağı”nı yaşarken biz hâlâ okuma yazma ve haydi kızlar okula kampanyaları ile uğraşıyoruz. Ve bundan da büyük gurur duyuyoruz. Dünya almış başını gidiyor, umrumuzda mı…

Bilim politikamız yok!
Türkiye’nin bilim politikasını belirleyen üç önemli kurum var. TÜBİTAK, YÖK ve DPT. Hemen hepsi de “yandaş” hale geldi. Öncelikleri, seçme ve seçilme kriterleri, hep iktidara yakınlık oldu. Oysa hepsi de iktidarın değil devletin kurumları. Kurumsal olarak bu kimliklerini korumaya çalışıyorlar.
Ama farklı yönlere çekmeye çalışanların sayısı o kadar çok ki. Onun için ülkemizin bilimine ve geleceğine yön veren bu kurumlar, her zamankinden çok daha fazla özerk hale gelmeliler.
Darwin tartışmaları yaşanırken, YÖK, üniversiteler ve TÜBA ve benzeri bilimsel kurumlardan hiç ses çıktı mı? Neredeyse yok gibi. Böyle mi olmalıydı?..
Özetin özeti: Belki dünyanın geleceğine bilim ve bilim insanları yön verebilir. Ama bizim ülkemizde onların geleceğine siyaset yön veriyor.
Dolayısıyla, dünyayı değişterenler kim sorusunun cevabı, bugünün Türkiyesi’nde bilim insanları değil, siyasetçilerdir…15 Mart Pazar 2009