8 Eylül Kurtuluş Anıtını Masonlar Dikmedi * Haydar Aksakal

28.10.2013 / 00:00

Ulusları ve kentleri önemli kılan anıtlar, sanat eserleri mermer, tunç, demir, doğal malzeme ve bazı karışık malzemelerden yapılmıştır. Antik dönemlerde, kayaların üzerine yapılan rölyefler ve heykeller de binlerce yıldır tarihe ışık tutuyor.

Anıtlar, maziye olan saygı ve sevginin bir sembolü olarak dikilmiştir. Kimin diktiği ve nereden geldiği önemli değildir. Önemli olan taşıdığı ve gelecek kuşaklara aktardığı bilgi ve vefa örneğidir.

Her devirde, ortaya çıkan Haşlaklar, anıtlara saldırmış, onları kırmış, yok etmiş ve yerinden kaldırmıştır. Kybele dediğimiz ve Manisa'nın 7 km doğusunda bulunan, Batı Anadolu'nun en büyük anıtı, yıllar önce saldırıya uğramış ve suratı Papaz diyerek parçalanmıştır. Oysa onun gerçek tarihi, kimin adına ne zaman dikildiği araştırılmamış, Kybele Anıtı diye söylenmiştir…

Manisa Kenti, 1919 yılında Yunan Ordusu tarafından işgal edildi. Kurtuluş Savaşı sonrası kentler ve beldeler hürriyetlerine kavuşurken Manisa 5-6-7 Eylül 1922 tarihlerinde Yunanlılar tarafından yakıldı. Manisalılar bu acıyı yaşlı gözlerle Manisa Dağı'ndan izlediler. On binlerce ev, işyerleri, hanlar, hamamlar, camiler, kiliseler, sinagoglar ve mescitler yandı, saraylar yok oldu… Acı çok büyüktü, evlerin bodrumlarında kurtuluşu bekleyen Manisalı yaşlı kadın ve erkekler de cayır cayır yandı. Kent kül yığını haline geldi, her taraf büyük yangın felaketinin ortaya çıkardığı moloz yığınları vardı. Dağdan inen Manisalılar, büyük bir felaketle karşılaştılar, gözyaşları sel oldu…

Aradan 13 yıl geçti, yerel yöneticilerin aklına Manisa'nın kurtuluşu anısına bir anıt dikmek geldi. Manisa Saray-ı Amire'de nişangâh taşı olarak kullanılan mermer anıt, 1902 yılında Belediye parkına dualar eşliğinde nakledilmiş ve açılışı yapılmıştı…

Manisa'daki Ulu Mezarlık, zaman içinde park haline getirildi. Parkın Doğu Caddesine bakan tarafına, bu mermer yapıt 8 Eylül 1935 tarihinde, Manisa'nın “8 EYLÜL KURTULUŞ ANITI” olarak dualar, eşliğinde yeniden dikildi… Tarih sayfalarında yerini aldı.

Aradan 78 yıl geçti, Manisa'da bir Haşlak çıktı, bu Masonların diktiği anıt diye ortalığı karıştırdı. Manisa İl Kültür Müdürüne aynen şunları söyledim: “Ulusal değerlerimize saldırı var, yakında bu anıtı da yok ederler, dikkatli olun.”

Aradan bir 6 ay geçti, anıt kaldırıldı, yerine Manisa Belediyesi tarafından ışıklı, güzel bir havuz yapıldı…

Konu: Masonik işaretlerse, sizin her gün cebinizde taşıdığınız doları üzerinde de piramit resmi var, sıkıysa yok edin onu. Haşlakların gücü yapılanı yıkmaya yeter…

Masonluğun kökleri 16-17. Yüzyılın başlarına kadar dayanır. Ezoterik ve sadece üyelerine açık bir örgüttür. Dünya'nın birçok yerinde, değişik kollarında 5 milyon üyesi vardır. Bu sistemin en büyük özelliği gizliliğidir. Sokaktaki insan masonik faaliyetlerin iç yüzünü fark edemez. Masonlara sorulduğunda, kuruluşlarının bir hayır ve yardımlaşma kurumu olduğunu söylerler, onların kaynaklarını incelediğinizde durum farklıdır. Gizlilik esas prensipleridir.

Dünya'da bilinen en önemli masonik sembol Amerikan Doları üzerinde Piramit ve onun üzerindeki ışık saçan gözdür.

Manisa'daki 8 Eylül Anıtı'nda böyle bir göz ve ışık yoktur. Ulu park'taki anıt, dualar eşliğinde Manisa'nın kurtuluş anısına dikilen anıttır…

Haşlakların sözlerine kanılarak yok edilen 8 Eylül Manisa Kurtuluş Anıtının, eskisinden daha görkemli bir şekilde Ulu Parka dikilmesi, Manisa tarihinde yeniden yer almalıdır.