Tuzlu Su Taşıyan Kadınlar * Şeref Bilsel

Bir şair toplu tüfekli eserleriyle geçerken içimden, kâğıda düştü nenemin elleri; aşağıdakiler oldu birden! Oy karadeniz gel otur karşımaal elimden boşalan şeylerikemençe ve tulum sesiçiğnendikçe sesi büyüyen yaylalarsilahlar ki dedemle gömdüğümportakal ağacının dibinetahlil raporları,paslanmış cesaret, gel otur karşıma Yüzyıl öncesepetinde bakır güğümlerleşıngır… mıngırdenize inerdi nenem,…

Eşref Karadağ * Sensizliğin Galası

bu filmde şehrin delisiydimkırıktı tüm bakışlarım /ürkekbir bir kaçarken merhabalarsustumen küfürlü düşüncelerle yalanlaraavaz avaz sustum / tanıktı şehrin yangınıtutamadım hiçbir sevdayıceplerim gibi delikti yüreğim / üşüdümher düşüştesesinin aydınlığına tutundumyeni tıraş olmuş baba yüzüydü gülüşünben bu filmde şehrin delisiydimçıplak düşlerle adımlarken sokaklarıhüzünlere tutsak sevinçler taşıdımcinayet süsü…

Gecikmiş Bir Aşk Üzerine Notlar * Yetkin Aröz

Çıktığımda dışarıyaNe kar ne yağmurNe sulu sepken havaNe karanlık ne geceNe yorgunluğum ne yılgınlığımNe teslim olmuşluğumYitip giden güne Havalar umurumda değilMevsimler değilÖlü ışıklarında yolunYürümüşüm ayaklarımın gittiğineYüreğimde kanatlı bir gülümsemeÇıkıp durmuşum göklerin üzerineAklımı alıp götürmüşümDüşlerin bilinmedik ülkelerine Duyumsadığım topu topuBir küçük gülümsemeVurmuş sıcak bir ışıkGözlerinin ta…

Bırakmak * Yetkin Aröz

Bir sokağında bırakmıştımGülümsemesini İstanbul'unGeçip giderken arasındanDaracık eski bir yolunUnutulmuş ahşap evlerinÇocuk sesleriydi duyduğum Başımı kaldırdığım zamanYukarılarda camdan camaÇekilmiş çamaşır ipleriGökyüzünde gülümseyen bir bulutÜstlerinde renk renk giysileriGeçip gidiyordu usuldan Toprak yola uzanmışGüneş kurusu bir havaYatmışken ikindi uykularınaBaka durmuş dondurmacıGölgesinde bir ağacınKoşuşan çocuklaraDenize inen maviYolun sonundaGeçip gidiyor…

Yaşlı Bir Ozan Sana * Yetkin Aröz

Ne diyebilir ki yaşlı ozan sanaDaha başındayken adımlarınınYürümek için daha çok yolun varkenNe diyebilir ki yaşlı bir ozan sanaUmudun çiçek çiçek açarkenAnıların solgun yüzüKapılarına dayanmamışken Diyebilseydi eğer her şeyden önceSevmeleri bilmelisin derdiUçup giderken göklerindeO damıtılmış sevdalarınHüznünü bilmelisin derdiYeni tatların ülkesinde Bir bilgeliktir yaşamı süzmekAkıp giden…

Anlatamam Kimselere * Yetkin Aröz

Demlenmiş sevdalarım vardır benimGezinir dururYitik zamanlarımın güncesindeKimi çalar kapılarımıYıllanmış şaraplardır kadehlerimdeSalar kokularını yürür üstümeSessizce çarpar yüreğimAnlatamam kimselereBir ürpertisidir anılarınSürükler durur önündeÇekerim soluğumuBırakırım gökyüzüneAçılır eskil günlerimÇeker dururum nargilemiYanar tüterim içinde Hangi yazdıHangi yüzdüHangi gülümsemeHangi sözdüTutuşmuş gelirler el eleGüller miydiAkşamın pencerelerindeBaharlar mıydıYoksa öpüştüğümüz geceYoksa onlar hiç mi…

Anjel Ablam * Yetkin Aröz

Fatih'te yaşardı o zamanlarEvimizin karşı köşesindeAt Pazarı'na çıkan yokuştaTek katlı evlerden birindeBir oda bir mutfak filanOralardı yaşardı Anjel ablamPenceresinde düğme çiçekleriVe koku saçan ıtırlarO güzelim yaz ikindilerindeOyunlarımıza bakardı Anjel ablamDirsekleri yastığının üzerindeKimi dalgın kimi sevecenDurup durup gülümseyen Deli fişek bir çocuktumDur durmazdım yerimdeNe zaman düşsem,…

Morduman * Şeref Bilsel

Bir gülün gölgesi düşmüş yüzüneKötü gülün, zalim gülün, dar gülünGel otur biraz yaşlanınca kalkarsınYüzün biraz, sesin biraz, kal birazAnnenin elleriyle aynaları silersin Bir ahın gölgesi düşmüş yüzüneDerin ahın, yetim ahın, silahınBeni yalnız bir göl gibi düşünme Bir taşın gölgesi düşmüş sesineKara taşın, boğuk taşın, gizli…

Yeryüzünün Büyüsü * Hayri K. Yetik

alıp götürmeyeceğim seniyeryüzünün büyüsüalıp götürmeyeceğim seni alıp götürmek için mi yazdıklarım,geç yazamadıklarımı, sancılarımıbunca ter, bunca düş, bunca özlemkatılsın diye benden de bir tatsenden sağdıklarımalıp götürmeyeceğim seni ey yeryüzünün büyüsükalsan da burdabüsbütünunutur muyum seni hiç Buca/İzmir/Türkiye

İnşirÂh * Yetkin Aröz

Düşlerimdeki güzel İstanbulSevi yüreği gençliğimBoğazım, adalarım, yeşil tepelerimYoksulluk yükü ahşap evlerimYoğurtçuların uzayan sesleriNerelerden çıkageldinizBirden duyumsadım sizleri Şirket-i Hayriye vapuru, İnşirâhİncecik ve süzgün bir kelebekNazlanırken sularında BoğazınAlıp götürüyor bizi Mirgün'eBir solukluk yolÇınaraltı kahvesine Sessiz ve sakin bir ikindi üstüÇınarların serin gölgesiGüneş vurmuş üstüneDenizin titreşen mavisiGörür müyüz…

Bir Sevgi Bağıdır * Yetkin Aröz

Ayrılıklar yakar canımıYitip gider bir yanımUzak uzak bir zamanDenizlerimde yol alır Ayrılıklar her limandaÇözer yalnızlıklarımıAkşamın sularına bırakırSessiz ve yorgun anılarBütün gemiler hüznümü taşır Ayrılıklar kiKopup giden bir sevgi bağıdırKim bilir ne zaman, neredeDöner gelir de bir dahaYeniden ağlarıma takılır

Atatürk'ün Gözleri * Yetkin Aröz

O saat anlarsın gizini Bakınca gözlerine Bu Atatürk dediğin Sımsıcak bir sevgi Dolaşır durur yurdumun üzerinde O saat anlarsın gizini Ateş yok kan yok sözlerinde Onca savaşların gergefinde Bir duru sevecenlik Bakar durur yüzüne O saat anlarsın gizini Hiç sevmemiş savaşın tanrısını Ölmeyi öldürmeyi İstemiş…

Kıyıya Çekilmiş Yelkenli * Yetkin Aröz

EskidenNe kadar da eskiden haniYarınlara taşınırdı güzel günlerDüşlerden bir zenginlik şöleniKol germiş zor günlereemzirirdi umudu sevinci EskidenNe kadar eskiden haniUmutlar diri düşler üretkenYüreğinde yaşamın sevinciUzaklara çok uzaklaraAçılır giderdi yelkenliArdında bırakıp köpüklerini ŞimdiNe kadar da şimdi haniNe yarınlar ne gelecekNe düşlerden gemiUğramaz oldu hiçbiri Durağan gün…

Son Şehit * Hayri K. Yetik

ilk ölümüm ben, ne zamanbildiğim çok eskiden beri ölürümöldürüldüm öldürtüldüm bilseniz ne çok öldümhangi birini anlatmasamdoğuda batıda kuzeyde güneyde bir defasında kıbrıs'tabir de mohaç'ta ardından kosova'daölürdüm ben karardıkça kandım bayraktaaldırmadan ölürdüm ben çok eskiden beri birinde katerina için o yemen'deki ne içinçanakkale'de öldüm bir deingiliz…

Gün Gelir * Afşar Timuçin

Açtığın zaman yarayıÜstüne kül dök kan dursunİnsan bu yüküTaşıyamaz sonuna kadarGün gelir unutursun Bırak olduğu yerde dursunResimler konsol ve radyoOnlara baktığındaBir değişmezde belki bir düşüGerçekleştirmiş olursun Kitaplarım sende kalsın okursunGece vakti uykun kaçarsaSendeki şiirlerimi atmaBelki onlarda bizi bize gösterecekBazı doğrular bulursun BULUTLAR DENİZ KOKAR S.39Birinci…

AY IŞIL'A SIĞINMIŞTI * Didem Madak

– Grapon Kağıtları adlı şiir kitabından alıntı – Işıl çocuktu o zaman, ben de öyleMevsim kesin yazdı, karpuzdan feneriyleHani her çocuğu başka bir çocuğaYaklaştıran bir şarkı vardır yaKıyıya yanaşan bir gemi gibi. O akşam ay Işıl'a sığışmıştı, Işıl çocukluğuna,Çocukluğumuz mor bir zambağaHani her çocuk zaman…

Tekin Gönenç * Anne

kilit vurdum üstüne güneşlerinay tuttum alacakaranlığabilsen ne güzel seni bulmakgüzelliği incitmeden anne daha dün gibisinellerinlesin gözlerinlesin seni unutmaya bir adım kaladenizleri avuç avuç tüketmekdaha kolay anne hep o ince uzun yağmurlarla iniyorsun bulutlarımdan bütün yeşil çimenler sana uzanıyorsana başlamak için bütün sabahlar unut artık ne…

Fransa / CHRISTINE DE PISAN * Christine'den Oğluna

Oğul, benim kötü yazgım, malım mülküm yokSeni zengin edecek: Sadece altın yerine geçen,Önemli nasihatler verebilirim sana, eğerBenim sözlerime biraz kulak verirsen. Henüz masum ve safken, daha ilk gençliğinde,Öğren bilesin diye, şu insan dediğin ne,Ve nasıl, iyice bak, onların neye benzediğineVe koru kendini, çok büyük yanlışlardan…

Tekin Gönenç * Onlarsız

benim güzel olduğum yerlerdesiz hiç olmadınız gölgemdi odeğip geçen gözlerinizesoluklarımla taşıdım hepsancısını sokakların ondandır dağbaşlarınao tavşansıo rüzgar kaçışlarım bir gemi ellerimi getirirbir fırtına saçlarımı uzaklardanbu ben böyle olur muydum hiçhep sizinle olsam ondandır dağbaşlarınao tavşansıo rüzgar kaçışlarım bir gün sizi tutup buralara getirsemdiner mi bilmemsancısı…

Çin / Ping Hsin * Ortak Paylaşım için Buğday Hasadı

İyi bir hasat yılıBuğday getirildi harman yerine.İkinci kız kardeş eziyor onuHarmanlıyor büyük kız kardeşÜçüncü kız kardeş savuruyorÖzenle ve fırlatıp atıyor kabukları.Altın hububat yığınları yükseliyor avluda.Yuvarlak, yusyuvarlak buğday,Daha da güzel nar tanesindenIsır onu dişlerinle, çıtırdar sevinçle!İlk yığını buğdayın, ne kadar da keyifliydiSonra serdik güneşeVe temizledik,Döndüreceğiz şimdi…