TÜRKİYE'DE SİYASETİN TEMEL SORUNU * Ülgen Zeki Ok

Ocak 4th, 2014

Barış Manço yıllar önce siyasete soyunmuş, çok kısa zamanda vazgeçmişti hevesinden. Nedenini yaklaşık şöyle açıklamıştı: “Parti genel başkanının gelmesini iki saat ayakta beklemeyi partiye hizmet olarak gören insanlarla birlikte çalışmam imkansızdı.”

Sudan'lı bir bilim adamı da 20 yıl kadar önce gözlemini bana şöyle dile getirmişti: “Çok ülke gezdim, bir tek Türkiye'de, siyasetçilerin düzeyi halkın altında…”

Peki, neden böyle?

Birçok nedeni var, ama temel neden birçok yönden nitelikli olan insanların siyasetten uzak durmaları… Bu durumu en iyi açıklayansa Ignoble (rezil) Nobel Ödüllü Dunning Kruger Sendromu: “Bilgili, yetenekli ve donanımlı kişiler 'fazla alçakgönüllü' davranıp, önemli görevler için başkalarından teklif beklerken, 'kifayetsiz muhterisler' (yetersiz ihtiraslılar) cahil cesaretleriyle aday olup, bu makamları işgal ediyor.”

Ardından “Birinci sınıf insanlar, birinci sınıf insanlarla; ikinci sınıf insanlar ise üçüncü sınıf insanlarla çalışmayı yeğler” şeklindeki 'Andre Weil Kuralı' gereği, alt kademeler üçüncü sınıf insanlarla doluyor. Ve sonuç malum…

Tek neden bu değil kuşkusuz… Yurt dışı birçok odağın çeşitli yollarla ve kendi çıkarları doğrultusunda Türkiye'deki siyaseti şekillendirmeye çalışmaları; kendini güvende hissetmeyen bazı alt kimliklerin, biraz da kendilerini koruma refleksi ile siyasete daha fazla ilgi duymaları ve siyaseti dar grupları çerçevesinde yapmaları da etkili, bu süreçte…

Türkiye'nin yükselmesi; problem çözme yeteneği olan, zeki, bilgili, yetenekli, dürüst, siyaset dışındaki alanlarda kendini kanıtlamış, dar grupları değil geniş kesimleri kucaklayacak yeni yüzlerin siyasete girmesi ile olası… Bu özellikler arasında belki de en önemlisi 'problem çözme yeteneği'; çünkü Türkiye'de birçok alanda sistem oturmadığı için yöneticiler sıklıkla sorunlarla karşılaşıyor ve bunlara hızlı, pratik ve kalıcı çözüm bulmak gerekiyor. “İlgililerin bilgisiz, bilgililerin ilgisiz” olduğu bir toplum istemiyorsak, böyle insanları bulup teklif götürmeliyiz.

CHP son zamanlarda bunu yapmaya başladı. İzlediğim kadarıyla kendisi de yukarıda saydığım niteliklere sahip olan yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın başta olmak üzere, önceden siyasete girmemiş nitelikli adaylara destek veriliyor; Ayvalık'ta Rahmi Gençer'in adaylığı bunu kanıtlıyor.

Siyasete yeni giren kişilerin adaylığının diğer adaylarda ve parti teşkilatlarında tepkilere yol açması da çok doğal. Ancak, bunların zamanla aşılacağını; adayları tanımaya başlayan ve onların farklı niteliklerini gören partililerin de ona destek olacaklarını düşünüyorum.

Siyasete önceden soyunmuş ve nitelikleriyle öne çıkarak başarılı olmuş kişilerin desteklenmesi de şart; özellikle 'problem çözme yeteneği' olanların… Bu başarılı kişileri incelerseniz, çocukluklarından itibaren 'problem çözme yetenekleri' sayesinde çeşitli sınavlarda başarı sağladıklarını ve bu sayede iyi okullarda yetiştiklerini görürsünüz…

Örnek mi? İzmir ilçelerinin Üç başarılı belediye başkanı: Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, Tunç Soyer ve Bekir Keskin…

Haftanın Sözü: “Zeka, dünyayı yerinden oynatmaya yarayan maniveladır.” Honoré de Balzac