'17 ARALIK DEPREMİ' ÖNCÜ SARSINTI MI? * Ülgen Zeki Ok

Aralık 28th, 2013

Haber Ekspres 29.12.2013

Wikipedia diyor ki: “Eğer artçı sarsıntı ana depremden daha şiddetli gerçekleşirse, bilinmelidir ki artçıdan önce meydana gelen deprem ana deprem değil öncü sarsıntıdır”. '17 Aralık Depremi' sonrasında gittikçe şiddetlenerek süren sarsıntılar 'yıkıcı' olacak ana depremin habercileri mi yoksa?

Cemaat kendine yönelik olası bir hamleyi önlemek için sersemlemiş durumdaki Erdoğan'a ve AKP'ye darbe üstüne darbe vuruyor. Geçen haftaki yazıda birkaç aya yayılacağını öngördüklerimin çoğu birkaç günde gerçekleşiverdi.

Açılan soruşturma dosyasından basına sızan bilgilere göre sıra, Başbakan Erdoğan'ın çocuğuna ve dolayısıyla Erdoğan'a geldi bile… İddialara göre Tayyip Erdoğan nüfuzunu kullanarak rüşvet karşılığında rant elde etmek ile suçlanıyor. ATV-Sabah Grubu'nun satışında Erdoğan'ın talimatı ve AKP İzmir adayı Binali Yıldırım'ın koordinesinin olduğu öne sürülüyor. Dosyada ayrıca, Bilal Erdoğan'ın İnterpol tarafından aranan Yasin El Kadı ile gizli ticari ortaklığı, El Kadı'nın, Al Baraka Türk ve BİM Mağazaları'nın gizli ortağı olduğu, Yasin El Kadı ile Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmeleri, Etiler Polis Okulu arazisinin ihalesiz Bosporus 360 şirketine verilmesi, TÜRGEV yolsuzlukları ve birçok ihaleye fesat karıştırma suçlamaları da yer alıyor.

Tüm bunlardan daha önemlisi ilk depremin yıkıntılarının altında kalan ve Erdoğan tarafından istifaya zorlanan Eski Bakan Erdoğan Bayraktar'ın istifa ederken söylediği iki cümle: “Soruşturma dosyasında var olan ve onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü Sayın Başbakan'ın onayıyla yapıldı” ve “Sayın Başbakan'ın istifa etmesi gerektiğini ifade ediyorum”. Bu sözlerin ardından artık Erdoğan'ın ve AKP'nin bir ayağı çukurda…

Erdoğan arka arkaya gelen sarsıntılar sonucu bir karşı hamle yapamadı şu ana dek… Cemaat'e 'örgüt kurma' suçlaması ile soruşturma başlatılamadı, örneğin… En az bunun kadar etkili olabilecek diğer hamleler; Ergenekon, Balyoz, Şike gibi davaların yeniden görülebilmesi için de girişimlerde bulunmak ve tutuklu yargılanan gazetecilerle askerlerin tutuksuz yargılanmalarını sağlayacak bir düzenleme yapmak olabilir. Bu durumda AKP, tüm bunların yükünü, büyük oranda Cemaat'in sırtına yüklemiş olacaktır; ancak bunu başarabileceğini sanmıyorum.

'Yıkıcı ana deprem' ne zaman olacak bakalım? Ve yıkıntıların altında kimler kalacak?

Gelelim belediyelere…

CHP, adaylığını açıklaması üzerine, İzmir'de en yüksek oy potansiyeline sahip olan Aziz Kocaoğlu'nu aday gösterdi, doğal olarak… İlçelerde de en yüksek oy alma potansiyeline sahip kişilerin aday gösterileceğini; kişisel çekişmelerin ve kırgınlıkların bir yana bırakılacağını düşünüyorum. Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır, Tunç Soyer, Bekir Keskin gibi çok başarılı ilçe belediye başkan adayları ile CHP, AKP'ye İzmir'de tarihi bir fark atacaktır. Binali Yıldırım'ın yolsuzluk iddiaları nedeni ile adaylıktan çekilmesi bu farkı arttırır.

Ankara'da Mansur Yavaş'ın Gökçek karşısında başarılı olacağı kanısındayım. Alevi yurttaşlarımız 'MHP'li aday'a karşı haklı bir tepki verseler de, sonunda sağduyulu davranıp Yavaş'ı destekleyeceklerdir.

CHP Ayvalık'ta da çok doğru bir seçim yaparak, birçok değerli aday arasından, çok sevilen ve tanınan Ticaret Odası Başkanı Rahmi Gençer'i aday gösterdi. Diğer adayların önceden verdikleri sözü tutarak, Gençer'i destekleyeceklerine ve Gençer'in çok yüksek bir oy oranı ile kazanacağına inanıyorum.

Çoğunluğun aksine, Sarıgül'ün İstanbul CHP adayı olmayabileceğini düşünüyordum, yanılmışım. Umarım bir kez daha yanılırım; Sarıgül seçilir ve başarılı olur.

Haftanın Sözü: “Eğer yargı bağımsızlığını kaybederse mutlaka siyasallaşır. Tarih, siyasallaşmış ve bağımsızlığını kaybetmiş bir yargının, bir bumerang gibi onu kendisine bağlı hale getirmeye çalışanları vurduğuna ilişkin örnekler doludur.” Sabih Kanadoğlu (2009)