Adonis Yaşam Öyküsü

ADONİS (Ali Ahmet Said Eşber) Arap şairi, Asıl adı Ali Ahmet Said Eşber?dir. 1930 yılında Suriye'de Lazkiye'nin Kassabin köyünde doğdu. 14 yaşına kadar burada yaşadıktan sonra Tartus'ta bir Fransız lisesinde okudu. Dah sonra Lazkiye'deki devlet okulunu bitirerek 1950 yılında Şam Üniversitesi'ne girdi. Ülkenin bağımsızlığa kavuşması…

Suna Aras * Annemle Konuşmalar

Annem ilk defa, babamdan, ilk defa duyacağımİki dize söylüyor? Çok sıradan bir şey gibiSıradan… Öyle gelmiyor hayır öyle söylüyor?Bir doğum muştusunun sevinci bu satırlar?Diye ekliyor sonra? Meğer babam şairmiş! Acısı öyle yeşil duruyor ki yüzünde?Bir cezadır anılar insan hücrelerinde?Deyince? Sanki biri beni yere çarpıyorBir kepçe…

Satirik Şiir

Toplumdaki çeşitli düzensizliği, bozuklukluğu yeren, taşlayan, eleştiren, kişilerin dalkavukluk, düzenbazlık, kendini beğenmişlik, mevki düşkünlüğü gibi huylarını; devlet yönetiminde umarsızlık, çıkarcılık ve beceriksizliklerini, olayları, durumu, iğneleyici sözlerle ve alaylı ifadelerle anlatan şiirlere satirik şiir denir. Alay etmek, dalga geçmek veya güldürmek amacıyla da yazıldığı olur. Didaktik…

Pastoral Şiir

Doğayı, doğanın güzelliklerini, orman, yayla, dağ, bozkırı ve kırsal yaşamı, köy ve çoban yaşamını ve bu yaşam tarzına karşı duyulan özlemi anlatan şiir türüne ?pastoral şiir? denir. Pastoral sözcüğü “çobanlara ilişkin” demektir ve Türkçede bu anlamda râiyâne, rüstâî terimleri de kullanılmıştır. Batı edebiyatlarında doğrudan doğruya…

Epik Şiir

Konusunu savaş, kahramanlık, yiğitlik ve yurt sevgisinden ya da tarihsel olaylardan alan, okuyanda; coşku, yiğitlik duygusu, savaşma arzusu uyandıran, coşkulu bir anlatımla işlenmiş, destansı özellikler gösteren uzun şiirlere ?epik şiir? denir. Epik şiire destanî şiir, hamasî şiir ve kahramanlık şiir terimleri de kullanılır. Edebiyatımız epik…

Dramatik Şiir

Tiyatroda kullanılan şiir türüdür. Eski Yunan edebiyatında oyuncuların sahnede söyleyecekleri sözler şiir haline getirilir ve onlara ezberletilirdi. Böylece yaşamın trajik, komik, korkunç yanlarını göz önünde canlandırmak ya da tiyatroda oynanmak için harekete çevrilebilen şiir türününü geliştirildi. Batı edebiyatında Corneille, Racine, Shakespeare, Türk Edebiyatında Namık Kemal,…

Didaktik Şiir

Bir düşünceyi aşılamak ya da belli bir konuda öğüt, bilgi vermek, ahlâkî bir ders çıkarmak amacıyla öğretici nitelikte yazılan, duygu yönü zayıf şiir türüdür. Şiirsel dille yazılmış öyküler ve fabllar bu türe girer. Örnek: KARGA İLE TİLKİ Bir dala konmuştu karga cenapları;Ağzında bir parça peynir…

Tevriye

Bir sözcüğün dize içinde birden çok anlamıyla (yakın ve uzak anlamıyla) kullanılması sanatına “tevriye” denir. Örnek ?Sıcak hülyasında ellerin? S. Ünver Dizesinde ?ellerin? sözcüğü hem başkalarının, yabancıların anlamında hem de organımız olan eller anlamında kullanılmıştır. ?Kalan şimdi soluk” S. Ünver Bu dizede ise ?soluk? sözcüğü…

Teşbih

Bir varlığın, nesnenin veya kavramın, başka bir varlığa benzetilerek anlam artırımına gidilmesine teşbih denir.Böylece iki varlık arasında benzerlik kurma yoluyla birinin anlamı diğerine düzeyine çıkarma işi yapılmış olur. Örnek Kedi gibi çevik güreşçi. Akrep gibi zehirli insan. Babası gibi başarılı evlat. Teşbih; benzetilen, benzeyen, benzeme…

Tenasüp

Bir dizede veya dize grubunda, anlam bütünlüğü yönünden türdeş sözcüklerin art arda kullanılması ile yapılan sanata tenasüp sanatını denir. Örnek “Bir albümde eski resimler” S.Ünver Bu dizede albüm ve resim birlikte kullanılarak tenasüp oluşturulmuş. “Tüner de ardına camın Ulur hüznünü akşamın Gözleri yabanıl, renkli” S.Ünver…

Sihr – İ Helal

Bir sözcüğün hem yazıldığı dizeyle, hem de altındaki dizeyle okunduğunda anlamlanması sanatına Sihr-i Helal diyoruz. “Gözleri yabanıl, renkli Geçmişi bekler sanki.” Serdar Ünver Bu örnekte”renkli” sözcüğü yazıldığı dizeyle okunduğunda gözlerin renkliliğini, altındaki dizeyle okunduğunda renkli bir geçmişi anlatıyor.

İstiare

Eğretileme de denir. Teşbih gibi benzetme sanatıdır ancak ondan farkı benzeyen ve benzetilenden birinin söylenmemesiyle yapılmasıdır. Bir sözcüğü kendi anlamı dışında kullanarak veya bir varlığı, nesneyi ya da kavramı benzediği başka şeylerin adıyla anarak söyleme sanatına istiare denır. İstiarede, benzeyen veya benzetilenden sadece birisi kullanılır….

İntak

Cansız varlıkları ve hayvanları insan gibi konuşturmak sanatıdır. La Fontaine'in öykülerinde bu sanatın en güzel örnekleri ile karşılaşırız. Örnek “su dingin taşım sessiz yerinde yok şakşağım” Bu dizeler su değirmeninin ağzından yazılmış. “Benim adım dertli dolap” Yunus Emre Yunus Emre bu dizeleri ile su dolabını…

Cinas

Yazılış ve söylenişleri aynı veya birbirine çok yakın olduğu hâlde, anlamları farklı (sesteş, eşsesli) iki veya daha çok sözcüğün bir arada kullanılması ile yapılan sanattır. Aynı zamanda daha çok manilerde rastlanan bir uyak türüdür. Örnek Kısmetindir gezdiren yer yer seni Göğe çıksan âkıbet yer yer…

Anjanbman

Şiirde anlamın bir dize ya da dize grubunda bitmeyip diğer dizeye, alt dize gruplarına kaydırılması sanatıdır. Düzyazıyı şiire yaklaştıran bu edebi sanat şiirimize Fransız şiirinden geçmiş, Servet-i Fünun döneminde yaygın kullanılmıştır. Örnek ŞİMDİ/SİZ Tüner de ardına camınUlur hüznünü akşamın Gözleri yabanıl, renkliGeçmişi bekler sanki. Sıcak…

Aliterasyon

Bir dizede ya da cümlede uyum sağlamak amacıyla kulağa hoş gelen seslerin, aynı hecelerin art arda yinelenmesi sanatına aliterasyon denir. Sessizlerle yapılana aliterasyon, seslilerle yapılana ise asonans denir. Örnek: ?Tut ki tuttuk turuncuyu topuğundan Aynı aynalarda ağlamadıkça Sığar mı susmanız sarnıçlara” “Tut ki tuttuk turuncuyu…

Akis

Bir dizedeki sözcüklerin ya da sözcük topluluklarının yerleri değiştirilerek yapılan söz sanatıdır. Cümle ya da dizede bir sözcük diğerinin önüne ya da arkasına getirilerek cümle ya da dize tekrarlanır. Dizedeki sözcüklerin tamamı simetrik olarak yer değiştirmişse yapılan aks'a tam akis denir, sözcüklerin sadece bir kısmı…

Abartma ((mubalağa)

Edebiyatın her alanında sözün etkisini artırmak için, bir varlığı, nesneyi veya kavramı, olduğundan çok fazla veya çok az gösterme şeklinde yapılan sanata abartma (mubalağa) denir. Eskiden şairler abartma sanatına çok önem vermişler, özellikle Divan şairleri; medhiye, fahriye ve hicviye türü ürünlerde bu sanata yer vermişlerdir….

Yedi Meşaleciler

1930?lara gelirken yeni bir yazın çığırı açmak girişimiyle karşılaşılır. Milli Edebiyatçıların sığlıklarına, gerçekçilikten uzak memleketçiliklerine bir tepki olarak, Yusuf Ziya Ortaç?ın 1928?de çıkardığı Meşale isimli dergi çevresinde toplanan Sabri Esat Siyavuşgil, Ziya Osman Saba, Yaşar Nabi Nayır, Muammer Lütfi, Vasfi Mahir Kocatürk, Cevdet Kudret ve…

Toplumcu – Gerçekçi Dönem

Cumhuriyet sonrası Türk şiirinde asıl yenilik Nazım Hikmet?le gelir. Sağlıklı, biçim ve özde devrim yapan bir yeniliktir bu. Ölçüyü atan Nazım Hikmet?tir, özü biçimin bağlarından kurtaran da. İlk iki kitabıyla (835 Satır, Jakond ile Si-Ya-U, 1929) “şairane”ye karşı çıkmış, dizeci anlayışı yıkmıştır. Ama gelenekten de…