Giresun

Giresun Şehrinin İsmi Nerden Geliyor? Şehrin nerede kurulduğu ve kimler tarafından iskan edildiği konusu tartışmalıdır. Bu tereddüt M.Ö. 350 yıllarına ait kaynaklarda da yer almaktadır. Coğrafyacı Strabon, Farnakia dediği şehrin; bugünkü Giresun kentinin olduğu yerde kurulduğu üzerinde durmuştur. Romalı idareci Arrien Farnakia'nın eski adının Kerasus…

Gaziantep

Gaziantep Şehrinin İsmi Nerden Geliyor? GaziantepŞehrin eski adı Ayıntab?dır. Kelime anlamı, pınarın gözü demektir. Halk bunu Antep olarak değiştirmiştir. Halk Kurtuluş savaşında Fransızlara karşı başarılı bir savaş verince 6 Şubat 1921?de çıkartılan bir yasayla Gazi ünvanı verildi.

Eskişehir

Eskişehir Şehrinin İsmi Nerden Geliyor? Bugünkü Eskişehir ili, Eski ve Orta çağlarda Yunanca Dorylaion, Latince Dorylaeum ismi ile tanınan bir kentti. Arap kaynaklarında ise şehrin adı Darauliya, Adruliya ve Drusilya olarak verilmiştir. Dorylaion, antik kaynaklarda önemli yolların kavşak noktasında kaplıcaları ile ünlü, ticaret ile zenginliğe…

Erzurum

Erzurum Şehrinin İsmi Nerden Geliyor? Erzurum'un bilinen ilk adı Doğu Roma (Bizans) İmparatoru II.Theodosios' a (408-450) izafe edilen Theodosiopolis'ti, şimdiki Erzurum'un yerinde kurulmuştu. IV. asır sonuna doğru Roma imparatorluğu sınırları içine alınmış ve 415 tarihinde Theodosios' un emriyle Şark Orduları Kumandanı Anatolius tarafından kurulmuştur. Urfalı…

Elazığ

Elazığ Şehrinin İsmi Nerden Geliyor? 1834 yılında Mezra denilen yerde kuruldu. 1862 yılında buraya o sıradaki padişah Abdülaziz?in onuruna ?Mamuretülaziz? adı verildi. Bu ismi uzun bulan halk onu Elaziz olarak kısalttı. 1937 yılında Atatürk tarafından tahıl ambarı bolluk ve bereket anlamına gelen El'azık adı verilmiş…

Edirne

Edirne Şehrinin İsmi Nerden Geliyor? Romalılar döneminde imparator Hadrianus tarafından kurulduğu için şehir “Hadrianopolis” adını alır. Hadrianus'un şehri anlamına gelen bu sözcük, sonradan değşimlere uğrayarak Edirne halini aldı.

Diyarbakır

Diyarbakır Şehrinin İsmi Nerden Geliyor? Bakır ülkesi anlamına gelmektedir. Bu ismin kaynağı Diyar-ı Bekir'dir. Bekir'in memleketi anlamına gelir. Bunun nedeni de Bekir b. Va'il adlı Arap göçebe boyunun buraya yrleşmiş olmasından kaynaklanır. Diyarbakır'ın eski adı Amid veya Amed'dir. Gelen veya bizim anlamına gelir. Dede Korkut…

Bir Soluklu Şiir * Turgay Fişekçi

Baharın bu ilk gülüşündeBugün, şu an nerdesinAklıma düştünMum ışığı yalnızlığımın içindeYeşil kınalı ördeklerin yüzdüğü gözlerinÇocuk ezgileriyle uçuşan eteklerin Dokunmak istiyorum boynuna şu anTerini emen bir mendil gibiDokunmak istiyorum alnınaToprağa bir gizimi döker gibiSürmesini istiyorum şu hüzün anınınNe zamandır böylesine özlemedim seniHayatımız adanmış, durmak pas ve…

Bir Sabah Şarkısı * Turgay Fişekçi

Açıyorum gözümüKarşımda senToprağın kokusu üzerindeGeldiğin yolları sormuyorum Mavi bir sabahKuş cıvıltılarından bir taç alnındaOturuyorsun yatağımın kıyısındaYüzün yumuşakBekler gibi bir öpüşü. Sessiz bir sabahGözlerinin pınarından çekip alıyorum sözcükleriYüreğinde bir sitem var söndüremediğimYaksın istiyorum beni o ateşTek sen üzülme. Ellerin sabah mahmurluğundaBir insan yüreğinde olabilecek tüm duygularlaŞafağın…

Her Şey Yıkılırken Şiiri Ayakta * Turgay Fişekçi

Kıskanılacaksa büyük şairHayatıyla kıskanılmalı.Şiir, hayata göre kolay bir eylem.Bir gün uğraşılarak güzel bir şiir yazılabilir:Mavi bir göğü pembeye boyayanBirkaç erguvan ağacını,Bir çınar gölgesindekiSerin bir su sesini,Bir yakınlığı düşleyerek. Hayatın zor biçimlenen gereçleri iseHep zorlar şiiri.Bir insandanBir kenttenBir kitaptanŞiire ulaşmaya çalışırken Böyle bir duyguyla kıskandım işte…

Evden İşe * Turgay Fişekçi

Bakın nasıl olmalıBiliyor musunuz dünya?İnsan yürürken sabahlarıÇevresi sessiz olmalıYani sudan gelen hafif bir rüzgârTraş losyonlarında bulamadığımızİnsan yürürken sabahlarıÇevresinde ağaçlar olmalıFazla sık olmayanNe serbestçe yürümeyi engellesinNe gölgesi eksik olsun üstümüzdenBiz güneşli bir ülkeyizToprak hep nemli olmalıTadı ve kokusu unutulmasınİnsan yürürken sabahlarıHer an oturabileceği sıralar bulabilmeliÇay ,…

Dokumacı Kölenin Türküsü * Turgay Fişekçi

Umut taşımak yasak banaYasak bir tomurcuk gülün elinden tutmakYaşamım mekik atmak tezgâhtaVe ağrıyan kaslarla uyanmak sabahlarıGüneş parlar durur yıllardırKarşılıksız bir sevgiyle her sabah başucumdaGüneşe karşı vücudumuÇırılçıplak verip toprağaGökleri saracakmışım gibiArzuyla kollarımı açmakYasak bana.Saçlarımı çözemedim güneşeAya gösterdim geceleriUmutlarımı okşayacak bir el bulurum diyeSpartaküs zincirlerini kıramadı yaYine…

Kara Kış * Turgay Fişekçi

Asma bahçelerde hurma rakıları yokNe bir çiçek taraçalardaNe bir yudum su–Uydu fotoğraflarında ağlayan insanlar görülür mü? Yanık kokuları köreltmiş burunlarınıDilleri kurumuş mart kedilerinin.Şafakla gelen ölüm kuşlarıBırakıyor toprağa tohumlarını.–Radarlar görür mü yanan badem ağaçlarını? Can Yücel alkolle yüreğini bombalar her geceGüler yoksa sütsüz kalır şiir yavruları.Binlerce…

Hüseyin Erdem * Turgay Fişekçi

Gözlerim açıldığındaİlk gördüğüm insandınBütün insanları senin gibi sandım Bingöl suları bir masaldı anlattığınAvucuna alıp, yüzünü gömünceSıçrayan damlacıklarda nisan kuzucukları.Al kilimli atlar, çağıldayan sulardan geçerdiSuyun ötesinde hep bir bekleyen vardırHer masaldan her gerçeğe giden yoldaAlnımı serinleten küçük odamdı elin. Çocuktum, âşıktımGüneş vuran bir üzüm tanesinin içindeki…

On Yıl Önce * Turgay Fişekçi

Mevsimlerin dışımızda değiştiği zamanlardıHep korunarak geçen günlerKalkık yakalar , düşük omuzlarHer an belki bir?Erguvanların görülmediği bir Nisan?dıSüs kirazlarının bilinmediği?Bugun kim?? diye açılan sabahlarErguvansız , gri bir Nisan?dıÖlmemekBir insanın sevdiklerine verebileceği tek armağan.Server Hoca?nın resmiyle açıldı günOn yıl öncesinin bir Nisan sabahıAk çarşaflar içindeydiPapatya tarlasında uyur…

Nişanlı Kızın Ağıdı * Turgay Fişekçi

Göğsün papatya tarlasıAh, sarardın beniSevgilim, sevgilimKolların nerde şimdi Kirpiklerinin ucunaAsmıştım yüreğimiMavisinde yittiğimGözlerin nerde şimdi Bilgeceydi dostluğunSevgiydi sunduğunYıldız gözlüm, gündüzümIşığın nerde şimdi

Kuşsuzluk * Turgay Fişekçi

Sait Faik'in anısına Kuşlara yer kalmadı artıkGeçen yaz bıraktığı köyü bulamıyor leyleklerAsit yağmurları örttü üzerleriniKırlangıçlara ne çatı altları kaldı yuva yapacakNe ıslatıp biçimlendirecekleri toprakŞıra içemezler artıkAsma kütükleri kahverengi birer haçPetrol denizlerinde renkleri değişti martılarınYalıçapkınları bilirler miAvları metal ölüsü bir balık. Kuşlar için evler yapardık oysaPenceremizde,…

Mektup * Turgay Fişekçi

Nefret ediyorum kendimdenErken yattığım akşamlarGünün kurşun yorgunluğuna yenilipBir patates çuvalı gibi devrilince yatağaYaşadığımız hayat başkalarının daBizim için ölenlerinBizim için yaşayanlarınGün gün , dakika dakikaTüm hayatlara borçlu yaşıyoruzBelki bundan ter içinde fırlamak yataktan geceyarılarıSarılmak bir kitabaSarılır gibi susuz gecelerde yareBaşımdan aşağı döktüğüm soğuk sularınVücudumda cazlaması bundanBelki…

Sofra Adabı * Metin Eloğlu

Keşkek şu kazanda kaynar, benim bildiğim;Şu güveçte helmelenir fasulya.Kuzu şu kadar ateşte çevrilir;Tuzlama şu tabağa konur ille..Yumurta şu sahana kırılır.Çorba mı? Çorba şu kaşıkla içilir tabii,Hoşaf bu kaşıkla..İster uskumru olsun, ister kolyoz,İster orkinoz, ister hanos;Balık şu bıçakla kesilir..Şarap siyahsa şu kadehe konur elbet,Beyazsa bu kadehe…

Sakıncasız * Metin Eloğlu

Bir kuş tüyüne değip deberelenmedenBir güz yelinde örselenmeden hiçÇayırın acı yeşillerine uğramaksızınHırpalanmadan günışığındaPapatya kokularıyla ırgalanmadanSen yine orda mısın demedenSen halaSen hala gel demedenGeliyorum ben sana