18 Mart Çanakkale Zaferi(2) * Bedriye Aksakal

20.03.2013 / 00:00
Çanakkale Bölgesi, önemli tarihiyle büyük savaşlara sahne olmuştur. Homeros?un İlyada adlı yapıtta anlatılan Troya Savaşı bugün dahi devam ediyor.
Batının emperyalist vizyonuna geçişini Çanakkale Savaşı sırasında gördük.
Çanakkale Savaşı?nda, Çanakkale?nin geçilemeyeceğini anlayan İtilaf Devletleri, 1916 yılında topraklarımızı terk ederken, geride binlerce şehidimiz kalmıştır.
Çanakkale Zaferi, vatan ve namus uğruna kazanılan bir zaferdir. İki yıl önce şehitliği gezerken hıçkırıklara boğulmuştum. Her bir anıtta yazılanları okurken yüreğim dağlanmıştı.
Türk Askeri?ne Saygı Anıtı?nda ise, Üstteğmen Casey?in (sonradan Avustralya genel valisi olmuştur.) yazısını okurken, boğazım düğümleniyor. Casey diyor ki:
?25 Nisan 1915 günü Conkbayırı?nda Türkler ve Birleşik Kuvvetleri arasında 8-10 metre mesafe var. Süngü hücumundan sonra savaşa ara verildi. Askerler siperlerine çekildi. Yaralılar ve ölüler toplanıyor. İki siper arasında açıkta ağır yaralı ve bir bacağı kopmak üzere olan İngiliz Yüzbaşısı, avazı çıktığı kadar bağırıyor, ağlıyor: Kurtarın diye yalvarıyordu. Ancak hiçbir siperden, kimse çıkıp yardım edemiyordu. Çünkü en küçük bir kıpırdanışta, yüzlerce kurşun yağıyordu. Bu sırada akıl almaz bir olay oldu. Türk siperlerinden beyaz bir iç çamaşırı sallandı. Arkasından aslan yapılı bir Türk askeri silahsız siperden çıktı. Hepimiz donup kaldık. Kimse nefes alamıyor, ona bakıyorduk. Asker yavaş adımlarla yürüyor. Siperdekiler kendisine nişan almış bekliyordu. Asker yaralı İngiliz subayını okşar gibi yerden kucakladı, kolunu omzuna attı. Ve bizim siperlere doğru yürümeye başladı. Yaralıyı usulca yere bırakıp, geldiği gibi kendi siperlerine döndü. Teşekkür bile edemedik. Savaş alanlarında günlerce, bu kahraman Türk askerinin cesareti, güzelliği ve insan sevgisi konuşuldu. Dünyanın en yürekli ve kahraman askeri Mehmetçiğe derin sevgi ve saygılar.?
Çanakkale Savaşı?nda destanlar yaratan Mustafa Kemal?e bir kurşun geldiğinde göğsündeki saat, onu ölümden kurtarmıştı. O anı, Mustafa Kemal şöyle anlatıyor:
?10 Ağustos 1915. Conk Bayırını almak ve bütün boğaza hakim olmak için İngilizler 20.000 kişilik bir kuvvetle günlerce kazdıkları siperlere yerleşmişler, hücum anını bekliyorlardı. Gecenin karanlığı tamamen kalkmış, tan ağarmak üzeriydi. 8. Tümen Komutanı ve diğer subaylarını çağırdım. Mutlaka düşmanı mağlup edeceğinize inanıyorum. Ancak siz acele etmeyin. Evvela ben ileri gideyim. Size ben kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birlikte atılırsınız. Bu durumdan askerleri de haberdar etmelerini istedim. Hücum baskın tarzında olacaktır. Sakin adımlarla, ve süzülerek, düşmana 20- 3- metre yaklaştım. Binlerce askerin bulunduğu Conkbayırı?nda çıt çıkmıyordu. Dudaklar sessizce bu sıcak gecede dua ediyordu. Kontrol ettim, kırbacımı başımın üstünde kaldırıp çevirdim. Ve birden aşağıya indim. Saat: 4:5 kıyametler kopmuştu. İngilizler neye uğradığını şaşırmıştı. Allah! Allah! Sesleri, bütün cephelerde karanlık gökleri yırtıyordu. Her taraf duman içinde ve heyecan her yere hakim olmuştu. Düşmanın topçu ateşi, gülleleri büyük çukurlar açıyor, her tarafa şarapnel ve kurşun yağıyordu. Büyük bir şarapnel parçası tam kalbimin üzerine isabet çarptı. Sarsıldım. Elimi göğsüme götürdüm. Kan akmıyordu. Olayı Yarbay Servet Bey?den başka kimse görmemişti.
Ona parmağımla susmasını emrettim. Çünkü vurulduğumun duyulması bütün cephelerde panik yaratabilirdi. Kalbimin üzerinde cebimde bulunan saat paramparça olmuştu. O gün akşama kadar birliklerin başında daha hırslı olarak çarpıştım. Yalnız bu şarapnel, vücudumda kalbimin üzerinde, aylarca gitmeyen derin bir kan lekesi bırakmıştı. Aynı gece, yani 10 Ağustos günü beni mutlak ölümden kurtaran ve parçalanan saatimi, ordu komutanı Liman Von Sandres Paşa?ya hatıra olarak verdim. Çok şaşırmıştı, heyecanlanmıştı. Kendileri de altın cep saatini bana hediye ettiler. Bu hücumlarda İngilizler, binlerce ölü bırakarak, tamamen geri çekildi. Ve Çanakkale?nin geçilemeyeceğini iyice anlamış oldular.?
Daha sonraları Atatürk, dünyaya barış çağrısında şöyle seslendi:
?Bu memlekette kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar, göz yaşlarınızı siliniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler, onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.?
Çanakkale Zaferi?ni anma haftasında tüm şehitlerimizi bir kez daha saygı ile anıyorum. Ülkemizi parçalamak isteyenler de şunu kulak ardı etmesin. Bu güzel ülkem, kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla ve genciyle hepimizin. Şehitlerimizin kanıyla sulanmış güzel yurdumu hiç kimse parçalayamaz. Kimsenin buna gücü yetmez. Atatürk?ün dediği gibi, ?Cumhuriyetimiz, gençlere emanettir. Bu emanet sonsuza dek yaşayacaktır.?